Sanayi Devrimi’nde makineleşme, üretim süreçlerini radikal bir şekilde değiştirerek birçok sektörü kökten dönüştürüldü. Bilgi Çağı’nda ise dijitalleşme, büyük ölçekli veriyi işleyebilen şirketleri zirveye taşıdı. Bugün ise yapay zeka, ekonominin en kritik unsurlarından biri haline geliyor. Peki, Türkiye bu dönüşümde nerede buluyor?

Yapay zeka ekonomiyi nasıl etkiliyor?

Yapay Zeka, iş piyasasından finansal karar alma süreçlerine, üretimden lojistiğe kadar birçok alanda devrim yaratıyor. Örneğin, büyük veri ve yapay zeka destekli algoritmalar finans sektöründe yatırım kararlarını otomatikleştirmeye başladı. Bugün küresel piyasalarda işlem yapan hedge fonlarının büyük bir kısmı, insan duygularından bağımsız hareket eden algoritmalar tarafından yönetiliyor.

Üretim tarafında ise robotik sistemler ve yapay zeka destekli makineler, maliyetleri düşürüp verimliliği artırarak geleneksel sanayi anlayışını değiştiriyor. Özellikle Çin ve ABD bu alana devasa yatırımlar yaparak küresel tedarik zincirinde liderliği ele geçiriyor. 

Türkiye, yapay zeka devrimine ayak uydurmak için adımlar atıyor ancak henüz yeterince hızlı değiliz. Savunma Sanayinde yapay zeka kullanımına dair başarılı örneklerimiz var, fakat bu teknolojiyi üretim, finans, tarım ve sağlık gibi geniş sektörlere entegre etmekte gerideyiz. Yapay zekaya yatırım yapan ülkeler, ekonomik büyümelerini hızlandırırken, geleneksel yöntemlere bağlı kalan ülkeler rekabet anlayışını kaybediyor. Türkiye’nin de bu alana daha fazla yatırım yapması hem özel sektör hem de kamu iş birliğiyle bu alandaki yetkinliği artırması gerekiyor.

Yapay Zekaya geçiş için ne yapmalıyız peki, öncelikle eğitim reformu, teşvik politikaları, özel sektör-kamu iş birliği ve girişimcilik ekosistemi bu 4 alan çok önemli.

Yapay zeka kaçırılmaması gereken bir fırsat. Eğer doğru hamleler yapabilirsek, bu yeni çağda Türkiye ekonomisi küresel rekabette güçlenebilir. Ama eğer gecikirsek, sadece teknoloji ithal eden ve ekonomik büyüme fırsatlarını kaçıran bir ülke haline gelebiliriz.