Türkiye bir yangın yeri çünkü ormanlarımız çam ağaçlarından oluşuyor. Çam ağacının bir çıra gibi çok kolay bir şekilde alev alması ve dağılması gerçeğini bilerek hazırlıkları tam olması gerekir. Üstelik her yıl alevlere maruz kalındığı düşünürsek önleminin alınması gerekiyordu. İnsanların ocakları söndü. Hayvanlar çığlık atarak can verdi. Ağaçlar kül oldu.
Açlık, sefalet ve çaresiz hallerini gördükçe duyarsız kalamıyorsun, küçük bir çocuğun alışmaya çalıştığı ortamda Suriyeli olduğu için ayrımcılık yapılması küçük düşürülmesinden dolayı kendini mezarlıkta astığı haberini okuduğumda bu daha çok acı verdi. Savaştan kaçan insanların çaresizliği, burada ötekileştirilerek yaşadıkları haksızlık karşısında gergin davranışlarını anlayabilirsin.
Hayat bizi yordu savaşlar kavgalar hastalıklar bir de üstüne kısıtlamalar olunca insanları çileden çıkardı.
Öyle bir zaman da yaşıyoruz ki yaşananlar insanlar tarafından normalleşmeye ve basitleştirmeye çalışılıyor. Canımız yanıyor içimiz buruk kelimeler kifayetsiz kalıyor. Çocuklar bize Allah'ın emanetidir. Evlatlarımızın gözlerinin içine bakarak büyüttüğümüz bir tek gözyaşına dünyaları yaktığımız geleceğimiz umutlarımız…
Yıllardır aynı şeyleri tartışıp durduk ama yine dönüp dolaşıp yine başa döndük. Teknoloji ilerledi insanlar uzay çağını yaşarken başka gezegenler aradığı ve uzay istasyonlarının kurulduğu medeniyetlerin çağ atladığı bir dönemde dönüp dolaşıp bizim aynı konuları konuşmaktan yerimizden saymaktan öteye gidemez olduk.
Güneşin yüzünü göstermesi ve uzun süre evde kalmanın etkisi ruhsal bunalım yaşanmasına sebep oldu. Haziran ayını iple çeken vatandaşımız kendini restoran ve kafelere caddelere bıraktı.
Müslümanlar olarak sınav oluyoruz. Maalesef bu sınavda başarısız olma yolunda ilerliyoruz. Bir avuç İsrail milyonlarca Müslümanın nabzını ölçüyor. Sesler çıkmadığı sürece Kudüs'te istediği şekilde hareket etmeye devam edecektir.
Akıl sağlığımızın bozulmasına ramak kaldı. Hatta baharın habercisi Hıdırellez ile birlikte kapalı mekânlardan uzaklaşıp şöyle yeşilliklerde mis gibi kokan çiçeklerin arasında çıkma isteği oluşmaya başladı. En çokta çocukları etkiledi. Oyun oynama yaşlarında olan çocukların dört duvar arasında zapt etmeye çalışan ebeveynlerin çabası görülmeye değer.