SON DAKİKA

Yap-İşlet-Devret modeli neden önemli?

Geçen hafta yayınlanan YİD modeliyle ilgili yazıma gelen yorumlar ve sorular üzerine konuyu netleştirmek amacıyla aşağıdaki makaleyi kaleme aldım.

Covit salgını, Pekin’in yabancı yatırımcılara katı politikalar tatbik etmeye başlaması ve Batılı ülkelerin Çin’e her fırsatta yaptırım uygulaması nedenleriyle, çok sayıda şirket yatırımlarını Çin’den başka ülkelere kaydırmaya karar verdi. Hindistan, bu yatırımlardan en fazla payı alan ülkelerin başında geliyor. Ülkemizin geliştirdiği Kalkınma Koridoru ve ABD’nin önerdiği Hindistan Yolu projelerinin hedefli, bu yatırımlar sonrasında Hindistan’da üretilecek devasa hacimdeki malların Avrupa’ya taşınmasından gelir elde etmek. 

Meksika, Covid salgının bitmesinden sonra bir trilyon doların üzerinde yatırım aldı. Meksika coğrafi olarak, ABD ve Kanada için neyse biz Avrupa için oyuz. Avrupa’ya Hindistan’la mukayese edilmeyecek kadar yakınız. Ama sıcak para ve emlak satışı hariç kayda değer tutarda yabancı yatırım alamıyoruz. Bu sorunu çözmek yani yabancı sermaye almak için, YİD modelini revize ederek, yoğun kullanmamız gerekiyor. 

Önceki yıllar kadar YİD projesi geliştirilmiyor zira anketlerde vatandaşın YİD projelerine soğuk baktığı görülüyor. İktidar doğal olarak yıpranmak ve oy kaybetmek istemiyor. Hükümet diğer büyük partileri de proje geliştirme ve ihale süreçlerine dahil ederse bu sorun çözülür. Bundan daha kolay ve faydalı normalleşme adımı da olmaz. 

YİD projelerinde, tahsil edilen vergilere ilaveten, garanti edilen tutarın üstünde olan gelirlerin %30’u  hazineye aktarılmaktakdır. Yani kârlı projelerde bu model devlet için çok avantajlıdır. Covitten önceki dönem esas alındığında, YİD projelerinin %85’i ilk üç yıl içinde kâra geçti ve devlete yük olmak bir yana hazineye gelir, maliyeye vergi getirdi. 

Bu modelle yapılan projeler, kamunun yaptıklarından çok daha kısa sürede bitirilmekte ve daha karlı olmaktadır. Neticede devlet, özel sektör kadar iyi işletmeci olamaz. Herhangi bir olumsuz gelişme olduğunda ya da ekonomik krizlerde devlet, doğal olarak yatırımları durdurur veya yavaşlatır. Oysa özel sektör yavaşlatamaz. Zira YİD projeleri süre bazlıdır ve süreye inşaat süreside dahildir. İnşaat ne kadar çabuk biterse işletme süresi o kadar uzamakta yani işletmecinin karı artmaktadır. 

Ülkemiz için önemli olan fakat yıllardır ihmal edilen GAP’ın sulama kanalları, tema parklar ve nükleer santraller bu modelle yapılabilir. Edirne’nin ekonomisi alışveriş turizmine dayanıyor. On beş kentimiz, Edirne gibi sınırda. Yeni sınır kapılarının yapılması, mevcutların modernize edilmesi, şehir merkezlerinin ve ilçelerin sınır kapılarına otobanlarla bağlanması, (havalimanı işletmeciliğine benzer bir yöntem geliştirilerek) YİD modeliyle gerçekleştirilebilir. Aynı şekilde komşu ülkelerdeki Varna, Köstence, Batum, Sohum, Soçi, Burgaz ve Rozovo gibi sahil şehirlerine düzenlenecek RORO ve hızlı feribot seferleri de bu modelle finanse edilebilir. 

Devletimiz, her yıl, bir kısmı bütçeden, bir kısmı YİD modeliyle onlarca proje yapmaktadır. Bu projelerin makul bir kısmının zarar etmesi normaldir. Eğer projelerin %20’den fazlası zarar ediyorsa projelendirmede sıkıntı var demektir. (Ülkemizde bu oran %15’ altındadır.) Ticaret Bakanlığı bünyesinde zarar eden projeleri kârlı hâle getirmekten sorumlu olacak bir çalışma grubu kurulmalıdır. 

 Mesela Çorlu Havalimanı uzun süre zarar etti. Atatürk Havalimanı varken hiçbir havayolu şirketi bu limanı tercih etmiyordu. Çorlu Havalimanı, kargo uçaklarına, Yeşilköy’e göre çok daha düşük fiyatlar uygulamaya başladığında kârlı hâle geldi. Aynı zamanda Atatürk Havalimanı da kargo uçaklarından boşalan kapasiteyi daha kârlı olan yolcu uçaklarıyla doldurunca her iki liman da kazandı, dolayısıyla Türkiye kazandı. 

Benzer yöntemler, Kütahya ve Isparta Havalimanları gibi zarar eden projelerde de uygulanabilir. Kütahya’da termal turizm daha fazla teşvik edilebilir ve Avrupa’daki yaşlı nüfus sağlık turizmi konseptiyle bölgeye çekilebilir. Isparta Havalimanı, Çorlu gibi kargo ağırlıklı olabilir ve Antalya, Alanya, Kemer ve Fethiye gibi turizm bölgelerini kargo açısından besleyebilir. 

Bugün Dubai’ye giden birçok turist, daha ucuz olan Jarjah Havalimanı’nı tercih ediyor. Jarjah, Dubai’ye 40 dakika mesafede ama hem ucuz hem de yoğun değil. Isparta, Çorlu ve Sabiha Gökçen Havalimanları, hızlı tren ve metro gibi yatırımlarla bu duruma getirilebilir.

 Krizden hızlı çıkmak ve yüksek kalkınma oranları yakalamak istiyorsak, YİD modelini şeffaf ve şaibesiz ihalelerle ve muhalefeti de sürece dahil ederek uygulamalıyız. Zarar eden veya elde edilen karın beklentinin altında kaldığı projeleri kendi haline bırakmamalı, maksimum kar elde etmenin yollarını aramalıyız.