Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA

Machiavelli ile Prens üzerine konuşmak

Machiavelli, Floransalı düşünür devlet adamı, İtalyan Rönesans hareketinin önemli figürleri arasındadır. En önemli eseri olan Prens'in pek çok okuru, onun gaddarlar için bir kişisel gelişim kitabı olmasını bekler. Ancak bu kitap bundan çok daha derindir.

Machiavelli, bazen acımasızlığı ve iki yüzlülüğü savunmasına rağmen, aslında zoru ve hileyi ne zaman ve nasıl kullanacağını bilenleri över.

Machiavelli memleketi Floransa’da başarılı bir devlet adamıydı. Ne var ki 1513’te güçlü Medici ailesine karşı komplo kurmakla suçlanarak hapse atıldı, işkence gördü, ardından kentin hemen dışında sürgüne gönderildi ve prens kitabını bu dönemde yazdı.

Ancak kitap onun ölümünden beş yıl sonra 1532 yılında yayımlandı.

Prens, her zaman tartışmalı bir kitap olmuştur. Bu gün siyasette kirli ellerin kaçınılmazlığına ilişkin tartışmalarda sıkça anılır ve ‘Makyavelci’ sıfatı yanlış bir biçimde kişisel çıkar peşinde kurnazca koşmayı tarif etmek için kullanılır.

Oysa Machiavelli’nin öğüdü tam tersine, başarılı bir prens iyi olmayı değil, hızlı ve gerektiğinde acımasız önlemler almayı öğrenmelidir, demek ister.

Daha fazla zaman kaybetmeden zaman makinamı çalıştırıp ölmeden hemen önce 1527 yılına Floransa’ya gidiyorum.

-Üstadım, anlatması biraz güç ancak ben gelecekten geliyorum, yazdığın ve henüz basılmayan kitabın Prens hakkında seninle konuşmak istiyorum.

-İyi de henüz bu kitap basılmadı.

-Yanılıyorsun, etkisi 500 yıl sonra bile konuşulacak çok önemli bir kitap yazdın ve aslında ne  anlatmak istedin bunları konuşmak istiyorum, eğer müsaade edersen.

-Yoksa seni Mediciler mi gönderdi yabancı?

-Hayır, ben yazdıklarının yaşandığı gelecekten geliyorum!

-Ne öğrenmek istiyorsun?

-500 yıl geçmesine yazdıklarını bazı insanların çarpıtmasına rağmen aslında senin bu kitabı neden yazdığını merak ediyorum?

-İnsanlar iki yüzlüdür. Hem sevilmek isterler hem de işler problemsiz yürüsün isterler ancak politikada devlet yönetiminde işler böyle yürümez. 

Örneğin; İyi bir Prens ,

‘Başkalarının kendisine kurduğu tuzakları fark edip kurtulmak için  bir tilki gibi davranmalı, bazen de etrafını saran kurtları korkutmak için aslan gibi hareket etmelidir.’

-Ayrıca;

‘Eğer tercih şansınız varsa en iyisi hem sevilmek hem de korkulmaktır. Ancak ikisinden birini seçmek zorunda kalırsanız korkulmayı seçin…’

-Prensi gerçekten anlayabilmek için anahtar kavram İtalyanca ‘Virtü’ yani maharet kelimesidir bana göre üstadım. O halde Virtü sence nedir?

-Virtü; devletin güvenliğini ve refahını güvenceye alacak her şeyi yapmak için hızlı ve etkili harekete geçme yeteneğidir. Bu, sahte vaatlerde bulunma, size tehdit oluşturanları öldürme hatta gerekirse kendi destekçilerinizi bile ortadan kaldırma anlamına gelebilir…

Etkili bir yönetici mecburen acımasız olmayı öğrenmek ve gerektiğinde geleneksel ahlakın buyruklarına aykırı hareket etmek zorundadır .

(Machiavelli bizim şimdi insan hakları dediğimiz şeylere saygı göstermez. Ona göre bireyler devletin çıkarları uğruna gerekirse kurban edilebilirler.) 

-Ne garip şu anlattıkların, 500 yıl sonra bile inan değişen bir şey yok tek fark senin bütün bunları tüm çıplaklığıyla dile getirme cesaretini gösterebilmen oysa gelecekte insanları uyutan ülkeler, demokrasi, insan hakları, eşitlik gibi masallarla senin bu anlattıklarını maskeleyerek bildiklerini okumaya devam ediyorlar…

-O zaman iyi dinle yabancı söylediklerim daha bitmedi!

‘Eğer bir millet, iktidarda bulunan kişilerin alçaklığını, hırsızlığını, yalnızca kendi siyasi görüşlerinden olduğu için görmezden geliyorsa,

O millet erdemini yitirmiştir.

Erdemini yitiren millet, bir gün vatanını da yitirmeye mahkumdur…’