Artık alış veriş yapma zevki de kalmadı, yaşadığımız iki enflasyon yılı ve öncesinde yaşanan Kocid 19 Pandemisi bizim ömrümüzün tam da neredeyse beş yılını aldı götürdü. Şu günlerde yaşadığımıza şükrediyoruz. Hastalık nedeniyle dünyadan göçüp gidenler de oldu.  Başlıkta da gördüğünüz gibi Merkez Bankaları Başkanları yüksek enflasyon çağının başlamasından endişe ediyor. Be kardeşim biz iliklerimize kadar hissediyoruz bu başlangıcı. Bu sene de değil senelerce. Bilirsiniz bir ekonomi dergisi var. Her şeyi bilen. Kapaklarıyla olay olan. The Ekonomist. Orada okudum. Ağustos 2022’de Federal Rezerv Başkanı Jerome Powell, merkez bankasının politika çerçevesindeki bir değişikliği açıklamış. “Ekonomi her zaman gelişiyor”. Siz de bu satırları okurken vay be adam ne bilgili demişsinizdir.  Sonra da eklemiş “ Gözden geçirilmiş açıklamamız, enflasyonda istenmeyen bir artışa neden olmadan güçlü bir iş piyasasının sürdürülebileceğine dair takdirimizi yansıtıyor.”  Zaten dünyadaki bazı fiyatların Fed'in tercih ettiği orandan daha az ve daha fazla arttığını uzun bir dönemden bu yana yaşıyoruz. 

Aslında Amerika Birleşik Devletlerinde çok farklı ama beklenen bir sonucu görüyoruz. Fed yani merkez Bankası, şimdi çok farklı koşullarla karşı karşıya. En düşük işsizlik, güçlü ücret artışı ve merkez bankasının hedefinin çok üzerinde enflasyon oranları. 26 Ağustos'ta Wyoming, Jackson Hole'daki merkez bankacıları için yıllık bir toplantıda, ki onlar buna cümbüşü bol eğlenceli bir toplantı da derler. İşte orada Bay Powell farklı bir konudan söz etti. "Fiyat istikrarı olmazsa, ekonomi kimsenin işine yaramaz”. Bu söz ile Fed'in enflasyonu hedefe geri döndürmek için ekonomik bir acı reçete vermeye hazır olduğu anlaşılıyor. Bu acı reçete cümlesini duyunca Pazar hafiften sallandı.  “Bu durum onların ekonomisini ilgilendirir, bize ne” deme şansımızın olmadığı bir durum. Unutmayın ki,  güvenilir, kaliteli ekonomistler ve politika yapıcılar defalarca ciddi bir endişeyi dile getirdiler. Son yıllarda enflasyonu düşük ve istikrarlı tutmaya yardımcı olan küresel güçler zayıflıyor. Bakarsınız bu durum da tersine dönüyor olabilir. Çok kafa karıştırıcı gibi de olsa Enflasyon tüm dünyayı sarmış vaziyette. Buna bir de dünyadaki beyaz adamların ırkçılık, savaş ve para hırsını eklerseniz “Benden sonra Tufan” diyen sorumsuzları görür ve de üzülürsünüz. 

Batı ile Asya, Afrika, Latin Amerika ve Pasifik'teki bölgeleri geniş ölçüde kapsayan Küresel Kuzey Güney arasındaki gerilimlerin önümüzdeki on yılda en önemli tehditleri ve zorlukları oluşturacağını ortaya koyuyor.  Bu konuda bilge olmaya gerek yok. Bir sonraki süper güç çatışmasının Amerika'yı Çin ile karşı karşıya getireceğini hatta getirdiğini görmemek olmaz. Ancak şu sıralarda iki ülke arasında küresel bir soğuk savaş yok ve olmayacak diye bekleniyor. Bunun nedeni, 21. yüzyıldaki karşılıklı bağımlılıklarının 20. yüzyılın tehditleriyle geri alınmayacağı olarak görülüyor. Washington ve Pekin arasındaki güvenin yetersiz olduğu doğru. Ancak, Amerika hükümeti ülkenin başarılı olması için hala Çin'e ihtiyacı olduğu fikrine sahip. Amerika'nın Avrupa, Asya ve Amerika'daki en yakın müttefikleri kesinlikle bir büyük güç çatışmasının parçası olmak istemiyor. Çin ile ticaret, gelecekleri için çok önemli. Bu kavgada biz pek topa girmiyoruz. Çin’in yeni ipek yolu dediği, “Bir Kuşak, Bir Yol” projesinden ekonomik olarak başarı bekliyoruz. Keşke bu proje Türkiye Cumhuriyeti’nin 100.yılında ülkemize para kazandırmaya başlasa. Ama şimdilik, Çin Halk Cumhuriyeti'nin 100'üncü kuruluş yılı olan 2049'da tamamen hizmete girmesi hedefleniyor. Toplam 4 trilyon dolarlık yatırımın yapılacağı proje, 2025 yılında 2.5 trilyonluk ticaret hacmine ulaşacak. Biz de bu kuşaktaki en önemli ülkeyiz. Düğüm merkezi gibi Maşallah. Ortadoğu’daki gerginlik, Ukrayna ile Rusya bir de yan taraftan İran ve yaramaz çocuk Yunanistan arasında dimdik ayakta durabiliyoruz. Ancak Kasım ayına çok dikkat etmemiz gerekiyor. Aman Ekimden sonra her konuda çok dikkatli davranalım. Ben kahin değilim. Piyasaya çıkıp kiminle konuşsanız bu durumdan size söz eder. İnanıyorum ki ülkemin güçlü insanları dimdik ayakta duracak ve bu günleri de el birliği ile atlatacağız. Barış her zaman kazanır. Atatürk’ün de dediği gibi; daima  “Yurtta Sulh Cihanda Sulh”.