Dolar $
32.19
%-0.26 -0.08
Euro €
34.99
%-0.42 -0.14
Sterlin £
41.18
%-0.05 -0.02
Çeyrek Altın
4094.65
%1.76 69.77
SON DAKİKA

Türkiye sistemin gücüdür

Birleşmiş Milletler Avrupa Ekonomik Komisyonu (UNECE), temiz ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı olarak hidrojenin geleceği hakkında bir rapor yayınladı.

Raporda öne çıkan ilk başlık Avrupa Hidrojen Omurgası olarak adlandırılan (EHB- European Hydrogen Back Bone) boru hattı sistemi. EHB, hidrojenin taşınacağı boru hatları sisteminin entegrasyonu, insan vücudunun sinir sistemi gibi, Avrupa’nın hatlarını ortaya koyuyor. Sistemde mevcut doğal gaz boru hatları, dönüştürülecek hatlar, yeni yapılacak hidrojene özel hatlar bütünleşiyor. Ve ne yazık ki Türkiye, EHB içinde görülmüyor. Yani, Yunanistan ve Bulgaristan’a gelen hatların açık uçları, Türkiye ile buluşturulmuyor. Oysa Güney Avrupa’da, İspanya ve İtalya sınırlı hatların, Akdeniz üzerinden (altından) Fas-Cezayir-Tunus bütünleşmeleri planlanıyor.

Dahası, üç Balkan ülkesi, Yunanistan-Bulgaristan-Romanya, aralarında imzaladıkları anlaşma ile temiz enerjide işbirliğine başlıyor. Ege’de deniz üzerine kurulacak rüzgar santralleri elektrik üretecek. Hedef, Kıbrıs ve İsrail entegrasyonu ile temiz enerji hattını geliştirmek. Bu açıklamalar ve anlaşmalar yakın zamanda yapıldı. Temiz enerjide ve bu alanın yıldızı yeşil hidrojende, bölgenin en önemli potansiyeline sahibiz. Ancak, Brüksel’deki Avrupa Hidrojen Haftası’nda, Hydrogen Europe Başkanı Jorgo Chatzimarkakis, “EHB’ye dahil olmamak, Türkiye’nin kararı” şeklinde bir yorumda bulunmuştu. 

2030’a dek her yıl 10 milyon ton yeşil hidrojen üretme, 10 milyon ton da ithal etme kararı alan AB’nin en değerli tedarikçisi olabiliriz diyoruz. 

Strateji ve yol haritamızı geçen yıl açıkladık. Eksik ya da küçük ölçekli olmalarına aldırmaksızın, yeşil hidrojen üretimi de yapıyor, kamu kararlılığı sergiliyoruz.

Öncelikle batının, bize ait olmayan yorumları bize aitmiş gibi göstermesini önlemeliyiz. Gerek Sanayi ve Ticaret Bakanlığı gerekse Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, çok ciddi çalışmalar yürütüyor, kararlılık sunuyor. Somut adımlarla bu kararlılık desteklenmeli.

Hidrojene özel bir otoritenin belirlenmesi, özel Hidrojen İhtisas Üretim Bölgeleri ilan edilmesi, elektrolizör ithalatının teşvik kapsamına alınması gibi öncelikli adımlardan söz ediyoruz. Gelişmesine büyük katkı sunabileceğimiz ekosistemin dışında kalmamalıyız.

----------

Bütün yollar hidrojene 

UNECE raporunda Avrupa Hidrojen Omurgasının ardından, “Azaltılması Zor Sektörlerin Karbondan Arındırılması, başlığı yer alıyor. Hidrojen öncelikle iki özel alanda öneriliyor: 

-elektrifikasyonun zor olduğu yüksek sıcaklıklı süreçler 

-uzun mesafeli taşımacılık gerektiren enerji yoğun endüstriler. 

Hidrojen, doğal gaz, kömür, yenilenebilir enerji, biyokütle ve nükleer enerji dahil olmak üzere çeşitli yöntemler ile üretilebiliyor. 

Elbette hedef, yenilenebilir enerjiden üretilen, yeşil hidrojen. 

Hidrojeni uzun mesafeler için depolama ve taşıma karmaşık görünüyor. Mevcut doğal gaz altyapısı, olumlu destek sunabilir. Hidrojen pazarını teşvik etmek için yeniden kullanım potansiyeline de sahiptir. 

Temiz enerjide bütün yollar yeşil hidrojene çıkıyor.

