Dolar $
32.29
%-0.13 -0.04
Euro €
34.82
%-0.01 -0
Sterlin £
40.6
%-0.23 -0.09
Çeyrek Altın
3925.07
%0.32 12.48
SON DAKİKA

Stephen Hawking ve zamanın kısa tarihi …

Bu haftadan itibaren ülkenin genel durumu ve deprem konularına ara verip uzun zamandır planladığım önemli bir projeyi başlatma kararı aldım.

Dünya çapında ün kazanmış bilim insanı, filozof ve yazarların en önemli kitaplarını aslında neden yazdıklarını anlayabilmek için hayatlarına, keşiflerine ve ölmeden önce dünyada bıraktıkları izlere, felsefe mühendisliği yaparak efsane yazar H.G.Wells'in düş dünyamıza armağan ettiği zaman makinesiyle,  yazarın dönemine giderek aslında bu kitabı neden yazdığı ve bize ne anlatmak istediğini soracağım. 

Umarım, bu bilge yolculuk size farklı bir bakış açısı kazandırır.

Bu hafta Stephen Hawking’i 40 dile çevrilen en önemli kitabı ‘Zamanın Kısa Tarihi’ ile tanımaya çalışacağız.

Stephen William Hawking (8 Ocak 1942, Oxford - 14 Mart 2018, Cambridge), İngiliz fizikçi, kozmolog, astronom, teorisyen ve yazar.

Hawking, Einstein'dan bu yana dünyaya gelen en parlak teorik fizikçi olarak kabul edilmektedir. 12 onur derecesi almıştır. 1982'de CBE ile ödüllendirilmiş, bundan başka birçok madalya ve ödül almıştır. Royal Society'nin ve National Academy of Sciences (Amerikan Ulusal Bilimler Akademisi) üyesidir.

Hawking, babasının eski okulu Oxford Üniversitesine devam etti. Babası onun tıp okumasını istiyordu, ancak o matematiği seviyordu. Fakat okulun matematik bölümü mevcut değildi. Bu yüzden onun yerine fizik öğrenimi görmeye başladı. Üç yıl sonra doğa bilimlerinde birinci sınıf onur madalyasıyla ödüllendirildi.

Hawking daha sonra kozmoloji (evrenbilim) üzerine çalışmak üzere Cambridge'e gitti.    Doktorasını aldıktan sonra, önce araştırma asistanı, daha sonra Gonville and Caius College'da doçent oldu. 1979'dan sonra matematik bölümünde Lucasian matematik profesörü oldu. Bu profesörlük 1663 yılında üniversite parlamento üyesi olan Henry Lucas tarafından kurulmuştu. İlk olarak Isaac Barrow sonra 1669'da Isaac Newton'a verilmişti.

Hawking evrenin temel ilkeleri üzerine çalıştı.

Roger Penrose ile birlikte Einstein'ın Uzay ve Zamanı kapsayan Genel Görelilik Kuramının, Big Bang'le başlayıp karadeliklerle sonlandığını gösterdi. 

Bu sonuç Kuantum mekaniği ile Genel Görelilik Kuramı'nın birleştirilmesi gerektiğini ortaya koyuyordu. Bu yirminci yüzyılın ikinci yarısının en büyük buluşlarından biriydi. Bu birleşmenin bir sonucu da karadeliklerin aslında tamamen kara olmadığını, fakat radyasyon yayıp buharlaştıklarını ve görünmez olduklarını ortaya koyuyordu. Diğer bir sonuç da evrenin bir sonu ve sınırı olduğuydu. Bu da evrenin başlangıcının tamamen bilimsel kurallar çerçevesinde meydana geldiği anlamına geliyordu. 

Stephen Hawking kuantum fiziği ve kara deliklerle ilgili iddialarıyla, bugün yaşayan bilim insanları arasında dünyada en çok tanınan isimdir.  

Hawking, ALS hastalığıyla gizemli bir kişilik oluşturdu. 

“Ceviz Kabuğundaki Evren”de, dünyanın büyük bir felaket ile karşı karşıya kalabileceğini belirterek uzayda insan kolonileri kurulmasını gündeme getirmişti. Bir fenomen haline gelen ve milyonlarca satan “Zamanın Kısa Tarihi: Büyük Patlamadan Karadeliklere” kitabı, Hawking'e asıl şöhreti getirmişti.  

Hawking insanların 100 yıl içerisinde dünyayı terk etmesi ve farklı dünyalarda koloniler kurması gerektiğini söylemiştir. Hawking'e göre insanlar koloni kuramazlarsa hayatta kalamayacaklar .

Daha fazla detaya girmeden zaman makinamı çalıştırıp 10 Mart 2018’e üstadı hastanede ziyarete gidiyorum.  

-Üstadım, 21 yaşında ALS teşhisi kondu ve sen 1986’dan beri tekerlekli sandalyedesin ayrıca konuşamıyorsun buna rağmen beynin evrenin en kuytu gizemlerini keşfediyor, nasıl bir his bu?

-Yabancı, bilgi ve hayal gücü birleştiğinde yapabileceklerini hiçbir şey sınırlandıramaz, oysa insan umutsuzluğa kapıldığında kendini sınırlar…

- Anlıyorum, o zaman biz ve evren niçin varız?

-Günün birinde eksiksiz bir birleşik kuram bulursak, bu yalnızca birkaç bilim insanı tarafından değil, genelinde herkes tarafından anlaşılabilir olmalı. İşte o zaman biz hepimiz, filozoflar, bilim insanları ve sokaktaki adam, "biz ve evren niçin varız?" sorusunu tartışabileceğiz. Hele bunu yanıtlayabilirsek, insan aklının en yüce zaferi olacak çünkü o zaman Tanrı'nın aklından neler geçtiğini bileceğiz…