Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA

Enerji Enflasyonu ve Avrupa Merkez Bankası

Bu terimi ilk kez bu yılın Mart ayında gördük. Avrupa Merkez Bankası (ECB) yürütme kurulu üyesi Isabel Schnabel, 17. ECB ve Gözlemcileri Konferansı'nda, "Para Politikası ve İklim Değişikliği" konulu bir panelde konuşuyordu. Frankfurt'ta ağzından dökülenler, "Yeni bir enerji enflasyonu çağı: İklimflasyon, fosilflasyon ve yeşilflasyon gibi iç içe geçmiş yeni türetilmiş kavramlardı. Tümünü, bileşenlerinden anlayabileceğimiz kavramlar. Yaşam artık, bu döngüde, tüm buluşmaları, karışmaları anlamayı getirir oldu bize.

Aradan aylar geçti, bu kavramlar ışığında neler yaşandığını somut örneklerle sundular bize. ECB, Yeni Çevre Bildirisi ile iklim taahhütlerini nasıl hızlandırdığını anlattı. 

Enerji, satın alma, biyolojik çeşitlilik, geri dönüşüm ve atık yönetimi gibi yedi stratejik alanlarda hedef ve planı açıklandı. Raporun rakamlarına geçerken altını çizeceğimiz iki güçlü kavram var: şeffaflık ve hesap verilebilirlik. Rapor, bunların önemini de vurguluyor. Örneğin, ulaşım emisyonlarını düşük tutmak için bisiklet tercih edilmesi, buna bağlı olarak da bisiklet altyapısını güçlendirmek! Bu tür, önerileri havada bırakmadan, çözüm fikirleri sunarak yürüyen içerik, pandemi sürecinin öğrettiklerinden de yararlanıyor. Mesela, zorunlu olmadıkça iş seyahatlerini azaltmak ve toplantıları online yapmak gibi. Ama doğalgaz başta olmak üzere fosil yakıtlarından aşamalı olarak vazgeçmek en büyük öncelik. Rusya’nın Ukrayna işgali ile başlayan süreç, bu kararı bir zorunluğa çevirmiş olsa da henüz büyük adımlar atma olanağı bulunamadı. Yeşil dönüşüm, yenilenebilir enerji kaynaklarını vazgeçilmez kılacak. Zaman, dönüşümün lehine ilerliyor. Ama mutlaka büyük adımlara zorlamayalım ekonomiyi. Her ölçekte değerli adımlar üretilebilir. Bunu bize kanıtlayan da ECB vizyonu ve bunu yansıtan raporda sundukları verilerdir.

Öncelikle aranan unsur istikrar!

Davranışta sürdürülebilir değişim

Karbon emisyonlarının azaltımı

Sürdürülebilir satın alma ve tedarik

Çevre performansına yönelik şeffaf iletişim

Geçerli çevresel yasal düzenlemelere uyum

Basit ve küçük görünen her bir adım, devasa bir kararlılık sunuyor. Enerji enflasyonunda yeni çağın ilk aşaması, bu; mücadelede kararlılık ve istikrar. Isabel Schnabel, “Ukrayna’da hepimizin gözü önünde gerçekleşenler, pek çok ülkede, son 40 yılda görülmeyen enflasyon artışlarına neden oluyor; enerji politikasında değişiklere yönlendiriyor” sözleriyle, aylar önce uyarıda bulunmuştu: Bugün fosil enerji kaynaklarına bağımlılığımız sadece gezegenimiz için bir tehlike sunmuyor, aynı zamanda ulusal güvenlik, özgürlük ve demokrasi değerleri için de tehdit olarak görülüyor. Yenilenebilir enerjilere geçişi hızlandırmak zorunlu görülüyor. Kurulan her güneş paneli, şebekeye eklenen her rüzgar türbini, enerji bağımsızlığı ve daha yeşil bir ekonomi için umuttur.

Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner'ın “yenilenebilir enerjiler ‘özgürlük enerjileri’dir” sözü daha rahat anlaşılır olmuştur. Tabi, bu mücadelenin mali yönü de göz ardı edilemez boyuttadır. Üç farklı ve birbiriyle ilişkili şokla yeni bir enerji enflasyonu çağı yaşıyoruz. 

İlki, iklim değişikliğinin kendisi veya “iklimflasyon” maliyetleriyle bağlantılı. Doğal afetler ve şiddetli hava olaylarının sayısı arttıkça ekonomik aktivite ve fiyatlar üzerindeki etkisi de artmaktadır. Olağanüstü kuraklıklar, gıda fiyatlarına yansıyan azlık ve kıtlık…

İkincisi “fosilflasyon”, euro bölgesi enflasyonundaki son zamanlardaki güçlü artışın çoğundan sorumlu. Son on yılda yeterince güçlü bir şekilde azaltılmayan fosil enerji kaynaklarına bağımlılığın mirası. Euro bölgesindeki toplam enerji kullanımının %85'ini hala fosil yakıtlar oluşturuyor.

Üçüncü şok kategorisi “yeşilflasyon”, etkileri daha belirsiz. Bir çok şirket, karbon emisyonlarını azaltmak için üretim süreçlerini dönüştürüyor. Ancak çoğu yeşil teknoloji, özellikle geçiş döneminde bakır, lityum ve kobalt gibi önemli miktarda metal ve mineral gerektiriyor. Örneğin elektrikli araçlar, geleneksel muadillerine göre altı kat daha fazla mineral kullanır. Açık deniz rüzgar santrali, gazla çalışan bir santrale kıyasla yedi kat daha fazla bakır gerektirir.

Dolayısı ile fosil yakıtlardan olabildiğince hızlı ve güçlü bir şekilde uzaklaşmak maliyetsiz olmayacaktır. Bu nedenle para politikalarını Paris hedefleriyle uyumlu hale getirmek gerekiyor. Yeşil geçişi hızlandırma teşvikleri zedelenmemeli.

Mart ayında, uyarı niteliğindeki bu saptamaların ardından, ECB’nin bir kaç gün önce yayınladığı veriler, büyük bir tutarlılık sergiliyor. Girişte altını çizdiğimiz iki olmazsa olmaz değeri bir kez daha vurgulayalım: şeffalık ve hesap verilebilirlik. Tüm kurum ve kuruluşlarımızın, bu iki düsturu layıkıyla yaşamaları için harika bir örnek sundu ECB. Hedef yarın ise, ülkemizin, çocuklarımızın geleceği ise, daha fazla gecikmeden ışığı takip etmeli.

ECB, 2021 yılında neler yaptı?

Yer altı otopark alanındaki ışıkları yaklaşık %30 kıstı.

Tüm makineler gece ve hafta sonları enerji tasarrufu modunda kullanıldı.

Işıklandırmada LED lamba kullanımına geçildi.

Tesislerin ısıtılması ve soğutulması için jeotermal enerji kullanıldı.

2023 için açıklanan hedefler: 

2023 yılına kadar ana binadaki elektrik tüketimini 2018'e göre %3 azaltmak

Tüm tesislerde %100 yenilenebilir elektrik sağlamak

2030’a kadar karbon ayak izini %46,2 (2019’a göre) azaltmak

Çevre dostu kırtasiye malzemelerini, (2018'e göre) 2023 yılına kadar tüm kırtasiye malzemelerinin %42'sine çıkarmak.

 2022 yılında yeşil satın alma prosedürlerinin sayısını toplam ihale prosedürlerinin en az %22,5'ine çıkarmak

Kurumlar arası işbirliğinde ve bankaların yıllık toplantılarında online toplantıları tercih etmek

Yıllık iş seyahatlerinde karbon emisyonlarını (2019’a göre) %60 azaltmak

İş seyahatleri ve toplantılar için yeni yaklaşımlar oluşturmak (online toplantılar)

Doğal gazdan aşamalı olarak vazgeçmek.