Dolar $
32.48
%-0.11 -0.03
Euro €
34.72
%-0.72 -0.25
Sterlin £
40.75
%-0.43 -0.17
Çeyrek Altın
3985.41
%-0.17 -6.73
SON DAKİKA

Kamu yeşil hidrojene sıcak

Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER), her yayınında aynı mesajı verir: Yeşil Hidrojen Gelecektir. Çünkü enerjinin öncü rol oynadığı yeşil dönüşümde, hidrojen hem yakıt hem de enerji depolayıcı işleviyle öne çıkıyor. Üretirken saf oksijen açığa çıkıyor. Tüketirken, atık  saf su oluyor. 2050 karbonsuzlaşma / net sıfır hedefinin müthiş destekçisi. 

Hidrojeni, elektroliz yöntemi ile elde etmek için elektrik kullanılıyor. Yani su, elektrik yardımı ile atomlarına ayrılıyor. Hidrojen ayrı oksijen ayrı depolanabiliyor. Tutulan hidrojen, istediğiniz zaman kullanabileceğiniz bir enerji taşıyıcı. Ya da amonyağa dönüştürerek gübre, kimya ve demir çelik öncelikli sanayide kullanılabilir.

Elektrolizdeki elektrik yenilenebilir kaynaklardan sağlanırsa ‘yeşil hidrojen’ elde ediliyor. Bunu dönüştürdüğünüz amonyak, yeşil amonyak oluyor. Oksijen, saf halde doğaya karışıyor. Ya da yakalayıp sanayi ve sağlık sektörlerine iletilebiliyor. 

Büyük bir handikap sürecin öncelikli sıkıntısı; maliyet! Ancak, elektrolizör fiyatları giderek düşüyor. Çin, AB üreticilerinden yüzde 60 daha ucuza mal ediyor. 2025’te fark daha da artabilir. Türkiye’de de üretim girişimleri hız kazanıyor. Kendi ekipmanımızla üretim, enerjide çok yönlü fayda getirecek.

H2DER Başkanı Yusuf Günay, üç ana hedef için yeşil hidrojeni öne çıkarıyor:

*Enerji arz güvenliği

*Cari açık için olumlu ve güçlü etkisi

*Yeşil dönüşümdeki öncülüğü

Bu değerli başlıkların elbette çok yönlü, farklı katkıları da olacak. Yeni istihdam alanlarından ticari karşılığına kadar çok sayıda başlık sayılabilir. Türkiye’nin potansiyelini ortaya çıkarabilmek için yapılacakların da bir öncelik sırası var:

*Yeşil hidrojene özel bir otoritenin belirlenmesi.

*Mevzuatın hızla tamamlanması (sertifikasyon ve standardizasyon çok önemli.)

*Özel yeşil hidrojen bölgeleri ilan edilmesi ve buralarda üretimin desteklenmesi

*Türkiye’nin AB Hidrojen Omurgası (European Hydrogen Back Bone) sistemine dahil edilmesi.

Kamunun bu alandaki kararlılığı değerli. Yeşil hidrojen yol haritası ve stratejsi geçen yıl açıklandı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Bakan Yardımcısı Dr. Zafer Demircan’a dernek tarafından iletilen öneriler, Yenilenebilir Enerji ve Yeni Teknolojiler Dairesinde de değerlendirmeye alınıyor. Bakan yardımcısının yeşil hidrojen konusundaki farkındalığı, bilgi ve yaklaşımı, dernek ve sektör temsilcileri tarafından memnuniyetle karşılandı. Öte yandan, elektrolizör ithalat ve üretimi, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’nın desteğine muhtaç. Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı, çok sayıda değerli ekipman ithalatında üreticiyi destekliyor. Yeni oluşan bir sektör olması nedeniyle yeşil hidrojen üretimi ve elektrolizör, bu kapsama alınmamış olabilir. Ancak, hızla gelişen bu alan, yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelimizin ekonomik karşılığını oluşturmayı da destekleyecektir. Bakan Mehmet Fatih Kacır, bilimsel vizyonu güçlü bir isim. Dünya ile eşzamanlı yaşadığımız dönüşümde, HAMLE programının bu alanı da kapsamasını destekleyecektir. Türkiye’nin yenilenebilir enerjideki güçlü potansiyeli, çok yönlü kazanımla ortaya çıkarılmayı bekliyor.

-----------

Yeşil hidrojen devrimi

Enerjide sürdürülebilirlik çok yeni bir kavram. Hepi topu yedi yıl önce 2017’de çıkarılan “Millî Enerji ve Maden Politikası” ile arz güvenliği, yerlileşme ve öngörülebilir piyasalar yaklaşımları üzerinden yerli ve yenilenebilir enerji gündemde büyük yer aldı. 

Sürdürülebilir bir anlayışla daha verimli, çevreye duyarlı, güvenli ve (yerli teknolojileri kullanarak) yerli ve yenilenebilir enerji kaynaklarının enerji portföyündeki payını artırmak önemli bir hedef. Enerjide ithalat maliyetlerini azaltmak zorunluluk. Beşinci yılda, 7 milyar dolar daha az enerji ithal edilmesi, fikri somutlaştırmıştır.

