SON DAKİKA

Türkiye Avrupa Birliği

Fatih Sorhun 11 Mar 2025

Trump göreve geldiğinden beri ve en son Zelenski görüşmesinden sonra Avrupa Birliği, ABD'nin NATO'nun çıkarları doğrultusunda gitmeyen hiçbir şeyden fayda sağlanamayacağını anlamış olması lazım ki AB'nin savunma sanayi yatırımları, İlişkileri düzeltme çabası ve müttefik arayışı gözleri üzerine topladı.

Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ile olan ilişkileri yıllardır inişli çıkışlı bir seyir izliyor. 1963’te Ankara Antlaşması ile başlayan süreç, 1995’te Gümrük Birliği’nin hayata geçirilmesi ve 1999’da Türkiye’nin aday ülke statüsü kazanmasıyla önemli bir aşamaya ulaşmıştı. Ancak 2005’te başlayan tam üyelik müzakereleri, çeşitli siyasi ve ekonomik sebeplerle neredeyse durma noktasına geldi. Bugünlerde ise Avrupa’da yeniden Türkiye sesleri duyulmaya başlandı. Avrupa’nın bir hamiliğine soyulmadığımız kalmıştı.

AB, özellikle son yıllarda Türkiye’nin demokratik standartlar, hukukun üstünlüğü ve insan hakları konularında geriye gittiğini öne sürerek müzakereleri ilerletmiyor. Ekonomik açıdan bakıldığında ise Türkiye, Avrupa Birliği il güçlü ticaret hacmine sahip.

Peki Avrupa’nın Türkiye’ye Bakışı Değişiyor mu? Son dönemlerde AB içinde Türkiye ile ilişkileri yeniden canlandırma yönünde bazı görüşler dile getiriliyor. Bunun en önemli nedenlerinden biri, küresel güç dengelerinin değişmesi.

Gerçekçi bir bakış açısıyla bakarsak AB yine çıkarları uğruna üzerimizden planları yapıyor, Yunanistan AB’de olduğu sürece bizim girmemiz imkansız ama iki tarafında çıkarına olan farklı modeller gündeme gelebilir.

Türkiye-AB ilişkileri zaman zaman gerilimli olsa da iki tarafın da birbirine ihtiyacı var. Tam üyelik süreci şu an içim donmuş durumda olsa da, Türkiye’nin ekonomik ve siyasi reformlarla bu, karşılıklı güvenin yeniden inşa edilmesini ve AB’nin de Türkiye’ye yönelik politikalarını daha adil ve tutarlı hale getirmesini gerektiriyor.

Önümüzdeki dönemde ilişkilerin nasıl şekilleneceğini hem Türkiye’nin iç politikadaki adımları hem de Avrupa’daki siyasi değişimler belirleyecek. Avrupa’nın Türkiye’ye kapılarını tamamen kapatmadığı, ancak tam üyelik yerine daha esnek bir iş birliği modelinin daha olası olduğu bir süreç bizi bekliyor.