Dolar $
32.49
%-0.16 -0.05
Euro €
34.84
%0.05 0.01
Sterlin £
40.61
%-0.11 -0.04
Çeyrek Altın
3991.47
%0.85 33.19
SON DAKİKA

Virüs, ekonomiden sonra ruh halimizi de bozdu

Hakikaten başta gençler ve yaşlılar olmak üzere hepimizin ruh halini bozduğu gerçek. Evlerine sıkışan insanların birbirlerini tanıma fırsatı ve kavgaları da bazen esprili bazen de korkunç bir şekilde haber bültenlerine konu oluyor. Durum böyle olunca da, bu alanda birçok araştırma yapılıyor. Araştırma sonuçları sonunda da ekonomik değerleri ve aile bağlılıkları konusunda çok farklı değerler çıkıyor ortaya.

Son olarak "Salgında Kadın Olmak" başlıklı bir araştırma yapılmış. Bu araştırmanın sonuçlarına göre, salgın öncesi ruh halini iyi olarak tanımlayan kadınların oranı yüzde 79 iken, bu oran salgın sonrasında yüzde 30’a düşmüş. 

Salgın kadınları ekonomik olarak yoksullaştırdı

Araştırmanın dikkat çeken başlıklarından biri de ekonomiye ilişkin oldu. Salgın öncesinde ekonomik durumunu orta halli olarak tanımlayan kadınların oranı yüzde 86 iken salgın sonrası bu oran yüzde 66’ya düşmüş. Aradaki yüzde 20’lik kesim ise durumunu yoksul veya çok yoksul olarak tanımlamaya başladı.

Salgın başladıktan sonra kadınların yüzde 73’ü ekonomik sorun yaşadığını vurgularken, sorun yaşayan her iki kadından biri sorunlar karşısında çözümsüz kaldığını belirtti. Ekonomik sorunlarla başa çıkma yolları sorulan kadınların yüzde 12’si kamu kurumlarından destek aldığını;  yüzde 41’i aile, akraba, arkadaş ya da bankalara borçlandığını;  yüzde 11’i birikimlerini harcadığını; 15’i ise masraflarını kıstığını dile getirdi.  Araştırmanın sonuçlarına göre her üç haneden birinin salgın sebebiyle ekonomik olarak sarsıldığı görülüyor. Salgın nedeniyle hanelerin yüzde 34’ünde en az 1 kişinin işten çıkarıldığı, ücretsiz izne çıkarıldığı ya da işinin durduğu araştırmaya katılanlar tarafından ifade edildi.

Hanımların evdeki iş yükü de arttı. Araştırma sonuçlarına göre, salgın öncesi kadınların yüzde 16’sı evdeki işlere 4 saat ve üzeri zaman ayırırken salgın döneminde ise bu oran yüzde 42’ye çıktı. Araştırmada kadınların yüzde 72’si bakım ve ev işleriyle ilgili zorluk yaşadıklarını söyledi. Kadınların bu sorunlarla baş etme yolları ise araştırma raporuna şöyle yansıdı: “Bu zorluklarla nasıl baş ettikleri sorulduğunda, yüzde 28’i eşinden, partnerinden, yüzde 24’ü çocuklarından, yüzde 10’u evdeki diğer kişilerden destek talep ettiğini, yüzde 17,2’si işleri ertelediğini ve iş yavaşlattığını, yüzde 17’si ise herhangi bir çözüm bulamadığını ya da bu konuda bir şey yapmadığını ifade etti.”

Hanımlarda durum böyle iken geçen ay yapılan "2021 Yılında Türkiye Ekonomisi" başlıklı konferansta, hem ev ekonomisinin hem de ülke ekonomisinin dikkatli olmasına dikkat çekildi. Son yıllarda ekonomi otoriteleri arasında da çokça kullanılan "enflasyon pahasına büyümek" kavramı "tüm ekonomik katmanlarda tartışılarak dönüp dolaşıp ayak bağı oluyor" sonucuna varıldı. 

Sıkı karantina önlemlerinin kısa vadede ekonomi üzerindeki acı bir etkisi olabileceği, ancak uzun vadede ekonomik toparlanmayı sağlayacağı bu toplantıya katılanların ortak düşüncesi oldu. Zira, ev içi ekonomi ve sağlığa ilişkin riskler ortadan kalkmadıkça, ekonomideki sorunları çözme süreci de uzuyor. 

2012-2013'te nasıl ‘Yüzde 8 enflasyona razıyız, idare ederiz'  algısı var ise, şu anda geldiğimiz noktada da maalesef ‘Biz büyümeden feragat etmeyelim. Yüzde 12-13 enflasyon kabul edilebilir' algısı var.   Ekonomik Araştırma Forumu sonunda 2021 için büyüme ve enflasyon beklentilerini de paylaşan ekonomistlerden Dr. Cevdet Akçay'a göre Türkiye, 2021'i yüzde 4,5 büyüme, yüzde 11,5-12 civarı enflasyonla kapatacak. 

TÜSİAD Baş Ekonomisti Gizem Öztok Altınsaç ise yüzde 4 büyüme ve yüzde 11 seviyesinde enflasyon tahmini ile çalıştıklarını belirtti. 

Peki, 2021’de Türkiye nasıl bir ekonomik performans gösterecek? Belirsizliğin bu kadar yoğun olduğu bir süreçte anlamlı tahminlerde bulunmak imkansız değilse de çok zor. Bu nedenle ancak “ortalama senaryo” çerçevesinde bu konuda birtakım değerlendirmelerde bulunabiliriz. Ortalama senaryoda şu önemli soru işaretleri karşımıza çıkıyor; Salgının ne kadar süreceği. Aşıların gerçekten etkili olup olmadığı. Reel ekonomilerin ve insan psikolojisinin salgını ve alınan kısmi karantina önlemlerini daha ne kadar kaldırabileceği.

İşte durum böyle... Hanımların psikolojisinden ülkemizdeki ekonominin durumuna doğru bir geçiş yaptık. İnanıyorum ki önümüzdeki yıllarda problemleri yok edip başarılı olacağız. Ama bu süre içinde aman akıl sağlığımızı kaybetmeden kimse ile kötü olmadan ve en önemlisi hasta olmadan yaşayalım. Sağlıklı bereketli günler dilerim.