Bir insan neden bir takımı bu kadar sever? Hem de öyle böyle değil; çocuğunun adını koyacak kadar… Maç kaybedilince günlerce içine kapanacak, hakem hatası yüzünden gece uykusunu kaçıracak, gol sevinciyle apartmanı inletecek kadar… Bu sadece bir spor meselesi midir, yoksa çok daha derin bir şey mi anlatır?
Hayatın tam ortasında, bir yerlerde sessizce öğrendiğimiz bir duygu var: Çaresizlik.
Geçtiğimiz günlerde İstanbul'da yaşadığımız deprem, yalnızca binaları değil, iç dünyamızı da sarstı.
Sevgili okurlarım, Her sabah aynı ritüel: Yüz yıkanır, saç kabaca toplanır, gözler kendini zorla aynaya kaldırır…
Sevgili okurlarım, Zamanın ritmi değişti. Biz yetişkinler bunu çoğu zaman fark etmesek de dünya artık bambaşka bir dil konuşuyor.
Sevgili okurlarım, Dolabı açmadan önce bir kendinize sorun: Gerçekten aç mısın, yoksa üzgün mü? "Bazen açlıktan değil, ilgisizlikten, yalnızlıktan ya da sıkıntıdan yeriz. Duygular tok değilse, midemiz de bir türlü doymak bilmez
Bayram denilince aklınıza ilk ne geliyor? Şeker mi, kolonya mı, harçlık mı? Yoksa sessizleşmiş sokaklar mı? Çalınmayan kapılar, unutulmuş gelenekler, atılmamış mesajlar mı?