Savaşın kazananı, kaybedeni hiçbir zaman olmamasına ve her iki taraf için de büyük yıkımlara sebebiyet vermesine karşın yeryüzünde insanlar var olduğundan bu yana hep bir çekişme ve savaş hali hâkimdir.
Toplumun en küçük temel yapı taşı olan aile, her ne kadar modernleşme ve küreselleşmenin de etkisiyle çeşitli değişimlere uğramışlarsa da kişiler üzerindeki etkileri ile toplumdaki düzenleyici rollerinden hiçbir zaman ödün vermemişlerdir. İş bölümü ve ekonomik düzensdayanışma ve destek ortamı toplumsal ve ekonomik işlevlerde, aile kurumu ve toplumu kişileri anlamak açısından çok önemlidir.
Geçen haftaki yazının devamı olarak bu hafta da bahsedeceğim konu pek iç açıcı olarak görünmese de konu çocuklar olunca herkes gibi hassasiyet göstermemiz gerektiğini düşünüyorum. Bu sebeple ne kadar iç karartıcı olarak görünse de bu konunun üzerinde de durulması, bahsedilmesi bir hal çaresine bakılması gerekmektedir.
Genellemeye baktığımızda suç oranı erkeklerin olduğunu görsek de son zamanlarda kadınların sayısında artış olduğunu görüyoruz. Kadın suçluluğu birçok yönüyle araştırılmış ve tartışılmış olsa da önleyici ve rehabilite edici hizmetlere yönelik çalışmalar oldukça az olduğunu görüyoruz.
Bir güç gösterisi, bir hareket, sert kaba kuvvet davranış bozukluğu olarak da tanımlayabiliriz. Kadına yönelik şiddet ise televizyonlarda gazetelerde karşılaştığımız önemli sorunlarımızdan bir tanesidir. Kadına yönelik şiddetin caydırıcı cezalar ile yeni yasa düzenlemelerle azalmasını beklerken, her gün yeni bir haber dinliyoruz ya da gazetelerin sayfalarına yeni bir tane ekleniyor. Bu durum neden engellenemiyor? Önüne geçemiyoruz.
Mobbing olayı çok taraflı istenmeyen bir durumdur. Her ne kadarda olsa yaşanan mobbing olayında mağdur ve tacizcinin arasında geçse de bu süreç içerisinde tarafların sayısı artabilir tacizi gözlemleyen çalışanlarında bu sürecin bir parçası haline gelir.
Yaşadığımız küresel dünyasında bireylerin ve toplumların yaşam tarzlarının radikal bir şekilde değişmekte olduğunu görüyoruz. Bu değişim kent kadınının toplum hayatındaki ve aile içerisindeki rolü daha da belirgin şekilde ortaya çıkmaktadır.
Türkiye'de çalışan kadın olmanın zor olduğu bir ülkede bir de anne iseniz herkesin kolay kolay altından kalkabilecek bir yaşam tarzı değil. Gün boyu işte çalışıp yorgun argın işten gelen erkek, kendisiyle aynı şartlarla çalışan kadından eve geldiğinde ev işlerini de yoluna koymasını, çocuklarla ilgilenmesini, yemeğini önüne koymasını ve ertesi gün bütün bunlara baştan başlamasını beklemektedir. İş yerinde de sırf kadın olmasından dolayı en ufak bir sıkıntıda patronun eleştirisine maruz kalmak demektir.