Bunu da planlı bir şekilde yaparak istedikleri gibi Rusya ve Ukrayna savaşının başlaması ile ayyuka çıktı. Yeni bir dünya ve yeni bir düzen isteyen Amerika ve bu düzenin kendisinin yönetmek istediği için üçüncü dünya savaşını başlatmak ve NATO üyelerini Asya, doğu, batı bütün ülkeleri bu savaşın içine sürüklemek bu kaosun içinden sıyrılmak bu yeni küresel sistemin başına geçmek istemesidir.

Gelelim Türkiye’ye… Üçüncü dünya savaşına çeşitli entrikalar çevirerek Türkiye’yi savaşın içine çekmeye çalışıyorlar. Türkiye üzerine bir sürü oyun oynanıyor. Karadeniz’e salınan mayınlarda bunlardan bir tanesidir. Bütün ülkeler bunun farkında kendince tedbirlerini almaya çalışıyorlar. Bugün Pakistan’a ve Macaristan’a yapılmak istenenleri Türkiye yede aynı şeyleri yapmak istiyorlar. Her zaman için bir çözüm vardır devlet milleti ile beraber olursa çok şeyler başaracağına eminim.

Batı-doğu mücadelesinde batı için en önemli ülke Türkiye, Avrupa için çok önemlidir. Bunun farkındalar ki Almanya olsun Yunanistan başbakanı Hollanda başbakanı geldi ve gelmeye devam ediyorlar. Şöylede bir durum var Rusya gibi güçlü ordusu olan dünyaya kafa tutan bir ülke paralı askerleri ile Ukrayna gibi küçük yeri alamadı. Amerika olsun Rusya olsun artık milli manevi değerlerini yitirmiş ülkelerde artık insanlar gidip savaşmak istemiyor kaçmayı tercih ediyor. Ama Türkiye’de ise vatan namus kavramları çok önemli vatanı için ölmeyi göze alan başka bir ülke göremiyorum. Tedirgin oldukları durum ise dünya genelinde bir hayat pahalılığı var. Genel olarak en çok gıda krizinin yaşanmasıdır. Enerji fiyatların yükseltilmesi her şeyin fiyatları yükseltilmesine neden oluyor. Bu tamamen bir kurgudan başka bir şey değildir. Aniden gıda yükselişi normal değil. Asayişin sağlanamadığı yerde karaborsacılar ortaya çıktı. Tarladan bir liraya çıkan ürün markette otuz liraya çıkıyor. Üretici ile tüketici arasında neler olup bittiğini de öğrenmek çok zor olmasa gerek. Liberal düzende her ülke kendi düzeni içine kapandı mümkün olduğu kadar kendi için üretmeye çalışıyor. Ürünsüz kaldığında ise kendi çevresinden tedarik ediyor ürünsüz kalmıyor. Türkiye de kendi içinde özellikle gıda da çiftçiden pazara, markete rafa gelen ürünlere düzen sağlayabilir. Tefecilere ve karaborsacılara fırsat vermeden tarladaki ucuz ürünü organizasyonu yapılabilir. Halkın refahını sağlayarak orta sınıf ve alt sınıfı koruyacak bir düzenek geliştirilmesi gerekiyor.