Dolar $
32.19
%-0.26 -0.08
Euro €
34.99
%-0.42 -0.14
Sterlin £
41.18
%-0.05 -0.02
Çeyrek Altın
4094.65
%1.76 69.77
SON DAKİKA

Enerji verimliliği

T.C. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Enerji Verimliliği 2030 Stratejisi ve II. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı (2024-2030) çalışmasını yayımladı.

Planda, yeşil hidrojen ve hidrojen başlıklı kararlar da değerli içerikler sunuyor. Neden böyle bir giriş yaptığımıza gelince; karbonsuzlaşma, gerek sürdürülebilir gelecek gerekse iklim eyleminin ortak hedefi. Karbon salımının en önemli nedeni ise yüzde 70 oranında toplam salımın sebebi olan enerji sektörü. Üretirken de tüketirken de karbon salınıyor. Yeşil hidrojen ise, üretirken saf oksijen, tüketirken saf su açığa çıkarıyor. Bu nedenle planın öncelikle yeşil hidrojen başlıklarına göz attım.   

Planda; 10 stratejik amaç, 23 stratejik hedef, 61 eylem, 266 faaliyet yer alıyor. 

E9-Hidrojen Teknolojisinin Ulusal Enerji Hedefleriyle Uyumlu Biçimde Geliştirilmesi İçin Tedbirler Alınması bölümünde, Yürütülecek Faaliyetler başlığında şu maddeleri gördüm:

• Mevcut mevzuat gözden geçirilerek “hidrojen üretim, taşıma, depolama ve kullanım” için uygun hâle getirilecektir.

• Yenilenebilir enerjiden elde edilen hidrojen ve amonyak gibi hidrojen türevlerinin kullanım imkanları araştırılacaktır.

• Karbon salımının azaltılması zor olan sektörler (kimya, demir-çelik, ulaşım, cam, seramik vb.) öncelikli olmak üzere ilgili tüm sektörlerde yeşil hidrojenin kullanımının yaygınlaştırılması teşvik edilecektir.

• Çimento ve demir-çelik gibi yüksek sıcaklık gerektirdiği için doğrudan elektrifikasyon kullanılamayan sektörlerde dolaylı elektrifikasyonu sağlayacak PtX (Power to X) potansiyeli araştırılacaktır.

• Hidrojen ekonomisi için gerekli faktörler (gerekli alan, su kaynakları, elektrik iletim altyapısı, elde edilecek ürünlerin ulaşım imkanları, çevresel etkisi vb.) bir arada değerlendirilecek ve kurulması planlanan tesislerin önceden planlanmış bölgelere yönlendirilmesi sağlanacaktır.

• Hidrojen üretimi tesisi kuracak yatırımcılara, bu tesislerin elektrik ihtiyacının karşılanmasıyla sınırlı olacak şekilde yenilenebilir santral kurmak istemeleri halinde şebekeye bağlanmada öncelik tanınacaktır. 

• Hidrojen ve alternatif yakıtlarla çalışabilecek güç sistemlerinin geliştirilmesine ve hidrojen tedarik zincirinin optimizasyonuna yönelik projeler desteklenecektir.

• Yerli teknolojilerin (elektrolizör, yakıt hücresi vb.) geliştirilerek üretilmesi için teşvikler geliştirilecektir.

Tüm sektörlerin dikkatle incelemesi ülke yararına olacaktır.

Sonunda ortak şarj 

Gündelik yaşamın en gereksiz kalabalıklarından biri bu sene yok oluyor.  

Avrupa Birliği, 2024 itibari ile ortak şarj kablosu kullanımına geçiyor. 

Yasaya göre, AB'de satılan tüm cep telefonlarının, tabletlerin, kameraların ve dizüstü bilgisayarların 2024 yılı sonuna kadar bir USB Type-C şarj bağlantı noktasına sahip olması gerekiyor. Hedef, e-atıkları azaltmayı ve cep telefonu, tablet, kamera, dizüstü bilgisayar gibi ürünlerin kullanımından kaynaklanan emisyonları azaltmak.

Karbonsuzlaşma yolunda çok yönlü adımlar atılıyor. Bu örnekte de görüleceği gibi, gerçek bir mücadele sürdürebilmek için tüm bileşenleri kontrol altında tutmak gerekiyor.

Tüketiciler, çeşitli taşınabilir cihazlar için tek bir şarj cihazı kullanacak ve böylece birden fazla şarj cihazına olan ihtiyaç azalacak. Aynı zamanda hızlı şarjı destekleyen tüm cihazların aynı şarj hızına sahip olmasını sağlayarak birlikte çalışabilirliği de teşvik ediliyor. 

