SON DAKİKA

Mw: 6,2 depremi, büyük İstanbul depremini tetikler mi?

23 Nisan 2025 tarihinde, saatler 12-49'u gösterdiğinde, Marmara Ereğlisi'nin güney doğusunda, yerin 13 km. altında, doğu batı yönlü, doğrultu atımlı 15 km. uzunluğunda bir fay kırıldı.

Bu deprem sadece 13 saniye sürmesine rağmen kentte inanılmaz bir panik yarattı.

İnsanlar hava soğuk olmasına rağmen çadırlarda hatta arabalarda sabahladılar.

Yine yer bilimciler farklı görüşler bildirdiler ki bu çok normaldir çünkü siz yerin 13 km. altındaki enerji aktarımını göremezsiniz ancak depremi yorumlamanız gerekir. 

Ve sonrasında insanlar arasında ki panik daha da artar.

Aslında herkesin bu kadar panik olmasının gerçek nedeni 2 yıl önce televizyonlardan izledikleri 6 Şubat depremlerinin İstanbul’da tekrar etme ihtimaline karşın, oturdukları binaların gerçekten yıkılıp yıkılmayacağından emin olmamaları idi…

Bakınız ,25 yıl önce 18 bin kişi ve sadece 2 yıl önce 53 bin kişi depremler neticesinde hayatını kaybetmesine rağmen, İstanbul’da bulunan 1 milyon 165 binden fazla binanın %70’inin yani yaklaşık 800 bin binanın 2000 yılı öncesi yapılmış olması en büyük risk gibi gözüküyor. Zira bu binaların hiçbirinde zemin etüdü yapılmamış, yapı denetim tarafından denetlenmemiş, hazır beton kullanılmamış, nervürlü demir kullanılmamış kısaca mühendislik hizmeti almamış binalar olması inanılmaz derecede tedirgin edici bir sonucu hafızalara kazıyordu.

Peki bu depremin olması, kırılma ihtimali olan segmentte bir rahatlama yaratmış mıydı?

Maalesef bu fayın kırılması 1766 fay segmentinde 15 km. boyunca bir kırık yarattı ancak bu fayın uzunluğu 110 km. olduğu için çokta fazla etkili olmadı. Zira sadece 7 magnitüdünde bir depremin enerjisinin boşalması için 30 adet 6 magnitüdünde deprem olması gerekiyordu.

Ancak, bu fayın kırılması 1766 fay segmentinin hemen hemen ortasında meydana geldiği için ana fayı, batı yönünde 38 km. doğu yönünde 57 km. iki parçaya ayırdı. Bu nedenle 110 km. tek parçada bir kırık olma ihtimalinden ziyade artık iki parçada deprem olma ihtimali ağırlık kazandı. Eğer batı yönünde ki segment 38 km. kırılırsa maksimum 6,7 magnitüdünde bir deprem üretebilirken, doğu yönündeki 57 km. segment kırıldığında maksimum 7 magnitüdünde bir deprem üretebileceğini hesapladım.

Ancak 23 Nisan 2025 gününden itibaren meydana gelen tüm depremlerin doğu yönündeki segment üzerinde etkili olduğu görüyorum bu durum elbette ki tüm detaylarıyla AFAD ve Kandilli Rasathanesi tarafından izlenmeye devam ediyor. Tüm Jeofizikçiler 7-24 bu artçıları izliyorlar. Bundan sonraki süreçte tüm vatandaşlarımızın izlemesi gereken tutum bu depremin olma zamanı ve büyüklüğü konusunda spekülasyonlar yapıp enerjilerini boşa harcamaları yerine, tüm konsantrasyonlarını oturdukları binaya çevirip aşağıda belirteceğim detaylar konusunda binaları için bazı sorular sormaları ve cevaplarını araştırmaları gerektiğini düşünüyorum.

1-Oturduğum bina kaç yılında yapılmış?

2-Hangi deprem yönetmeliğine göre yapılmış?

3-Binanın zemin etüdü var mı?

4-Zemin etüdü varsa, binanın oturduğu zemin iyi mi, kötü mü?

5-Mimari proje, uygulama yapılırken değişikliğe uğratıldı mı?

6-Binada hazır beton kullanılmış mı?

7-Bodrumda temel su alıyor mu?

8-Binanın demir donatılarında gözlenen korozyon var mı?

9-Mw:6,2 depreminden sonra binada herhangi bir hasar oluştu mu?

10-Bina yapımı esnasında yapı denetim ya da belediye tarafından denetlenmiş mi?

Tüm bu soruların neticesinde eğer binanız 2000 yılı öncesi yapılmışsa ve zemini de kötüyse mutlaka deprem analizi yapmanız gerekir.

Burada ki amaç, binanız güçlendirmeyle kurtarılabilir mi yoksa güçlendirilmeyle kurtulamayacak kadar kötü mü bunu ayırt etmektir.

Zira, 2000 yılı öncesi yapılmış olan ve zemini kötü olan bir binada performans analizinde sonuçların iyi çıkma ihtimali çok düşüktür.

Şimdi, Çevre ve Şehircilik Bakanlığının sitesine girin ve riskli yapı tespiti konusunda yetki belgesi olan üniversitelerden size en yakın olanını arayarak teklif alın.

Zira, 6,2 magnitüdünde 23 Nisan’da meydana gelen deprem, büyük İstanbul depremini tetiklemez gibi bir garantiyi hiçbir bilim insanı veremez…

sarhat