Dolar $
32.19
%-0.26 -0.08
Euro €
34.99
%-0.42 -0.14
Sterlin £
41.18
%-0.05 -0.02
Çeyrek Altın
4094.65
%1.76 69.77
SON DAKİKA

Küresel iklim değişikliği ve sonuçları

İklim değişikliğini tanımlayacak olursak: Karbondioksit gibi ısıyı tutan gazların atmosferde artmasıyla oluşan ve atmosfere salınan sera gazlarının neden olduğu düşünülen sera etkisinin sonucunda, Dünya üzerinde yıl boyunca kara, deniz ve havada ölçülen ortalama sıcaklıkların artması nedeniyle Dünyanın ikliminin değişmesidir. Günümüzde iklim bilimciler (klimatolog) küresel ısınma konusunda hemfikirdirler.

Bu iklim değişiklikleri kuraklık, çölleşme, yağışlardaki dengesizlik ve sapmalar, su baskınları, tayfun, fırtına, hortum vb. meteorolojik olaylarda artışlar gibi belirtilerle kendini gösterir. 

Dünya Meteoroloji Örgütü yayınladığı açıklamada, 2010-2020 yılları arası dünya ortalama sıcaklığının 14,7 derece olarak tespit edildiğini, bunun da 20. yüzyıl ortalamasının 0,8 derece üstünde olduğunu kaydetti. 

Kaydedilen en sıcak on yedi yılın on altısı 2000 yılından sonra gerçekleşti.

Bugün bilim çevrelerinde küresel ısınmada baş sorumlunun karbondioksit oranının artması olduğuna inanılmaktadır. 

Her ne kadar atmosferdeki karbondioksit;

Karada yeşil bitkilerin fotosentez yoluyla,

Okyanuslarda ise suda çözünme ve fitoplanktonlar tarafından absorbe edilme, sonra da planktonun deniz dibine çökmesi yollarıyla atmosferden çekilmekte ise de bu mekanizmaların kapasitesinin üzerinde karbondioksit salımı, gezegen üzerinde sera etkisi yaratmaktadır.  

WWF-Türkiye’nin gerçekleştirdiği Türkiye’nin Yarınları Projesi Sonuç Raporu’na göre iklim değişikliğinin başlıca etkileri şöyle olacak:

• Sıcaklık artışı 2030’lu yılların sonuna kadar sınırlı kalacak, bu dönemden sonra hızlı bir artış gözlenecek, 

• Mevsimsel ve bölgesel farklılıklar göstermekle beraber sıcaklık artışının kış mevsiminde 4°C, yazın ise 6°C civarına ulaşması bekleniyor.   

• Kış yağışlarında Türkiye’nin genelinde azalma görülürken bir tek Kuzey Anadolu’nun doğu yarısında yağışlarda artış görülecek.

2011 yılında yayımlanan İklim Değişikliği Ulusal Eylem Planı da, Türkiye’de yıllık ortalama sıcaklığın gelecek yıllarda 2,5°-4°C artacağını, artışın Ege ve Doğu Anadolu Bölgeleri’nde 4°C’yi, iç bölgelerinde ise 5˚C’yi bulacağını öngörürken, Türkiye’nin yakın gelecekte daha sıcak, daha kurak ve yağışlar açısından daha belirsiz bir iklim yapısına sahip olacağını ortaya koyuyor.

İklim Değişikliği Eylem Planı, Türkiye’nin özellikle su kaynaklarının azalması, orman yangınları, kuraklık ve çölleşme, bunlara bağlı ekolojik bozulmalar gibi olumsuz etkilerden önemli ölçüde etkileneceğini öngörüyor.

Küresel iklim değişimleri; volkanik patlamalar, güneş lekelerinde görülen değişimler,  levha tektoniği sonucu kıtaların yer değiştirmesi gibi bir takım doğa olayları sonucu yaşanabilirler. Dünya üzerinde geçmişte meydana gelmiş küresel iklim değişikleri, doğal nedenlerle meydana gelmiş küresel iklim değişiklikleridir.

Küresel ısınma ile birlikte, okyanuslar bu fazla ısının %80'ini çekmiştir. Bunun sonucunda deniz seviyeleri 1880'den beri yaklaşık 23 cm yükselirken, bu yükseltinin yaklaşık üç santimi ise son 25 yılda oluşmuştur. 

O halde, gelecekte neler yaparsak bu etkiyi en alt seviyede tutabiliriz?

Daha az uçak kullanılabilir. 

Fosil yakıtlar yerine yenilebilir enerji kaynaklarının kullanımı arttırılabilir. 

Daha az et tüketilirken bunun yerine, çiftlik balığı, süt, peynir ve tereyağı gibi hayvansal ürünler tüketilebilir. 

Daha çok yerli üretim gıdalar tüketilebilir ve gıda atıklarını azaltılabilir. 

Konutların daha az ısınma enerjisi harcaması için izolasyona dikkat edilebilir. 

Yürünebilir mesafelerde yürüyebilir, bisikleti gündelik kısa mesafeli ulaşım aracı olarak kullanabilir ve toplu taşıma araçları daha çok tercih edilebilir. (Benzinli araba kullanılmayan her kilometre için 170 g - 200 g karbondioksit tasarruf edilecektir) 

Pandemi sürecinde alıştığımız gibi, sık sık iş için seyahat etmek yerine, video konferansla toplantı veya iletişim sağlanabilir. 

Daha az sıcak su kullanarak ısı enerjisi kaybı azaltılabilir. 

Her tüketim ürününde düşük karbon talebinde bulunarak bilinçli tüketici olma adımları atılabilir.

Standart ampulü, LED ampulü ile değiştirerek, yılda 75 kg karbondioksit tasarrufu sağlanabilir.

Özellikle ısınmada güneş enerjisi ile çalışan sistemleri kullanılabilir. 

Yıkanan çamaşırları kurutma makinesine atmak yerine çamaşır ipinde kurutulabilir. 

Bu önlemleri maddeler halinde arttırmak mümkün ancak ben burada kesip sadece daha çevreci, doğayı koruyan bir bakış açısına ulaşmamız gerektiğini vurgulamak istiyorum.

Zira, çocuklarınıza bu konuda ne söylerseniz söyleyin onlar, sizin söylediklerinizi değil yaptıklarınızı yapacaklardır…