Dolar $
32.19
%-0.26 -0.08
Euro €
34.99
%-0.42 -0.14
Sterlin £
41.18
%-0.05 -0.02
Çeyrek Altın
4094.65
%1.76 69.77
SON DAKİKA

Güven kontrole engel değildir

Tuhaf bir Alman atasözüdür. Ülkemizde ise denetlenmek, kontrol edilmek karşı tarafa büyük bir hakaret olarak kabul edilir. Her şey ikili ilişkiler ile yürür, ya da tanıdıklar ile oysa hayat bu amatörlüğü kaldırmaz.

Bu sözü ilk defa askerliğimi asteğmen olarak yaparken bölük komutanından duymuştum. Bana, kime ne iş yaptırırsam yaptırayım mutlaka kontrol etmemi ve kimseye bu konuda taviz vermememi söylerken bu olayın önemini şöyle vurgulamıştı:

Senin güvendiğin kişi bu kontrol sonrasında ya daha güvenilir hale gelir yada aslında güvenilmeyecek birine gereksiz yere önem verdiğini fark edersin, her iki durumda da sen karlı çıkarsın. 

Bu sorgulamalar arttıkça zaman içerisinde kime güvenip güvenmeyeceğin konusunda inanılmaz bir tecrübeye sahip olursun demişti. 

26 yaşındaydım ve bu durum bana oldukça septik (şüpheci) gelse de ne kadar önemli olduğunu maalesef zamanla, yaşayarak öğrendim.

Bizim gibi ülkelerde denetlenmek hiç hoş karşılanmaz. Sanki her şeyi çok iyi biliyormuşuz gibi daha iyi bilen birinin hatalarımızı not alarak bizi uyarması hatta ceza kesmesi hakaret olarak kabul edilir.

Birde denetleyen kısmı vardır işin tabii ki.

Ancak bu denetlemeler layığıyla yapılıyor mu?

Adam kayırma var mı?

Diye soracak olursanız, işini bilen kurnaz insanların gemilerini bir şekilde nasıl yürüttüklerine hepimiz şahit olmuşuzdur.

Zaman içerisinde fark ettim ki bu denetlemeler sonucunda eğer ciddi para cezası yada hapis cezası yoksa insanlar bu denetlenen her neyse çok önemsemiyorlar ülkemizde.

Bu durumu bazı örneklerle açıklamak istiyorum:

*Vatandaşlarımız, emniyet kemerini %80 oranında aslında ölmemek ya da sakat kalmamak için değil de polis 196 TL ceza kesmesin diye takıyorlar aslında.

*Ülkemizde ki 2022 verilerine göre toplam 75.373 firma var. Bu firmaların ancak %1.68’i vergisel anlamda incelenebiliyor. Bazı büyük firmalara vergi afları geliyor. Diğer orta ve küçük ölçekli işletmeler ise yapılandırma ve matrah artırımından yararlanıyor ve böylece aslında denetim varmış gibi gözüküyor ancak fiili olarak bir denetleme olmuyor ve devlet alması gereken vergiyi asla alamıyor. Alamadığı bu vergiyi zavallı bordro mahkumlarından tahsil etmek zorunda kalıyor.

*1999’da meydana gelen Adapazarı depreminden önce o bölgede deprem olma ihtimali yaklaşık olarak %77 idi. Hiçbir önlem alınmadı, zemin ve binalar denetlenmedi. Deprem oldu ve yaklaşık 30 bin kişi hayatını kaybetti. Aradan 23 yıl geçti, İBB. Başkanı İmamoğlu İstanbul’da dönüşümü gerçekleşmesi gereken 192 bin bina olduğunu açıkladı. Şuan İstanbul’da yıkıcı bir deprem olma ihtimali yaklaşık %70 ancak kimsenin bu sorunu çözme noktasında ciddi bir sonuca ulaştığını düşünmüyorum.

*2018 yılında Çorlu’da rayları denetleyen görevliler maliyetleri arttırdığı için işten çıkarılarak denetleme mekanizması ortadan kaldırıldı. Sonuç; 7’si çocuk 25 kişi hayatını kaybetti. Tasarruf edilen kalem, önemli olmadığı düşünülen denetleme mekanizmasıydı. Oysa sonra anlaşıldı ki raylar yürüyerek kontrol ediliyordu ve bu iş zahmetli ancak çok hayatiydi. 

*13 Mayıs 2014 tarihinde Soma’da maden kazası oldu. 301 madenci hayatını kaybetti. Kazadan sonra herkes birbirini suçladı ancak asıl sorun yine denetleme mekanizması idi.

Aradan 8 yıl geçti, 14 Ekim’de Bartın’da maden kazasında 42 kişi hayatını kaybetti. Denetlemeler iyi yapılmış olsa havalandırma sistemi iyi çalışıyor olsa belki de galeride biriken ve patlamaya neden olan metan gazı tahliye edilecek ve kimse hayatını kaybetmeyecekti.

Yani görünürde her şeyin bir denetleme mekanizması var ancak sistem işlemiyor. Çünkü biz ülke olarak “mış” gibi yapıyoruz. Koca bir ülke içinde yaşayan vatandaşların tamamı ile vardır. İnsanlar bu duruma gerekli tepkiyi gösterip hassasiyetle yaklaşsalardı aslında çok farklı olabilirdi.  

Tekrar ediyorum: “Güven, kontrole mani değildir” bir Alman atasözüdür. Ve biz denetlenmeyi hiç sevmeyen, hakaret kabul eden bir ülkeyiz…

Tüm iş sağlığı ve güvenliği istatistikleri bize Almanların haklı olduğunu kanıtlıyor. Bu ülke, standartlara önem veren insanlardan oluşuyor.

Onlar için güven, ancak zaman içerisinde ki denetlemelerden sonra ulaşılabilen bir mertebedir, bizde ki gibi duvara asılan bir sertifika değildir maalesef…