Yurt içinde haftanın en çarpıcı gündemi Merkez Bankası’nın (TCMB) Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısı oldu. Banka toplantı sonunda faizleri değiştirmedi ve yüzde 24’te sabit tuttu. TCMB’nin faizleri sabit tutması değil, asıl toplantı sonundaki açıklamaları piyasalar ve ekonomi için etkili oldu.

Merkez Bankası’nın her toplantısının sonunda ek sıkılaştırma konusundaki “Enflasyonu etkileyen diğer unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek ihtiyaç duyulması halinde ilave parasal sıkılaştırma yapılabilecek” sözüne karşılık son toplantıda “Enflasyon görünümünü etkileyen unsurlardaki gelişmeler yakından izlenerek, parasal duruş enflasyonu hedeflenen patika ile uyumlu seviyelerde tutacak şekilde belirlenecek” açıklaması şaşırtmadı değil.

Enflasyonun yüzde 20 inadı

Piyasa söz konusu duruma gerek kur ve gerekse faizle bu kadar niçin tepki verdi? Gerçekten tahlil edilmesi gereken hassas nokta. Neticede bu yılın üçüncü çeyreğinde baz etkisiyle azalacağı tahmin edilen enflasyonun faiz indirimlerini beraberinde getireceği konusu malûm politikasıyla destekleniyor. Ancak beklenti anketlerinden ve piyasanın gidişatından anlaşılan enflasyon görünümündeki bozulmanın giderek artması. Yani enflasyon aşağı gidecek iken yukarı yönlü bir hâl alıyor ve yüzde 20 tüketici enflasyonunda resmen direniyor.

Enflasyondaki dirençle birlikte artan finansal risklerin önüne nasıl geçilecek? Haydi 2019 yılını böyle geçiştirdik, 2020 için ne hazırlıklarımız var, hep düşünülmesi gereken önemli hususlar…

Çetinkaya’nın 30 Nisan’daki sunumu…

Merkez Bankası Başkanı Murat Çetinkaya’nın enflasyon ve son gelişmelerle ilgili 30 Nisan’da bir rapor sunumu olacak. Söz konusu sunumun PPK toplantısındaki gibi yüzer geçer bir eğilimle değil, daha hassas, ince eleyip, sık dokunacağına yönelik tahminim var. Belki bu sunuşta beklentilerimizi karşılayacak ifadeleri yakalayabiliriz. Ancak son PPK toplantısında sıkılaştırmadan sanki vazgeçildiği ve gevşemeye yönelik bir durumun ortaya konacağı gibi algının hiç değilse yarınki toplantıda kırılması ve dağıtılması gerekiyor.

Piyasayı rahatsız eden ve spekülatörlerin ağzını sulandıran husus; elinizde bir rezerv belirsizliği varken ek sıkılaştırmaların olmayacağı yolundaki açıklamalarla ikinci bir belirsizliği ortaya atmak. 30 Nisan’daki toplantıda her iki belirsizlikle ilgili algıların, düşüncelerin ve piyasalara tuzak kurmaya hazırlanan kesimleri frenleyecek açıkların yapılması, beklentilerimiz dâhilinde olacak.

Güven endeksleri ne diyor?

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) ve Merkez Bankası’nın birlikteliğiyle yürütülen tüketici eğitim anketi sonuçlarından hesaplanan mevsim etkilerinden arındırılmış tüketici güven endeksi, yüzde 6,9 artışla 63,5 seviyesine yükseldi. Yurt dışı ÜFE yüzde 32,24 arttı. TCMB finansal hizmetler güven endeksi 138,6’ya çıktı. Kapasite kullanım 75’e, reel kesim güven endeksi 105,5’e, hizmet sektörü güven endeksi 83,1’e, perakende güven endeksi 90,6’ya çıkarken inşaat sektörü güven endeksi 53,9’te kaldı. Endeksin sektörel gelişimi söz konusu hafta için iyi. Ancak bu ölçümlerin seçim haftasında halkın iyimserlikle ilgili görüşlerinin arttığı bir zamanda yapıldığına dikkat çekmek gerekir. Daha sonra gelecek güven endekslerinin bu kadar yüksek olmayacağını beklemek lâzım.

Türkiye’nin gündemi enflasyon

Gelecek hafta ABD Merkez Bankası (FED) ve İngiltere Merkez Bankası (BOE) faiz oranları kararları beklenecek. Söz konusu iki karar da küresel piyasaların en fazla ve oynaklığın artabileceği gelişmeler olaylar olarak görünüyor. ABD, Avrupa ve Çin’de güven endeksleri, büyüme, enflasyon, işsizlik PMI verileri takip edilecek.

