Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, diğer bir deyişle Küresel Amaçlar, yoksulluğu ortadan kaldırmak, gezegenimizi korumak ve tüm insanların barış ve refah içinde yaşamasını sağlamak için evrensel eylem çağrısı. Bu nedenle 17 Amaç belirlenmiş. Başlıca konular iklim değişikliği, ekonomik eşitsizlik, yenilikçilik, sürdürülebilir tüketim, barış ve adalet gibi yeni alanları içeriyor. 

Aslında bu saydığım amaçlar, gelecek nesiller için hayatı sürdürülebilir biçimde iyileştirmek için, bugünden doğru seçimleri yaparak yaşama felsefesini bize öneriyor. 

Tüm ülkeler, kendi önceliklerine ve dünyanın karşı karşıya olduğu çevre sorunlarına uygun olarak benimseyecekleri yolları, Birleşmiş Milletler önderlik ederek gösteriyor. Bu arada benim kafama yatmayan ve daima bize üst akıl diye anlatılan örgütlerin çizdiği yola girmek ve o yolda fareli köyün kavalcısı misali yaşamak doğru mu? Sorusu oluşuyor.

“2030 Gündemi’ni desteklemek UNDP’nin birinci önceliği” ister inanın ister benim gibi biraz şüpheci olun, UNDP Başkanı Helen Clark, sürdürülebilir kalkınma amaçlarını şöyle açıklıyor: Yoksulluk, iklim değişikliği ve çatışmalar gibi, dünyamızın karşı karşıya olduğu ağır zorlukların bazılarını çözümlememiz için bize ortak bir plan ve gündem sağlamak.  UNDP, ilerlemeyi sağlayacak ve ülkeleri sürdürülebilir kalkınma yolunda destekleyecek deneyim ve uzmanlığa sahip. “Ama daha yeni tanıştığımızı sandığımız bu konuda nasıl deneyim ve uzmanlığa sahip olabiliyor” diye sorabilirsiniz. 

Stratejik planları, yoksulluğun azaltılması, demokratik yönetişim ve barışı yapılandırma, iklim değişikliği ve afet riski, ekonomik eşitsizliği içeren temel alanlara yoğunlaşmış. UNDP, hükümetlerin Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nı kendi ulusal kalkınma planları ve politikalarına entegre etmelerine destek sağlıyor. 

“Binyıl Kalkınma Hedefleri” kapsamında kaydedilen ilerlemenin daha da hızlanması için birçok ülkeye destek çalışmaları devam ediyor. Sanki bu yüzden bizim karşımıza her yıl bir problem çıkıyor. Geçen yıl Kovid 19 ile tanıştık.  Hala uğraşıyoruz. Aşılar çare mi değil mi tartışmaları yapa duralım, insanlar evde oturmaktan bıktılar.  İntihar eder gibi kalabalık ortamlara girmeye başladılar.  Virüs o kadar yakına geldi ki, mutlaka tanıdık bir kaç kişi bu virüsü yaşıyor. Vefat eden arkadaşlarım oldu. Bunu atlatmadan bu yılın meselesi de İklim ve sürdürülebilirlik olarak karşımıza çıkıyor. Allah’tan Birleşmiş Milletler bu konulara hazır !  Para ayrılmış, neler yapılacak yazılıp çizilmiş. Bana çok senaryo gibi geliyor ama belirlenen amaçların hepsine 2030 yılına kadar ulaşmamızı sağlayacak planlar yapılmış bile. Çok sayıda amaca yönelik olarak çalışma geçmişimiz bize, Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nda değerli deneyim ve politika uzmanlığı sağlıyor. Gelecek nesillere daha iyi bir gezegen bırakmak amacıyla Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları'nın gerçekleştirilmesi için hükümetler, özel sektör, sivil toplum ve vatandaşların ortaklığına ihtiyaç var.  Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, 2012 yılında Rio de Janeiro’da toplanan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Konferansı’nda doğmuş. Amaç, dünyamızın karşı karşıya olduğu acil çevresel, siyasi ve ekonomik sorunları ele alan evrensel hedefler kümesi oluşturmak. Bu konuda devletler toplanıp karar veriyor gibi görülse de acaba kimler ne senaryo yazıyor?

Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri, onur kırıcı yoksulluğu ortadan kaldırmak üzere 2000 yılında küresel seferberlik başlatan “Binyıl Kalkınma Hedefleri”nin yerini almış. 21 yıl önce, ölümcül hastalıkları önleme ve tüm çocukların ilköğretim görmesini sağlamaya dönük, üzerinde evrensel uzlaşma olan, ölçülebilir hedefler koyulmuş. Ölümcül hastalık 19 yıl sonra çıktı. Ve hala tüm çocukların ilk okul eğitimi alması için çabalıyoruz. 

İşte bu Sürdürülebilir kelimesinin ardındaki Kalkınma Hedefleri, 2015 yılında Paris İklim Değişikliği Konferansı imzalanan tarihi anlaşma ile aynı döneme rastlamış ve bu güne kadar da önlemler alınarak gelinmiştir. Ayrıca, Mart 2015’te Japonya’da imzalanan Afet Riskinin Azaltılması için “Sendai Çerçevesi” ile birlikte bu anlaşmalar, karbon emisyonlarını azaltmak, iklim değişikliği ve doğal afet risklerini yönetmek ve olası bir krizden sonra yeniden ayağa kalkmak için ortak standartlar ve ulaşılabilir hedefler kümesi sağlıyor.

İşte böyle. Nasrettin Hoca!nın kaybolan eşeği gibi bulunca seviniyoruz.