Geçen haftalarda bu köşede, hayatlarının belki de en heyecanlı ama en kafa karıştırıcı dönemlerinden birini yaşayan sevgili gençlerle, yani sizlerle dertleştik biraz. Kariyer denilen o upuzun ve bazen sisli görünen yolda ilk adımları atarken nelere dikkat etmeli, hayallerimizle gerçekler nasıl örtüşmeli, konuştuk durduk. Şimdi o yolculuğun en pratik, en somut ve en 'işin mutfağına inme' durağına geldik: Staj!
Geçen hafta bu köşede okul hayatı ve sonrasındaki iş süreçleri üzerine konuşmuştuk. Gelen geri bildirimler, bu konuların özellikle gençler ve onların ebeveynleri için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi.
Merhaba sevgili okurlar, özellikle de üniversite sıralarında hayatının en heyecanlı ve bir o kadar da kritik dönemini yaşayan genç arkadaşlarım. Bu hafta sizlere kalbî bir çağrıda bulunmak istiyorum:
Geçen hafta girişimciliğin en derin duygularından birine, yani "korku"ya dokunmuştuk. Belirsizlikten, riskten ve en önemlisi "başarısızlık" olasılığından duyulan korkuya...
Sevgili okuyucularımız, ileri girişimcilik ile başlamış olduğumuz sohbetimiz şimdi ise, olmazsa olmaz ancak gölgesinde kalınca da hiçbir şey olmaz hale getiren KORKU!
Sevgili okuyucularımız. Yıllar içinde farklı sektörlerde edindiğim girişimcilik tecrübelerimizden birkaç öğreti kaldı hayatımızda.
İnsanlık tarihi boyunca, sağlık ve esenlik arayışı, evrenle ve doğayla olan ilişkimizle derinden iç içe olmuştur.
Sevgili arkadaşlar, bir çoğumuz için bilmek her şeydir, bununla beraber yine bir çoğumuz içinse bilmemek mutluluktur.