ABD ekonomisi ise diğer ekonomilere nazaran daha iyi bir görüntü sergiliyor. Meselâ sektörler bazında mal siparişleri beklentilerin üzerinde yüzde 2,7 arttı. Söz konusu veriler ABD için işsizlik maaşı başvurularının 230 bin seviyesine yükselmesi; 10 yıllık tahvil faizlerinin yüzde 2,50’nin üzerine fırlaması ve dolar endeksinin 98’lerin üzerinde seyretmesi gibi olumsuz dataların açıklandığı haftada piyasalardaki nispi bozulmayı engelledi.

Yurt içinde ise 29 Nisan Pazartesi günü Ekonomik Güven Endeksi açıklanacak. Ardından Türkiye’de Merkez Bankası (TCMB) tarafından enflasyon raporu açıklanırken dış ticaret dengesi de duyurulacak datalar arasında. Fitch Ratings’in Türkiye’nin notuyla ilgili kararı da piyasaların takibinde. Haftanın son günü ise Türkiye’de enflasyon rakamları kamuoyuyla paylaşılacak. Yabancıların DİBS ve hisse senedi alım ve satımları da yine haftanın önemli gündemleri içinde yer alacak.

DOLAR/TL…

Piyasaların en büyük sıkıntısının başında yerel seçim baskısını henüz üzerinden atamaması. Ardından ABD ve Rusya ile ilişkiler ve CDS risk priminde yaşanan yukarı yönlü hareket TL varlıklarını zayıflatıyor. TCMB ise piyasalardaki oynaklığı hamleleriyle pek stabile çeviremiyor. Dolayısıyla 4 haftadır yükselen doların önü açık. Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch’in Türkiye’nin kredi notuna dair değerlendirmesi, 30 Nisan’da açıklanacak Enflasyon Raporu ve hafta sonu gelecek Nisan ayı enflasyon rakamları dolar kurunun yönünü belirleyecek. Söz konusu gelişmeler doğrultusunda 5,8700 seviyesindeki dolar/TL kurunun direnç olarak en üst seviyesi 6,1200 olarak görünüyor. İyimserlik durumunda destek olarak gelinebilecek en iyi yerin de 5,7000 olacağı sanılıyor.

EURO/TL…

Türkiye’nin risk priminden elbetteki euro/TL kuru da olumsuz etkileniyor. Merkez Bankası’nın faiz toplantısındaki açıklamalardan etkilenen kur da, dolar/TL gibi bir aydır yükselişte. Yüksek Seçim Kurulu’ndan gelebilecek açıklamalar, TCMB enflasyon raporu ve Nisan ayı enflasyon rakamları, yurt dışı dataları kurda genel manzarayı oluşturacak. 6,5500 seviyesindeki euro/TL’de en yüksek direnç noktası 6,8400 görünüyor. Destek noktaları ise 6,5000’den başlayıp 6,4350’ye kadar düşüyor.

EURO/DOLAR…

Almanya’da bu hafta açıklanan ekonomik datalar beklentilerin altında kalmasıyla euro, dolar karşısında değer kaybetti ve 1,1111 seviyesine kadar geriledi. ABD’de FED toplantısı ve tarım dışı istihdam verileri, eurozone’da açıklanacak öncü enflasyon, büyüme ve imalat PMI’ler kurdaki hareketliliğe yön verecek. Euro/dolar kurunun çıkabileceği en yüksek seviye 1,1300 olarak öngörülüyor. Kurun destek noktaları ise en düşük 1,0880.

ALTIN/DOLAR…

1266 dolar seviyesine kadar çıkan ons altını bu hafta en fazla etkileyen 98 seviyesini geçen dolar endeksi ve dolarda yaşanan kazanımlar oldu. Azalan risk iştahı, ABD 10 yıllık tahvil getirisinde yaşanan gerilemeyle birlikte altın geçen haftaki kayıplarını kapattı. Pivot bölgesi 1273 dolarda olan ons altının direnç noktası 1302 dolar… Destek seviyeleri ise 1250 dolar şeklinde tahmin ediliyor.

PETROL…

ABD’nin bu hafta Türkiye dahil 8 ülkenin İran’dan petrol alımıyla ilgili muafiyetini kaldıracağını bildirmesi ABD tipi petrolde fiyatlar 66,65 dolar seviyelerine kadar yükseldi. Ancak enerjide API ve EIA’nin  petrol stoklarına yönelik açıklamaları bir nebze fiyatlar üzerindeki ateşi düşürdü. Petrolün pivotu 63 dolar seviyesi, önemli gelişmeler sonunda 73 dolara kadar çıkabilir. Petrolün destek bölgesi ise 62 dolar.