Son yıllarda Türkiye ekonomisi, hem içsel hem de dışsal faktörlerden etkilenerek çeşitli zorluklarla karşı karşıya kaldı. Ancak bu zorluklara rağmen ülkenin potansiyeli ve dinamizmi, gelecekteki fırsatları da beraberinde getiriyor. Türkiye ekonomisi, mevcut zorlukları aşarak daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir büyüme yolu çizebilir.
Son yıllarda, dünya küresel ticaret savaşlarına sahne olurken, global ekonomiyi sarsan ve uluslararası ilişkilerde gerilime yol açan birçok olay yaşandı.
Zor günler geçirdiğimiz bu dönemde tarım ve hayvancılığın önemi daha bir anlaşılır vaziyete gelmiştir dolayısıyla da ülkemizin bir an önce tarım ve hayvancılığa geri dönmesi gerekiyor.
Bayramda sosyal yardımlaşma amacıyla Doğu Afrika ülkelerindeydim. Daha önce de gittiğim Afrika'da bu kez birçok şeye daha yakından şahit oldum.
Bu haftaki yazımda esnaflarla görüşüp onların görüşlerine yer verdim. Zor günlerden geçtiğimiz bu süreçte esnaf da özellikle kredi ve vergi desteği konusunda yakındı.
Son zamanlarda fırsatçılık dolayısıyla alım gücü fazlasıyla düştü. Önceden 200 TL'ye 3 poşet dolusu alışveriş yapabilirken şimdilerde dibini zor görüyoruz.
Dumanlı kıta yer altı kaynakları ve tarım açısından oldkça zengin topraklara sahiptir fakat ne yazık ki, oralarda istismari durum söz konusudur. Oralara gittiğimde, halkın açlık ve sefalet içinde olduğunu görmüştüm. İnanır mısınız? Şeker kamışı var, kakao, çay var ama insanlar şekerin, kahvenin, çayın tadını bilmiyor. 3-5 kuruşa çalıştırılıyorlar.
Malum kira artışları, market fiyat artışları derken geçim sorunları da artar oldu. Yakın zamanlarda verilen vaatler vatandaşta büyük beklenti oluşturdu.