---------

Kararlılık sunulmalı

Hidrojen ekosisteminin gelişimi beş bileşenin uyum ve kararlı organizasyonu ile mümkün olacaktır: kamu, özel sektör, STK, akademisyenler, bilimsel araştırmalar. Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER), bir yanda Tübitak MAM bir yanda Marmara OSB ile, üyelerini bu bileşenleri sağlamaya yönlendiriyor.

1 kg hidrojen üretimi için 55 kw elektrik ve 9 lt su gerekiyor. Ama en öncelikli bileşen, şu an için elektrolizör gibi görünüyor. 

Bandırma’da kurulacak Ar-Ge ve Üretim Merkezi, gerek bölgenin gerekse ülkemizin yeşil hidrojen üretim alanlarının koordinasyon merkezine de dönüşebilir. 

TÜBİTAK MAM (Marmara Araştırma Merkezi) Hidrojen ve Yakıt Grubu, 250 kişilik bir kadro ile yeşil hidrojen ekosisteminin oluşumuna katkı için çalışıyor. Elektrolizör, katalizör ve katalitik yakıtlar önceliklli çalışma alanları. Bir güçlü platform oluşacak. Ülke geneline örnek olabilecek platform, gerek sağlayacağı bilgi akışı gerekse hidrojen üretimi ile, öncelikle içinde yer alacağı OSB için fayda sağlayacak. Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (SKDM) 1 Ocak 2026’da ertelenmeden hayata geçirilecek. Yarı yolda kalmamak, rekabet gücünü kaybetmemek ve net sıfır hedefine ulaşmak için, bu adımlar dikkatle atılmalıdır. Mevzuatın düzenlenmesi, lgili teşvik ve fonların hayata geçirilmesi elzemdir. Ama en önemlisi, kararlı duruştan vaz geçmemek, temiz enerji ve yeşil hidrojene yatırımı desteklemektir.

-------

SEDEFED

Sektörler Dernekler Federasyonu SEDEFED, 49 üye dernek ile çok güçlü ve çok önemli bir oluşum. Farklı alanları aynı çatı altında buluşturan yapısı ile, SEDEFED, 2024 yılında bir dizi faaliyet sunacak. Başkan Emine Erdem’in yapıcı ve olumlu vizyonu bütün SEDEFED ailesine yansımış durumda. 

Ancak hangi başlık, hangi sektör olursa olsun, hareket noktası iklim krizi oluyor.

Son buluşmada paylaşılan veriler çok üzücü ve ne yazık ki gerçekçi.

Küresel ısınmayı 1,5 derecede tutmanın mümkün olmayacağı anlaşıldı. Şimdi hedef, ısı artışını iki derecede tutabilmek. Mevcut ısınmaya bağlı oluşan iklim değişikliği nedeniyle, tarım arazileri %30 daha az yağış aldı. Bunun sonucu, uzun süreli kuraklıklar ve 2023’te dünya ekonomisinde yüzde 11’lik daralma olarak karşımıza çıktı. 

Türkiye’de İSO500 içinde yer alan şirketlerin verimlilik kaybı yüzde 8 olarak hesaplanmış. Bunun karşılığı 350 milyar TL. Bu nedenle atılan her adım, her yenilik, her çözüm önerisi, dünyanın ortak mücadelesi ile buluşuyor: iklim mücadelesi ve sürdürülebilirlik.

Bu iki başlığı görünce de sözün sahibi UNDP oluyor.

6 Şubat 2023 günü, kapkara bir güne uyandık.

Çok kaybettik.

Kaybolduk.

Bulmaya, onarmaya çalışıyoruz hala.

SEDEFED, şemsiyesi altındaki dernekler, o derneklerin binlerce üyesi; Kurtuluş Savaşı’ndan bu yana ilk kez bu kadar büyük bir yürek olduk.

Su, temiz su, atık! Öncelikle bu iki büyük başlığın altyapısı için çalışılır oldu. 

Ama, hayata dair her sözcük, deprem bölgesinde birer sorun başlığı.

Bu nedenle, yılmadan çalışmaya, çabalamaya devam edeceğiz.

SEDEFED, UNDP, bileşenleri içinde, tek tek ve bütün olarak.

İklim krizinin bütün dünyayı afet bölgesine çevirdiği bilinci ile…

Ve, dünyaya saygımızı koruyarak, büyüterek, dünyaya hissettirerek…