Dolar $
32.56
%0.14 0.04
Euro €
34.84
%0.55 0.19
Sterlin £
40.31
%0.38 0.15
Çeyrek Altın
3937.37
%-0.72 -28.17
SON DAKİKA

J.Paul Sartre ile 'Varlık ve Hiçlik' üzerine

J.P.Sartre'ın fenemenolojik ontoloji denemesi olan "Varlık ve Hiçlik"; yaşanılan çevreye ve olaylara tarafsız kalma veya sorumsuz davranabilme ihtimalini reddeden kararlılığını anlatan başyapıtını 1943 yılında kaleme aldığında, okuyanların çoğu aslında ne demek istediğini anlayamamıştı.

Ölümünün ardından 41 yıl geçmesine rağmen yazdıkları halen önemini ilk günkü gibi korumaya devam ediyor.

İnsanın varlık içinden hiçliğe olan yolculuğunun aslında basit anlamda maddi konularla bir alakası yoktu. 

Manevi anlamda hiçlik mertebesi ise bize öğretildiği kadarı ile en yüksek mertebeydi. 

Şimdi daha fazla vakit kaybetmeden zaman makinamı çalıştırarak ölmeden bir yıl önce Sartre ‘ı ziyaret etmek istiyorum.

Kaldığı otelin lobisinde yanına oturup selam veriyorum. Kendimi İstanbul Üniversitesinde Felsefe okumuş bir Türk hayranı olarak tanıttıktan sonra bu yaştaki en büyük pişmanlığının ne olduğunu soruyorum?

Çok zor sordun diyor.

-Genç adam, maalesef parası ve yetkisi olan insanların cesaretsiz davranmaları beni hayal kırıklığına uğrattı. Kim bilir belki ellerinde bulunanları kaybetmek istemediler. Pek çok insanın sefalet içinde yaşamına devam etmesi ve tüm bu olanlara karşı yazmaktan başka bir şey yapamamak kendimle ilgili en büyük pişmanlığım olmuştur.

Belki de hayal kırıklığımı bu şekilde kapamaya çalıştım kim bilir…

Yazarken sonunu düşünmezsin.

Her şey senin kaleminin ucundadır. Bittiğinde ise geriye yaslanır ve tüm yazdıklarından kimlerin rahatsız olabileceğini düşünürsün.

Sonrasında pipomu yakıp da kibriti söndürdüğümde hiç kimse umurumda bile olmaz. Bu tarz yazılarımdan sonra ciddi uyarılar aldığım olmuştur. Ancak hayatın sevmediğim kısımlarını kalemimle düzeltme içgüdümden hiçbir şey eksilmemiştir.

-Bütün bunları bana neden sorduğunu hala anlamadım doğrusu?

Ne duymak istiyorsun ki?

-Üstadım sence Dünya bundan sonra nasıl bir yere dönüşecek?

74 yaşındayım ve hayatın bu berbat kısmından tiksiniyorum. İnsanların ve ülkelerin sahtekârlıklarından bıktım artık. Hiç bir şey göründüğü gibi değil adeta metafizik bir gerçeklik hâkim.

Dünyadaki bu adaletsizlik ve eşitsizlik hiç bitmeyecek.

Politikacılar insanları kandırmaya devam edecek.

Din adamları insanları uyutmaya devam edecek.

Dünya daha kirli ve yaşanmaz hale gelecek.

Zamanla nüfus artarken, dünya kaynak sıkıntısına girecek.

Küresel ısınma artarak iklimleri değiştirecek.

Fransa, kara kıtanın kanını emmeye devam ederken. İngiltere ve Amerika Dünyaya taktıkları şırıngadan zavallı insanların canlarını, paralarını, huzurlarını çekmeye yok etmeye devam edecek.

İnsanlar daha fazla çalışarak daha az kazanacak.

Kimse daha mutlu olamayacak.

Kaygı herkesi esir alacak.

Dünyanın bu daha kötüye gidişine bir tepki olarak çocuğum olsun istemedim mesela.

Aslında her şey varmış gibi görünüyor.

Oysa hiçbir şey yok…

Varsa bile hiç bir şey sana ait değil!

Ölüyorsun ve gidiyorsun…

Düşünsene, yanımdan ayırmadığım pipomu, kahve fincanımı ve en sevdiğim kitabımı bile götüremiyorum.

O halde Dünyanın tamamı benim olsa ne olacak ki?

Bir varsın, bir yoksun işte!

Çokta fazla sorgulamaya gerek yok, geriye sadece yazdığın kitaplar kalıyor o kadar…