Yaşadığımız dünyada onlar için çalışıp çabaladığımız daha iyi bir geleceği olsun daha iyi imkânları olması için canla başla hatta dişimiz tırnağımızı katarak çalıştığımız yarınlarımız…

Antalya elmalı ilçesinde yaşananlar yüreklerimizi burktu. Az çok herkesin bildiği öz anne ve üvey babanın 2 küçük çocuğa yaşattıklarını öğrendikçe aklın ve mantığın almadığı yaşananların gerçekliğini sorguluyoruz.

Çocuk istismarı sadece Türkiye’de değil maalesef bütün dünyada yaşanan bir sorun. Amerika’da bir baba kendi kız çocuklarını dokuz yıl kapatıp tecavüz etmesi ve dünyaya gelen çocuklar, Vatikan’da yaşanan çocuk tacizleri, bu pedofili hastalıklı insanlar dünyanın her yerinde diyeceksiniz ki bize ne başka ülkede yaşananlardan. Bugün Türkiye’ de % 98’in Müslüman olduğu bir ülkede bu konuları konuşmayı yakıştıramıyorum. Müslümanda olmasına gerek yok aklıselim olan herkesin içinde barındırdığı vicdan mahkemesi vardır.   

Elmalı davasında birçok tutarsızlıklar gözüme çarpıyor. Zamanında müdahale edilmeyen çocuklar arada geçen zaman, serbest bırakılan sanık anne baba, çelişkili ifadeler, yapılan adaletsizliğin sorumluluğunu almak istemeyenlerin suçu birbirlerinin üzerine atmaya çalışması...

Bağımsız sosyal medyada çekilen videolar, dizilerde çocuklar üzerinden çarpık senaryolar, hatta çocuk gelinler, küçük çocukların ellerine verilen içki veya sigara ile fotoğraflanması, bunlarda birer çocuk taciz olaylarıdır. Pedagog doktorları sessiz kalmamalı, bunları konuşmalı yol göstermeli kanunda açık varsa boşluk doldurulmalıdır. 

Bu yapılanlar ne siyasi ile ne din ne ırkla hiçbir yöne çekilecek bir durumu yoktur. Buna sapıklık denir. Bu yaşananlar ilk de değil, verilen ceza öyle olmalı ki kimsenin bir daha teşebbüs etme cesareti bulmamalı. Örnek teşkil etmeli ki cesaret edemeyen sessiz kalan insanlarda sesini çıkarabilmeli. Çünkü sessiz kalmak demek sapık insanlara cesaret vermek demektir. Hayatlarını kararttıkları sadece çocukların bedenleri değil, ruhları ve umutları…

Gel tosunum gel…

Tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkânı oluyor. Zamanında saadet zincirine benzeyen çiftlik bankı kuran Mehmet Aydın vicdan yapıp teslim olmuş vicdani meselenin aslı paranın suyunu çekmesi olsa gerek. Brezilya’da teslim olan Mehmet Aydın Türkiye de yargılanmak istediğini söylemiş. İşin aslı Para hırsı yüzünden tosuncuğa inanıp paralarını yatıranlarda mı hata yoksa önlerinde misal teşkil edecek bir saadet zinciri benzeri örneği varken insanlara farklı bir isimle tepside sunan Mehmet Aydın mı suçlu? Karar sizin.