Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA

İstanbul depremi, can kaybını nasıl en aza indirebiliriz?

Daha öncede belirttiğim gibi deprem konusu politize edilemeyecek kadar milli bir konudur ve siyaset üstü değerlendirilmesi gerekir.

Hangi aday kazanırsa kazansın İstanbul için en hayati konu, beklenen büyük İstanbul depremidir. 

Deprem olduğunda eğer ülke olarak biz bu yıkıma hazır değilsek ki şu an değiliz, bizim için beka meselesi tamda budur desek eksik söylemiş olmayız.

Peki o zaman, İstanbul için neler yapılmalıdır?

*Tüm ilçelerde belediye bünyesinde Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlükleri kurulmalıdır. Bu birim şu an sadece İBB’de mevcut iken ilçe bazında hiçbir belediyede yoktur. Bu birimlerde çalışacak mühendisler ilçe bazında jeolojik ve jeofizik altlık zemin çalışmalarını yeniden yaparak, çıkara ranta göre değil bilime ve depremin hasar oranına göre tekrar düzenlemelidir. Eğer ilçe belediyelerinde yetkin mühendisler yoksa ya da eksikse mutlaka tamamlanarak kaliteli kadrolar kurulmalıdır. 

Yeni yapılacak binalar, bu birimin kontrolünde, eğer zemin iyi değilse geoteknik zemin iyileştirme çalışmaları yapılmak koşulu ile inşa edilmelidir.

*Kentsel dönüşüm bina bazında değil ada bazında yapılmalıdır. 

*Yapı güvenlik belgesi oluşturulmalı ve her yapıya bir kimlik numarası verilmelidir. Yapım yılı, hangi deprem yönetmeliğine göre projelendirildiği, zemin bilgisi, yapının kusurlarını ortaya çıkaracak tüm proje ve uygulama eksiklikleri çıkarılmalıdır.

*2007 yılı öncesi yapılan tüm binalardan deprem analizi istenmelidir. 

Neden 2007?

Çünkü, 1999 sonrasında gerek zemin etüdü gerek hazır beton sistemi gerekse yapı denetim ve kontrol sistemi henüz oturmamıştı. Sistem 2007 deprem yönetmeliğinden sonra gerçek anlamda işlemeye başladı. Bunu nereden mi çıkarıyorum en son yapılan deprem analizleri ve 6 Şubat depremleri neticesinde yıkılan ve hasar gören binaları incelediğimizde, %90’ının 2007 yılından önce yapılan binalardan oluştuğunu görüyoruz.

*Deprem Analiz sonuçlarına göre, bina sağlam mı?

Güçlendirilmeyle kurtulabiliyor mu?

Yoksa yıkılmalı mı?

Bunlar netleştirilerek acil yıkılması gereken ve acil güçlendirilmesi gereken binalar ayıklanmalıdır.

* Tapu müdürlükleri nasıl bir binadan daire satılırken DASK istiyorsa deprem analizde mutlaka istemelidir. Aksi taktirde hasarlı yada yıkılabilecek bir daire başkasına mezar olmak üzere satılıyor olabilir.

*DASK’ın teminat kapsamında ödediği tazminat artmalıdır. Şu an ki DASK sisteminde bina hasar gördüğünde ya da yıkıldığında ödenecek rakamlar daire fiyatlarının çok altındadır.

*Deprem olmadan önce önleme çalışmaları için yıllık ciddi bir bütçe ayrılmalıdır. Zira bu sağlanabilirse deprem sonrası oluşacak zararın 7’de 1’e düştüğünü görüyoruz.

*Yapı denetim sisteminde zemin etütlerinin kontrolü için jeofizik, jeoloji ve geoteknik mühendislerin çalışması zorunlu olmalıdır. Zira, yapı denetlenirken zeminin yok sayılması mühendislik açıdan izah edilemez.

*Deprem ve Zemin İnceleme Bakanlığı kurulmalıdır ve tüm belediyelerdeki Deprem ve Zemin İnceleme Müdürlükleri bu bakanlığa bağlı olmalıdır. Bu bakanlığın ciddi bir bütçesi olmalı ve bir bölge imara açılacağı zaman onayı alınmalıdır .

*Anaokulundan liseye kadar tüm afetler farklı yıllarda ders olarak okutulmalı ve tatbikatlar yapılmalıdır.

*AFAD her üniversitede 50 kişilik, öğrencilerden oluşan arama kurtarma ekipleri kurmalı ve öğrencilere üniversite eğitimleri bitene kadar öğrenim bursu vermelidir. Öğrenciler seçilirken ciddi yarışmalardan geçerek dayanıklılıklarına göre seçilmeli ve gerekli tüm eğitimleri almalıdır. Böylece bir deprem olduğunda hemen müdahale edecek 209 üniversiteden 10,450 iyi eğitim almış zeki ve dayanıklı genç, deprem yerine intikal ederek acil müdahalede bulunabilecektir.

*TOKİ her şehirde ekonomik konutlar inşa ederek kentsel dönüşüm kapsamında kiraya çıkacak olan aileleri bu evlerde uygun koşullarda kiralık olarak taşımalıdır. Böylece problemli binalar boşaltılarak gerekli dönüşüme başlanabilir.

Son tahlilde;

Keşke imkan olsa da yetersiz olan binaların tamamını yıkıp yapabilsek ancak bunu yapabilmemiz için şuan ne yeterli bir kaynak var ne de zaman...

Bu nedenle, kurtarılabilecek binalarda güçlendirme seçeneğini en hızlı ve en ekonomik çözüm olarak tercih etmemiz en mantıklı sonuç gibi duruyor...