Dolar $
32.19
%-0.26 -0.08
Euro €
34.99
%-0.42 -0.14
Sterlin £
41.18
%-0.05 -0.02
Çeyrek Altın
4094.65
%1.76 69.77
SON DAKİKA

En yetenekli çalışanlar neden sizi terk ediyor?

Bu gün bu konuyu iki açıdan ele almak istedim. Öncelikle daha dar çerçevede işletmelerde aidiyet duygusu bir türlü oluşmayan yetenekli, iyi eğitim almış personellerin işlerini bırakmalarındaki nedenleri daha sonrada daha büyük ölçekte beyin takımı dediğimiz ülkenin kaderini değiştirebilecek çok zeki ve iyi eğitim almış insanların neden ülkeyi terk ettikleri üzerinde durmak istedim.

Bu konuda nerden çıktı, etrafta pek çok kişi iş ararken, işsizlik yüz yılın rekorunu kırarken demeyin çünkü sıradan işlerde çalışan insanlardan bahsetmiyorum.

Bakınız kriterlerim, hangi işi yapıyorsa o konuda iyi bir üniversitede eğitim almış, bununla yetinmeyip o konuda derinleşerek yüksek lisans yapmış ve işin tescilli uzmanı olmuş. Bilgisayarı aktif kullanabilen, ikinci bir lisan konuşabilen , yıllar içinde gerekli her türlü tecrübeyi kazanmış çalışanlardan bahsediyorum.

Yapılan bir araştırmada bu şekilde çalışan insanların işi bırakma nedenleri aşağıdaki gibi detaylandırılmıştır.

*Tutkularını açığa çıkaramadığınızda.

*Zekalarına meydan okuyamadığınızda.

*Yaratıcılıklarını engellediğinizde.

*Yeteneklerini geliştirmesine izin vermediğinizde.

*Çalışanınızı umursamadığınızda.

*Liderlik edemediğinizde.

*Katkılarını görmezden geldiğinizde.

Size sadece geçmiş olsun diyebilirim. Çünkü şirketinize ciddi katkı sağlayan personeliniz kendini önemsiz ve sınırlandırılmış hissettiği için mutlaka yeni bir iş bulacaktır. Oysa şirketleri ayakta tutanlar yetenekli çalışanlarıdır. Ayrıca ülkemizdeki şirketlerin çok büyük bir kısmı ilk 5 yıl içinde kapanmaktadır. Bu nedenle ülkede kalıcı bir istihdam problemi yaşanmaktadır. Şirket sahiplerinin %80’i maalesef yönetim becerisi çok düşük olan ve eğitimsiz insanlardan oluşmaktadır. Bu nedenle ülkemizde her yıl çok fazla şirket açılır ve 5 yıl içerisinde bu şirketlerin abartmıyorum %80’i kapanır. Bu istikrarsızlık bize uzun vadede istihdam problemi olarak geri döner. Ve bu mantıkla biz hep asgari ücret düzeyinde personel ararız ve bu personellerde maalesef aldıkları ücret kadar işe katkı sağlarlar, neden daha fazlasını yapayım ki yaklaşımları ise o işletmelerin bir süre sonra verimsizlikten zarar etmesine neden olur. Şuan neredeyse ülkemizdeki insanların %70’i asgari ücret düzeyinde maaş alarak, yaşamaya çalışmaktadır.

Gelelim ülkeden ayrılan beyin takımına çok yetenekli doktorlar, mühendisler neden durup dururken Amerika, Kanada, Almanya, İngiltere ve hatta Avustralya’ya gidiyorlar hiç düşündünüz mü?

Şimdi içinizden bazıları 1960’dan beri zaten insanlar Almanya, İsveç, Norveç gibi ülkelere gidiyorlar demeyin çünkü o zaman köyde olan eğitimsiz insanlarımız işçi olarak gidiyorlardı. Ve bu insanların yerleri kolayca doldurulabilirdi. Oysa şuan, ülkenin en önemli okullarından mezun olan beyin takımı diye tabir edilen insanların gitmesinden bahsediyorum.

Cevap çok basit alınan ücretlerin çok düşük olması, mesleki anlamda ki güvencesizlikler, yaşam koşullarının giderek kötüye gitmesi, çocuklarını bu ülkede yetiştirmek istememeleri, kendilerini kötü hissetmelerine neden olup ülkeden ümitlerini kesmeleri, her alanda kalitenin düşmesi. Özgürlüklerinin kısıtlanması, adaletsizlik, sosyal güvence sisteminin ve sağlık sisteminin çökmesi, pahalılık ve işsizliğin insanların psikolojisini bozması, ankesiyete oranındaki artışın anti depresan satışlarının artmasıyla doğrulanması…

Tüm bunlar çok yetenekli, iyi eğitim almış insanların ülkeyi terk etmesi için aslında yeter de artar bile…

O zaman, bu çok yetenekli insanların gitmesine neden bu kadar taktığımı ise şöyle özetliyim. 

Amerikalı yazar Jim Rohn’a göre:

‘Dünyanın en zeki insanı da olsanız, bulunduğunuz ortam vasat ve vasatın altındaki kimselerden ibaret ise düzeyinizi bile koruma imkanınız yoktur. Hepimiz beraber en çok zaman geçirdiğimiz 5 kişinin ortalamasıyız…’

Yani herkes asgari ücret alırsa, herkes aynı şeylere aynı tepkileri verirse, hepimiz mutsuz oluruz o zaman çalıştığımız şirket de batar, ülkede ve asla gelişemeyiz.

Bu nedenle “giden gitsin kalan sağlar bizimdir” yaklaşımı, bizi hiçbir yere ulaştırmayacaktır…