Dolar $
32.42
%-0.32 -0.1
Euro €
34.96
%-0.34 -0.12
Sterlin £
40.51
%-0.75 -0.3
Çeyrek Altın
4092.28
%0.61 24.65
SON DAKİKA

Ayağa kalkma zamanı!

Bazı zamanlar vardır ya hani, Her şeyin çok kötü gittiği, ne yaparsınız yapın düzelmeyeceğine inandığınız. O an hep aklıma Barış Manço'nun şarkısı gelir. 'İnsanın bir kez ters gitmesin işi. Muhallebi yerken kırılır dişi.'

Elbette ki gülümserim ama bu gülümseme bir noktada donuklaşır ve böylesine karamsar düşündürtecek o sebepler zihnimde listelenir.

Şimdilerde toplumun her kesiminde rastladığım bir his bu.

Kiminle sohbet etsem benzer hisleri farklı kelimelerle anlattıklarını görüyorum insanların.

Öğrencilerden, alışık olmadıkları bir sıkıştırılmışlık hissi ile bir gün okula gitmeyi özleyeceğimi rüyamda görsem inanmazdım itiraflarını dinliyorum.

Dükkânını uzun süre açamamış ve borçlanmış olan esnaf, sigaranın birini yakıp diğerini söndürürken.

Hasta olmaktan korkan insanların septik bir tavırla kendini izole ettiği bir toplumda,

65 yaş üstü insanların akşam üzeri sahilde yürümek istediklerini işitiyorum.

Bir tanesi denize karşı oturup bir yerde kahve içip tavla oynamayı ne çok özledim diyor.

Diğeri, pazar ve markette oluşan pahalılığı detaylandırıyor.

Kiminin tuttuğu takım güven vermiyor.

Kimi ise politikacıların devleti ne hale getirdiklerini anlatıyor hararetli bir şekilde.

Bazı gençlere göre ise yurtdışına gidememek büyük sıkıntı iken.

Sonuç olarak toplumda büyük bir mutsuzluğum egemen olduğunu görüyorum.

Abartmayacağım sohbet ettiğim hiç kimsenin, halimden memnunum, işlerim çok iyi, şükürler olsun dediğine şahit olmadım son bir yılda.

Merak ediyorum, Einstein ile kız kulesinde oturup yeşil çay içseydik tüm bu yaşadığımız pandemik ortam ve ekonomik problemleri kendisine anlatsaydım acaba üstat bana hangi öğütleri verirdi?

Sanırım şöyle başlardı. İkinci Dünya savaşı, Yahudi soykırımı, atom bombası ile binlerce insanın hayatını kaybetmesine tanıklık etmiş bir bilim insanı olarak şunu söyleyebilirim:

Aynı şeyi tekrar tekrar yapmak ve farklı sonuçlar beklemek deliliktir.

Sürekli şikâyet etmek insanı zamanla körleştirir.

-O zaman insanlarımıza ne tavsiye edersiniz, ne yapsınlar üstadım?

Ayağa kalkma ve silkinme zamanınız gelmiş!

Evet, ayağa kalkın kendinize bir kahve yapın. Sonra balkona çıkın pencereyi açın temiz havanın sizi biraz üşüterek kendinize getirmesine izin verin.

Ardından iki sayfa beyaz kâğıt ve bir kalem alarak masaya oturup kahvenizden bir yudum aldıktan sonra kâğıtlardan bir tanesine canınızı sıkan ne varsa hiçbir detayı atlamadan yazın.

Objektif olun her şeyi yazın, beyninizde sizi meşgul eden tüm kötü şeylerden bahsediyorum. Hepsini yazdığınızdan emin olmak için bir yudum daha kahve için ve bir dakika daha düşünün.

Artık yazacak bir şey kalmadığından eminseniz mutfağa gidip metal bir tepsi ve çakmak alın tekrar balkona çıkın ve canınızı sıkan tüm detayları yazdığınız o kâğıt parçasını büyük bir keyifle yırtın en küçük parça kalıncaya kadar devam edin.

Sonra da metal tepsinin içine koyarak tutuşturun, iyice yanıp kül oluşunu izlerken kahvenizden bir yudum daha alın. O sırada küllere bakıp o hislerden kurtulduğunuza emin olun…

Ardından, tepsiyi yere koyup masada duran diğer kâğıda yeni hayatınızda olmasını istediğiniz ne varsa tek tek üşenmeden yazın.

Evet evet! Olmasını istediğiniz, sizi mutlu edecek ne varsa yazın. Sonra kahvenizi içerek bu kâğıdı okumaya devam edin yazdıklarınızı uygulayabileceğiniz haliyle numara vererek sıraya sokun.

En başına ise manifestom yazın.

Bu listeyi yeni hayatınıza gidiş bileti olarak düşünün…

Artık yeni hayatınıza başlamak için bir biletiniz var.

Daha fazla zaman kaybetmeyin.

Ayağa kalkın!