Yapay zekanın kısa tarihi
Geçtiğimiz hafta büyük bir BT kesintisi dünya çapında işletmeleri, bankaları, havayollarını, medya kuruluşlarını ve acil durum hizmetlerini sekteye uğrattı.
Dünyanın dört bir yanındaki şirketler, siber güvenlik yazılımı güncellemesinden kaynaklanan teknik sorunları gerekçe göstererek kesintiler bildirdi. Bu durum aslında bizi bu yüzyılda ne kadar çabuk bir merkezden yapılan atak ile güç duruma düşürdü. Hazırlıksız yakalandı dünya. Bence bunlar hep bir uyarı... Yapay zeka da şimdi hoşumuza gidiyor ama ya sonra?
Yapay Zekanın (AI) 2024 yılında çok konuşulacağını son Davos toplantısında dile getirmişlerdi. Aslında geçtiğimiz yıl adından söz ettiren bu yıl da artık hızına yetişemediğimiz yapay zekanın aslında onlarca yıla yayılan zengin ve büyüleyici bir geçmişi var. Bu alandaki önemli kilometre taşlarına ve gelişmelere kısa bir yolculuk yapalım. Modern yapay zekanın kökleri, yapay zekaya sahip varlıkların hikayelerinin anlatıldığı antik mitolojilere kadar uzanabilir. Ancak yapay zekaya ilişkin resmi çalışma 20 yüzyılın ortalarında başladı. 1837'de Charles Babbage, ilk genel amaçlı bilgisayar olarak kabul edilen Analitik Motoru tasarladı. Ada Lovelace daha sonra yazılım geliştirmenin temelini atan ilk bilgisayar algoritmasını yayınladı.
"Yapay zeka" terimi, 1956'da çeşitli alanlardan önde gelen araştırmacıların yapay zekayı tartışmak üzere bir araya geldiği Dartmouth Konferansı sırasında John McCarthy tarafından icat edildi. Konferans beklentilerin altında kalsa da yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Bilim kurgu da "Metropolis" ve "The Wizard of Oz" gibi filmlerde akıllı robotların tasvirleriyle yapay zeka kavramının popülerleşmesinde rol oynadı. 20 yüzyılın ortalarında yapay zekadaki önemli atılımlar heyecanı artırdı ve dünya çapında yapay zeka laboratuvarlarının kurulmasına yol açtı. Uzman sistemlerin geliştirilmesi ve erken doğal dil işleme gibi bu başarılar o zamanlar neredeyse inanılmaz görünüyordu.
Hükümetler ve şirketler yapay zeka araştırmaları için cömert fon sağlayarak büyümesini daha da artırdı. Yapay zeka alanı 1980'lerin ortalarında zorluklarla karşı karşıya kaldı ve bu durum "Yapay Zeka kışı" olarak bilinen bir döneme yol açtı. Yapay zekaya olan ilgi azaldı ve finansman kurudu. Ancak 1990'larda gerçek dünya verilerini kullanan akıllı sistemler oluşturmaya odaklanılmasıyla yeniden bir canlanma yaşandı. Bu dönem, yapay zekanın sıfırdan inşa edilmesi ve belirli görevleri değişen yeterlilik dereceleriyle çözmesi gerektiğinin kabul edildiğine işaret ediyordu. Son yıllarda, bilgi işlem teknolojisindeki gelişmeler ve büyük miktarda dijital verinin kullanılabilirliği sayesinde yapay zeka önemli ilerlemeler kaydetti.
Derin öğrenme ve doğal dil işleme, yapay zekada konuşma tanıma ve otomatik sistemler gibi uygulamaları mümkün kılan güçlü araçlar olarak ortaya çıktı. Yapay zekanın gelişimi, gerçek dünya sorunlarına yönelik çözüm talebi ve verileri etkili bir şekilde toplama ve analiz etme yeteneği tarafından yönlendirilmektedir. Yapay zekanın geleceği büyük umutlar ve potansiyel taşıyor. Araştırmacılar bilinçli, kendinin farkında olan ve akıllı, otonom hareket edebilen makineler üretmeyi amaçlıyor. Bilinçli makinelerin hayali uzak bir ihtimal olsa da yapay zeka, sağlık hizmetlerinden ulaşıma kadar çeşitli alanları geliştirmeye ve şekillendirmeye devam ediyor. Yapay zekanın dönüştürücü gücünün, geçmişteki tarım ve sanayi devrimlerine benzer şekilde niteliksel olarak farklı bir gelecek yaratması bekleniyor. Sonuç olarak yapay zeka, başlangıcından bu yana, yolculuk boyunca önemli kilometre taşları ve başarılarla uzun bir yol kat etti.
Bu alan, teknolojideki ilerlemeler ve karmaşık sorunların üstesinden gelebilecek akıllı sistemler arayışı nedeniyle gelişmeye devam ediyor. Yapay zekanın geleceği, dönüştürücü değişim için heyecan verici olanaklar ve potansiyel barındırıyor. 2023 itibariyle, dünya çapında 250 milyondan fazla insan yapay zeka araçlarını kullanıyor ve bu sayı 2020'ye göre iki katından fazla.
Bu büyümenin devam etmesi ve on yılın sonunda 700 milyona ulaşması bekleniyor. Yapay zeka teknolojileri pazarı büyüklüğünün 2027 yılına kadar 407 milyar dolara ulaşması bekleniyor taktir uyandırdı. İşletmeler potansiyelin farkında: %64'ü yapay zekanın genel üretkenliği artıracağına inanıyor. Yapay zekanın 2030 yılına kadar ABD GSYİH'sına %21'lik önemli bir net artışla yıllık %37,3'lük bir büyüme oranına katkıda bulunması ve ekonomik büyüme üzerindeki etkisi ile 1,8 trilyon ABD dolarını aşması beklenmektedir. Kısaca yapay zekadan uzak kalmadan ama teslim de olmadan yaşamanın çarelerini bulmak lazım.