Avrupa Komisyonu, 2024 yılı sonuna kadar kablosuz şarj için birlikte çalışabilirlik gerekliliklerini uyumlu hale getirecek.

Yasa ile, ‘Emisyon Azaltımı Girişimi’ yıllık 250 milyon Euro'ya kadar tasarruf sağlayacak. AB'de e-atığı 11.000 ton azaltması öngörülüyor.

Ortak şarj kullanımı kararı, basit ve küçük ölçekli görülebilir. Ancak, net sıfır hedefi için her katkı değerlidir. Sürdürülebilir gelecek, ütopik bir kavram değil. Kutuplarda ortalama 6 derecelik bir ısı yükselmesinden söz ediliyor. Dünya, ısı artışını ortalama 1,5 derecede tutamayacağını fark etti. İki derecede kalırsa ne mutlu, deniyor. 2024’te dünyanın GSMH toplam yüzde 11 daralacak deniyor. 350 milyar dolarlık küçülmenin etkilerini tahmin edebilirsiniz. O nedenle, her adım, her ölçekte değerli. Ortak şarj aleti kullanımı, ortak bilinç ve ortak sorumluluğun ürünüdür.

Kervanımız Malabadi Köprüsü'nde

2014 yılında Başkan Erdoğan Arıpınar tarafından başlatılan TMOK Üniversiteler Fair Play Kervanı projesi, pandemi ve deprem felaketlerinin ardından Batman Üniversitesi’ndeki etkinlik ile yeniden başladı. Geçtiğimiz hafta Batman Üniversitesi’ndeki etkinlikte, Prof. Dr. Bilge Donuk, Prof. Dr. Gülfem Sezen Balçıkanlı, Doç. Dr. Sevim Güllü, meslektaşım Remzi Yılmaz ile birlikte Fair Play Destek Grubuna katılan Yüksek Lisans öğrencisi Zeynep Boyama ile birlikte yer aldım.

Batman Vali Yardımcısı Murtaza Ersöz ve Batman Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve Spor Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rohat Cebe, bizleri sıcak ilgi ile karşıladı. SBF Antrenörlük Eğitimi Bölüm Başkanı Doç. Dr. Nuri Muhammet Çelik, Gençlik Spor Şube Müdürü Burak Eren, fakültenin yönetici ve öğretim üyeleri, iki gün boyunca bir an için bizi yalnız bırakmadılar. Konferans öncesi Dünya Fair Play Fotoğraf ve Karikatür Sergisi, Batman’da da açıldı. Tüm katılımcılar; öğrenciler, üniversiteliler ve minik judocular, bizi ilgiyle dinledi. Hacı Bekir lokumları, tatlı sohbetlerin bahanesi oldu. Bilgisayar İşletmeni Fikret Altun, evine misafir gelmişiz gibi Fair Play Komisyonu üyelerine mihmandarlık yaptı. Ilısu Barajı, Batman Hidroelektrik Santrali, Hasankeyf ve Zeynel Abidin Türbesi, gezinin artı değerleri oldu. Malabadi Köprüsü’nü görmek de ayrı değer kattı. Fair Play, bizim için bir gönüllülük alanı ancak toplumumuz için zorunluluk. Bu bilinçle yürüyüşümüz devam edecektir.

Siyaset mi spor mu?

Hangisi hangisine karışıyor anlamak güç. Hep ‘siyaset elini spordan çeksin’ denir ama sporun siyasi destek isteği, medet umması bitmez.

Siyasetin spora yanaşması son derece anlaşılabilir bir durumdur. Çünkü kitle iletişimi, en geniş kitleye en hızlı şekilde ulaşmayı sever. Spor ve sanat bunun en değerli mecralarını sunar. Spor, dünyada olduğu gibi ülkemizde de sanattan daha önde iletişim gücüne sahiptir. Bu nedenle her seçimde olduğu gibi, adayların görünürlük ve mesaj verme hedefleriyle kulüpler ile bir araya gelmesi olağandır. Olağan olmayan, yöneticilerin makamlarında siyasi mesaj vermeleridir. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek’in makam temsili ile mesaj vermesi, kimilerince dürüst bir yaklaşım olarak açıklanabilir, ancak doğru değildir. Keza Fenerbahçe Başkanı Ali Koç da henüz seçilmemiş aday ile, seçim sonrası projeleri açıklamıştır. 

Kulüplerimizin siyasetten uzak durması fikri, önce kulüp tavırlarıyla anlatılmalıdır.

Adını anmadığımız kulüplerimiz için de durum farklı değildir.

Spor, siyasete rağmen var olamaz. 

Ancak siyasetin güdümünde davranmaktan şikayet etmemek için önce kurumsal doğrulara yaklaşmak gerekir. Makama, camialarına olduğu gibi, siyasete de saygılı olmak zorundadırlar.