SON DAKİKA

Asıl savaş Trump ile İngiltere arasında

SSCB siyasal liberalleşmeye öncelik verdiği için dağıldığından, Çin, 1980'lerin ikinci yarısından itibaren ekonomik liberalleşmeyi esas alan politikalar uyguladı. Batı dünyası yekvücut halde Çin'in kapitalist dünyaya entegrasyonunu destekledi. Zira ucuz ve çalışkan işgücüne sahip olan Çin'in kapitalistleşmesi onlar içinde avantajlıydı. Ayrıca kapitalist bir ülkenin eninde sonunda siyasi olarak ta liberalleşeceğinden yani demokratikleşeceğinden emindiler. 1980, 90 hatta 2000'lerde hiçbir Batılı devlet Çin'in süper güç olabileceğini öngörmüyordu.

2000’lerin ikinci yarısında, soğuk savaş döneminin düşman kardeşleri olan Rusya ve Çin, Orta Asya’da arka arkaya askeri üsler açan ABD’ye karşı birleşerek Şanghay Beşlisini kurdular ve kısa sürede sonuç aldılar. Amerika üsleri kapatarak Orta Asya’dan çekildi. Bu başarı Rusya ve Çin’in İran’ı da yanlarına alarak birbirlerini destekleyen politikalar takip etmelerine zemin teşkil etti.

İngiltere soğuk savaş yıllarında ABD’nin en yakın müttefikiydi. Soğuk savaş bittikten sonra ABD tek süper güç olarak kalınca, İngiltere işlevini kısmen yitirdi. İttifak devam etse de ABD açısından İngiltere eskisi kadar mühim değildi. Yine de iki ülke Irak ve Afganistan’ın işgallerinde birlikteydiler. 

Çin’in hızlı büyüyerek ikinci büyük ekonomi haline gelmesine rağmen liberalleşme konusunda adım atmaması ve Rusya’nın 2008 yılında Gürcistan’ın Osetya ile Abhazya bölgelerini ve 2014 yılında Kırım’ı işgal etmesi yani saldırgan politikalara geri dönmesi iki ülkenin de dış politikalarını sorgulamalarına yol açtı.

İki devlet bu sorgulamanın sonucunda ayrıştılar. Yeni dönemde İngiltere’nin uygulayacağı politika belliydi. Londra için en büyük tehdit Avrupa’ya komşu olan ve Suriye’de, Libya’da İngiltere’nin karşısında çıkan Rusya’ydı. Rusya, zayıflatılmalı hatta mümkün olursa bölünmeliydi.

ABD’de en büyük tehdidin Çin olduğu ve Çin’in ekonomik yaptırımlar uygulanarak yani büyüme oranı düşürülerek tehdit olmaktan çıkarılacağı konusunda mutabık olan karar vericiler, Rusya’ya karşı takip edilecek strateji konusunda iki gruba bölündüler. Demokratların savunduğu görüş İngiltere’yle paraleldi. Yani Rusya, sert tepki verilerek zayıflatılmalıydı. Rusya’nın zayıflaması müttefiki olan Çin’in zayıflaması demekti. Cumhuriyetçilerin savunduğu görüşe göre Rusya iyi ilişkiler kurularak Çin’den koparılmalı ve daha nötr bir pozisyona çekilmeliydi. Böylece hem Çin çok zayıflamış olacak hem de Rusya’nın agresifleşmesi önlenecekti.  

İngiltere, Çin’in büyüme hızının düşürülmesinde mutabıktı fakat ABD kadar radikal değildi. Zira Çin’in güçlenmesi İngiltere’nin hem ABD nezdinde hem de uluslararası ilişkilerde daha önemli olması demekti. Ayrıca İngiltere ve Uzak Doğudaki en yakın müttefikleri Hong Kong, Singapur ve Bruney Çin’e çok büyük sermaye yatırmış durumdalar. 

Trump ilk döneminde Çin menşeli ürünlerden alınan gümrük vergilerini yükselterek Çin’in büyüme hızını %9’lardan %6’lara düşürdü. Ama İngiltere’nin ısrarlarına rağmen Rusya’ya uygulanan ambargoyu ağırlaştırmadı. Trump’a Rusya’ya karşı istediği sertlikte politikalar uygulatamayan Londra 2020 seçimlerinde Biden’ı destekledi. 

Seçimi Biden kazanınca iki ülkenin mutabık kaldığı strateji gereği agresif genişleme politikası takip edildi. Bu politikaya tepki olarak Rusya Ukrayna’ya saldırınca, batağa saplandı. Zira Rusya’ya koyulan yaptırımlar Kırım’ın işgalinde koyulanlardan çok daha ağır ve sonuç alıcıydı. İlaveten Batı Ukrayna’ya her açıdan destek verdi. Bir haftada Kiev’i alacağını düşünen Rusya üç yıldır savaşıyor ve gıdım gıdım ilerleyebiliyor. Rus ekonomisi hızla küçüldü. Yüzbinlerce Rus askeri öldü ya da sakatlandı.

Hal buyken ABD seçimlerini kindar bir kişiliği olan Trump kazandı. Trump’ın İngiltere ile olan şahsi hesabı dışında Rusya politikasını değiştirmesinin iki amacı var. İlk amacı, Rusya’yı Çin’den kopararak daha nötr bir pozisyona çekmek ve en kuvvetli müttefikini kaybederek zayıflayan Çin’in büyümesini gümrük vergilerini yükselterek, kotalar getirerek ve ambargolar uygulayarak durdurmak. 

İkinci amacı Çin’e rekabet gücü kazandıran bir çarpıklığı gidermek. Zira Avrupa alımı kesince Rusya gazını ve petrolünü çok düşük fiyatlara Çin’e satmaya başladı. Yani ABD, Çin’in büyüme hızını, bir yandan gümrük vergileriyle ve ambargolarla düşürürken diğer yandan Rusya’nın düşük fiyatla enerji satmasına neden olarak yükseltiyordu. Yani kendi politikasını baltalıyordu.

ABD barışın tesis edilmesi için elinden geleni yapacak. Başarılı olursa ambargoları kaldırarak Rusya’nın piyasa fiyatlarından satış yapmasını sağlayacak. İlerleyen süreçte Rusya yeniden G-8’e alınacak. 

İngiltere savaşın devam etmesi için gayret gösterecek. Avrupa ülkelerini birleştirerek ABD’ye baskı uygulamak, Ukrayna’yı ABD’ye madenlerini vermesi konusunda ikna etmek ve ikna olmazsa ABD’nin boşluğunu Avrupa’nın daha fazla kaynak aktarmasını sağlayarak doldurmak Londra’nın takip edeceği stratejiler. Savaş ne kadar uzarsa Rusya o kadar zayıflayacağından İngiltere hedefine daha çok yaklaşacak. Çin ucuza enerji kullanmaya devam edeceğinden ABD’nin hedefini gerçekleştirmesi zorlaşacak.