Dolar $
32.6
%0.22 0.07
Euro €
34.82
%0.19 0.06
Sterlin £
40.55
%-0.12 -0.04
Çeyrek Altın
4070.82
%0.09 3.46
SON DAKİKA

Türkiye'nin Doğalgaz gerçeği

Son zamanlarda neredeyse ülkemizin ekonomik kurtuluşuna giden yolların tamamı ya Karadeniz ya da Akdeniz'de çıkabilme ihtimali olan doğalgaz rezervlerine bağlanmış durumda bu gün sizler için aslında neler olup bittiği konusunu aydınlatabilmek adına Türkiye'nin doğalgaz gerçeğine ışık tutmak istedim.

Taşınması, işlenmesi ve stoklanması kolay olan doğalgazın yaygın kullanıma girişi 1790’da İngiltere’de olmuştur. Boru hattı taşımacılığının uygulamaya konulmasıyla 1920’lerde artan doğalgaz kullanımı 2. Dünya savaşından sonra daha da gelişmiştir. Enerji üretim sektöründe doğalgazın ilk kullanımı ise Amerika’da olmuştur.

Doğalgaz 1950’li yıllarda Dünya toplam enerji tüketiminin %10’undan daha az bir kısmını karşılar durumdaydı. Günümüzde ise Dünya enerji tüketiminin %24’ü doğalgazla karşılanmaktadır.

Rezerv açısından doğalgaz teknolojisinin ilerlemesi ve kaynak aramaya önem verilmesi sayesinde geçmişten günümüze büyük bir oranda artmıştır. 1991 yılında 124.5 trilyon m3 olan toplam rezerv miktarı günümüzde 193.5 trilyon m3’dür. Bu rezervin büyük bir kısmı Asya ve Ortadoğu da bulunmaktadır. Rusya doğalgaz rezervi olarak en büyük miktara sahiptir.

Dünya’da 2017 yılında toplam doğal gaz üretimi 3,68 trilyon m3 olarak gerçekleşmiştir. Üretici ülkelerin başında İran, Rusya, Norveç, ABD, Çin ve Suudi Arabistan gelmektedir.

2018 yılında toplam doğalgaz tüketimi 3.670 trilyon m3 olmuştur. Tüketim başlıca ABD Rusya ve İran üzerinden yapılmıştır.

Doğal gaz ülkemizde 1970’li yıllarda kullanılmaya başlanmış, ancak yerli üretimin tüketimi karşılamakta yetersiz kalması sebebiyle ithal edilmeye başlanmıştır. İlk olarak Rusya’yla 1986 yılında 6 milyar m3 miktarında ilk alım anlaşması imzalanmıştır. Ardından, artan tüketim miktarının karşılanabilmesi amacıyla sırasıyla Rusya (İlave Batı Hattı), İran ve Rusya (Mavi Akım Hattı)’dan doğal gaz alımına devam edilmiştir. 2001 tarihinde imzalanan alım anlaşması kapsamında 2007 yılından itibaren Azerbaycan’dan da doğal gaz alımına başlanmıştır. Böylece mevcut durum itibariyle Türkiye, 3 farklı ülkeden uzun dönemli doğal gaz alım anlaşmaları kapsamında boru hatlarıyla doğal gaz ithalatı gerçekleştirmektedir.

Ulusal doğal gaz tüketiminin sektörel dağılımı yüzde olarak hesaplandığında; konut tüketimi %25,09, elektrik üretimi için tüketim %38,13 ve sanayi tüketimi %24,83 olarak gerçekleşmiştir.

Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı (TPAO) 2004 yılından bu yana Karadeniz'de çeşitli uluslararası enerji şirketleriyle işbirliği kurarak hidrokarbon arama faaliyetleri yürütüyordu.

Bölgede bugüne kadar altı derin deniz ve 10 adet sığ deniz kuyusu kazılmıştı. Akçakoca-3 ve Akçakoca-4 kuyularındaki gaz keşfinin ardından Akçakoca üretim sahasında kazılan kuyu sayısı 24'e çıkarılmıştı.

Karadeniz’e kuzeyden giren 3 büyük nehrin (Tuna, Dinyaper, Dinyester) yaklaşık 10 milyon yıl önceki denizaltı delta çökellerindeki gaz rezervlerinin sığ kuzey kısmı Romanya tarafından ;derin güney kısmı ise Türkiye tarafından araştırılmaktadır. Bu yüzden Fatih sondaj gemisinin açtığı kuyuya Tuna – 1 ismi verilmiştir.

Tuna-1 kuyusu ise Zonguldak'ın 170 kilometre açıklarında açıldı. Fatih sondaj gemisi 20 Temmuz'dan bu yana bölgede çalışmalar yürütüyordu.

Türkiye net doğalgaz ve petrol ithalatçısı konumunda bulunuyor. Tüketilen enerjinin yüzde 70'inden fazlası ithal ediliyor. İthalatın %33’ü Rusya, %21’i Azerbaycan, %17’si İran, %12’si Cezayir’den yapılıyor. 

Yıllık ortalama 40 milyar dolar civarında enerji ithalatı gerçekleştiren Türkiye, ihtiyaç duyduğu doğalgaz ve petrolü Rusya, Azerbaycan, İran'dan doğalgaz boru hatları yoluyla, Cezayir'den ise sıvılaştırılmış doğalgaz olarak tankerlerle temin ediyor.

Türkiye’nin enerji tüketiminin %32’si doğalgaz ile gerçekleşiyor.

Son zamanlarda Karadeniz’de 540 milyar m3 doğalgaz rezervi tespit ettik, İskoç araştırma ve danışmanlık firması Wood Mckenzie bunu doğruladı, bu rezerv 12 yıllık ihtiyacımıza eşdeğerdir haberleri elbette önemlidir ancak dünyadaki diğer benzer uygulamalar ve uzmanların makalelerini incelediğimizde bu çapta bir rezervin aktif hale getirilerek kullanılması için en az 6-7 yıllık bir çalışma yapılması gerektiği konusu nettir. Yani kısa vadede gaz çıkar, Türkiye’de doğalgaz faturaları  ciddi anlamda düşer yaklaşımı hayli iyimser bir yaklaşımdır.

Ancak yine de bu konuda yapılan yatırımlar, alınan sondaj ve sismik araştırma gemileri ülkemizin önümüzdeki dönemdeki komşularına olan bağımlılığını ortadan kaldıracak nitelikte önemlidir.