Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA

Kefaretim cehennem olsun!..

Paylaşımların arttığı birlik ve beraberliğin canlandığı, sosyal yardımlaşmanın paylaşmanın ve ahlaki erdemliliği önemin arttığı bu zaman diliminde hayatımızda yaşattığımız ramazan ayına kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz.

Bu ramazan ayı yine evlerde buruk geçireceğiz. O ihtişamlı kalabalık insanların bir araya gelerek oruç açtığı günleri özler olduk. Belediye çadırlarında açılan oruçlar bana daha sıcak samimi içten geliyor. Sınıfsal ayrımların bir süreliğine bile olsa ortadan kaldırıldığı, bir arada oruç açtığı günlerin sıcaklığı ve samimiyet başka oluyordu.

Bu yılda yine camilerimiz yalnız ve sessiz geçecek. Diyanet İşleri Başkanı ve Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) Mütevelli Heyeti Başkanı Ali Erbaş, Kovid-19 tedbirleri kapsamında, ramazanda teravih namazının camilerde değil evlerde kılınmasının uygun olduğuna karar verildiğini bildirdi. Camilerin minarelerinin mahyalarla süslendiği o ışıltıların altında insanların oruçlarını açtıktan sonra akın akın gelmeleri cami kapısından içeri kimlikleri ile değil de Allah rızasını gözeterek girdikleri zamanlarda ayrı bir güzellikte idi.

Ramazan ayı girmeden hazırlıkların başlaması ile ekonomide hareketlilik başlıyor. Mutfak alışverişleri yapılır, yardım kolileri ihtiyaç sahiplerini bekler. Pandemi ile birlikte ekonominin bel kemiği esnaf ve işletmelerin açılması ile ufak hareketlilik yaşanmaya başlandı. İşsizlik ve alım gücünün düşmesi fiyatların artması ile evlere tam kapanmanın konuşulduğu dönemde ihtiyaç sahiplerinin sadaka, zekât, yardım paketleri ramazan münasebeti ile bir nebze olsun yüzleri güldürecektir. 

Allah Resulünün, “İnanarak ve karşılığını yalnız Allah'tan umarak ramazan orucunu tutan kişinin geçmiş günahları bağışlanır" müjdesinin gerçekleşeceği rahmet ve bağışlanma ayıdır.

Ramazan, Hz. Peygamber’in ifadesiyle “cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı” bir aydır. Yüce Allah, Bakara suresinin 183 ve 184. ayetlerinde orucun farz kılındığını bildirerek, oruçla ilgili ana çerçeveyi şöyle belirler: “Ey iman edenler! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, sayılı günlerde size de farz kılındı ki Allah’a karşı sorumluluğunuzun bilincine varasınız. İçinizden hasta olan veya yolculukta bulunan, tutamadığı günlerin sayısınca diğer günlerde tutar. Oruca dayanamayanlar bir düşkünü doyuracak kadar fidye verir.

Ramazan, Kur’an ayıdır. Ramazan bize Kur’an’ı getirdiği için Ramazan’dır. Ramazanlarımız Kur’an’ı okuduğumuz, anladığımız, yaşadığımız ve yaşattığımız kadar mübarektir.

Ramazan günlerinde, bir an önce bitireyim ve hatim sevabı alayım diye Kur’an-ı Kerim’i  güzel hafızların sesinden, doğru ve tecvit kurallarına göre dinlemek ve okumak elbette güzeldir. Rabbimizin kelamını okuduğumuzun farkında oluruz, onunla muhatap olduğumuzun farkında oluruz fakat anlamadığımız sürece bu sadece ilk adım, kapıyı açmak düzleminde kalır. Oysa kapıyı açtıysam içeri girmem ve orada neler var, onu öğrenmem lazım. 

Şunu da unutmamak gerekir. Ömrü Ramazan olanın ahireti bayram olur. O bayram cennetin ta kendisidir. Böyle birinde Ramazan şu sözü söyleme şuurunu inşa eder: Küfre, şirke ve zulme karşı orucumu bozarsam, kefaretim cehennem olsun!