Türkiye ekonomisi 2025 yılının ilk çeyreğinde, beklentilerin altında kalarak %2,0 oranında büyüme kaydetti.
Enflasyonla yaşamak yeni normalimiz mi? Ekonominin soyut gibi görünen kavramları, aslında hepimizin cebine dokunan, soframızdaki ekmeği doğrudan etkileyen çok somut gerçekler. Son yıllarda ise bu gerçeklik artık tartışılmaz bir şekilde hayatımızın merkezine yerleşti: Enflasyon, dezenflasyon, devalüasyon…
Karadeniz'deki Göktepe-3 kuyusunda 75 milyar metreküplük doğalgaz keşfi yapıldı.
Yaklaşık 3 yıldır süren Ukrayna-Rusya savaşı, sadece iki ülkeyi değil, tüm dünyayı etkileyen bir kriz haline geldi.
Uzun yıllardır güvenli liman olarak görülen altın,2025'in ilk aylarında beklenmedik bir rota izlemeye başladı. Siyasi belirsizlikler, merkez bankalarının faiz kararları ve jeopolitik gelişmelerle yön bulan bu değerli metal, son haftalarda ciddi bir değer kaybı yaşıyor. Peki bu düşüş, geçici bir sarsıntımı yoksa altının tahtı sarsılıyor mu?
Nisan 2025'te IMF, Türkiye ekonomisine ilişkin son gözden geçirme raporunu yayımladı.
Merkez Bankası, politika faizini yüzde 42,5'ten yüzde 46'ya yükseltti. Böylece TCMB, 13 ay sonra ilk kez faiz artırıma gitmiş oldu. Kurul, gecelik borç verme faiz oranını da yüzde 46'dan yüzde 49 çıkardı.
Bu ralli nereye kadar sürecek? Son dönemde yatırımcıların gözdesi haline gelen altın, tarihi zirveleri bir bir aşarken akıllarda tek bir soru var: Bu yükseliş nereye kadar sürecek? Türk milleti olarak altını seviyoruz altına yatırımda yapıyoruz yatırımcılar mutlu.