Türkiye’de hidrojen ilk kez 2 Mayıs 2007 tarihinde Resmî Gazete’de yayınlanan “Enerji Verimliliği Kanunu” yoluyla, kullanımı özendirilmesi gereken alternatif bir yakıt olarak resmî belgelere girmiştir. 2011 yılında ise hidrojen yakıtlı araçlara ilişkin bir yönetmelik çıkarılmıştır. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı tarafından hazırlanan ve projelerinde fosil enerji kaynaklarına alternatif olarak teşvik edilecek temiz enerji yakıtları arasında hidrojeni de içeren “Ulaştırmada Enerji Verimliliğinin Artırılmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmelik” ise 2 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

15 Ocak 2020’de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığının düzenlediği “Enerjide Arama Buluşmaları: Hidrojen” konferansı ile hidrojenin dört ana fayda üzerinden elde edileceği belirtilmiştir[:

Daha fazla yenilenebilir enerjiyi sisteme dahil etmek  

Isı sektörünü karbon emisyonsuz hâle getirmek 

Yerli kömürden karbon yakalama teknolojileri kullanarak hidrojen üretmek  

Hidrojenin depolanması için bor bileşiklerinin kullanımını artırmak

Türk enerji politikalarında iklim odağı, Mayıs 2021’de belirginleşmiştir. Türkiye Hidrojen Teknolojileri Stratejisi ve Yol Haritası 2023 Ocak ayında yayınlanmıştır.

Bu çerçevede 2053’te net sıfır emisyona ulaşmayı hedefleyen Türkiye’de 2030 yılından başlayarak 2053 sonuna kadar hidrojenin doğalgaza karışım oranının yüzde 12’ye ulaşmasının sağlanması, 2035’e kadar yeşil hidrojenin kilogram başına üretim maliyetinin 2,4 dolar, 2050 yılına gelindiğinde ise 

1,2 dolar seviyesine düşürülmesi, elektrolizör kurulum gücünün ise 2030’da 2 GW’a 2035’te 5 GW’a ve 2053 yılında 70 GW’a çıkarılması amaçlanmaktadır. Türkiye’nin, hidrojeni kısa, orta ve uzun vadede üretme potansiyeli rapora yansımıştır. Kamunun kararlılığını sergilediği adımlar, ülke geleceği için son derece değerlidir. Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, 6.Enerji ve İklim Zirvesi’nde bu konuya da değinmiş ve dünyadaki gelişmeleri yakından takip ettiklerini vurgulamıştır. Kamunun tavrı olumlu ve umut vericidir.

----------

Trabzon’da kim kaybetti?

Yanıt bulunması kolay bir soru. Zor olan, ‘neden’ sorusunu yanıtlamak, hatta ‘kim sorumlu’ sorusunu.

Birinci sorumlu, yerde tekmelendikten kısa süre (birkaç ay kısa süredir) ülkenin en iyi hakemini, ‘hayat devam ediyor’ diyerek sahaya süren MHK’dir. TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, her durumda hedef tahtasında. Oysa, o kadar çok bileşen içinden, başkanı hedefleştirmek işin en kolay tarafı. 

MHK’nın hatası, ‘ne olursa olsun maçı bitireyim’ duygusunu önleyemedi. Sahaya pet şişeler yağarken, futbolcular ciddi tehdit altındayken maç tatil edilmeliydi. İsmail Kartal bile hedef olmuştu. 

*MHK, Halil Umut Meler’i bu sezon unutmalıydı, tüm haklarını koruyarak.

*İL Güvenlik Kurulu kararlarını hiçe sayarcasına, stada pet şişeler, kesici/yaralayıcı madde sokanlar önlenmeliydi. Stat güvenliği nedeniyle Trabzonspor ve güvenlik yetkilileri olaylardan sorumludur.

*Stat içi güvenlik, sahaya atlayanları önleyemediği için görevini yapmamıştır. Suçludur.

*Art niyetli futbolcular, gerilimi tırmandırmıştır. Suçludurlar.

*Sürekli düşmanlık üzerinden kamuoyu oluşturmaya çalışan Fenerbahçe Başkanı Ali Koç sorumludur.

*Sürekli hakem ve GS üzerinden hedefleştirme yapan bazı FB yöneticileri sorumludur. 

*Gerekli önlemleri almayarak olayları önleyemeyen Trabzonspor yönetimi, sorumludur.

*Nefsi müdafaa ile saldırganlık çizgisini koruyamayanlar suçludur.

*Gerilimi gündemde tutan, geliştiren, nefret pompalayan medya, özellikle dijital yayıncılar yumruk tekme atanlardan daha fazla suçludur.

*Başta 6222 sayılı Sporda Şiddet ve Düzensizliği Önleme Yasası, uygulamayan yetkililer sorumludur.

 İki teknik direktör dışında, olayın masum ismi kalmamıştır. TFF yönetimi, ivedilikle kararlarını vermeli, açıklamalı, gücünü yasalardan ve adil yaklaşımdan almalıdır. 

----------

Fenerbahçe’ye ne gerek

Fenerbahçe ülkenin en büyük sivil toplum yapılarından biridir. Büyüklüğü tartışılmaz. Yıldızlar, şampiyonluklar sınır koyamaz ona. Bu büyüklüğü ligden çekme fikri ise, yönetim yetersizliğinden başka bir şekilde açıklanamaz. Koca Fenerbahçe’de, nefret ve saldırganlık hissi bu dönemdeki kadar büyümemişti. Oysa, büyük olan Fenerbahçe’nin kendisidir. Bu yönetimler, daha öncekilerde olduğu gibi geçicidir. Hele, çekilme kararı için kongre çağrısı, açıklanabilir bir durum hiç değildir. Çünkü, her kulüpte olduğu gibi, yönetimin bu kararı alma yetkisi vardır. Yanlışa, ortak olma çabası karşılık bulamaz. Fenerbahçe, akil yönetimlerle, büyüklüğünü tavrıyla da göstermelidir. Mızıkçı çocuk gibi davranarak değil…