Geçtiğimiz günlerde yaşadığımız kar kış kıyametin bir de sıcak günlere taşıdığı olaylar olacak. Yani durum şu ki,  2022'de izlenecek çok sayıda iklim teması var. Yılın ilk birkaç ayı, Hükümetler Arası İklim Değişikliği Panelinden çıkan sonuç olarak beklentiler,  çift yönlü bilimsel raporlar göreceğiz. Şubat ayında IPCC, iklim değişikliğinin etkilerine ilişkin en son değerlendirmesini yaptı. Gelecekteki sosyo-ekonomik yollar ve bunların iklimi nasıl etkileyeceği konusundaki raporu ekonomik boyutlarını ortaya koydu. Dünya olarak enflasyon konusunda daha ruhumuzu temizleyemeden şimdi bir anda İklim sorunu karşımıza çıkıyor. Zaten Domatesin, Soğanın fiyatlarıyla sarsılıp, neden üretimi ülkemizde desteklemiyoruz kendimize neden yetemiyoruz sorularına gerçek bir cevap bulamıyoruz. Dünyanın dertleri üzerimize baskı oluşturuyor. Ukrayna ve Rusya’nın planlı mı plansız mı başlattığına karar veremediğimiz bu durumun sonucu ekonomi konusunda devleti yönetenleri düşündürüp duruyor. 

Geçen yıl Amerika'nın Joe Biden'ın liderliğindeki küresel karbonsuzlaştırma misyonuna geri döndüğünü gördü. Bu memnuniyetle karşılandı, ancak dünya, ülkenin küresel iklim müzakerelerine ve tekrar tekrar devam eden iç politikalara yönelik yeniden tekrar tekrar yaklaşımından bıktı. 2022'de bilim adamları, aktivistler ve gazeteciler, iklim ve temiz enerji için yaklaşık 500 milyar dolarlık hükümler içeren kuşatılmış Build Back Better faturasından başlayarak, Biden yönetiminin yenilenen iklim gündemini ileriye götürüp ilerleyemeyeceğini görecekler. 

Masanın diğer tarafında, Avrupa Birliği'nin Yeşil Anlaşması savrulmaya devam edecek. Fransa Konsey başkanlığını devraldı ve karbon sınır ayarlama mekanizmasını yeşil stratejisinin merkezinde tutmayı planlıyor. 

Trilyon dolarlık iklim sorunu, gelişmekte olan ve yükselen ekonomileri karbondan arındırmak için sadece bir değil birkaç trilyonun nasıl harekete geçirileceğidir. Kasım ayındaki COP26'da , bazılarının test vakası olarak gördüğü bir Güney Afrika kömürü için nakit anlaşması ortaya çıktı. Ancak büyük kömür hikayesi, bunun dörtte üçünü üreten ve tüketen Asya'da. Sadece Çin'i değil, aynı zamanda çok fazla dikkat çekmeyen, ancak dünyanın en büyük üçüncü sera gazı yayan ülkesi olan Hindistan'ı da yakından ilgilendiriyor. Hep beraber takip edelim.  

Metan, geçen yıl emisyonları hızlı bir şekilde azaltmak için yapılan toplanma çağrısının ardından 2022'de odak noktası olmaya devam edecek. Bunu yapmak ucuzdur ve potansiyel olarak kolay bir iklim kazancıdır. Çin, emisyonlarıyla mücadele için ulusal bir plan sunacağına söz verdi. Ayrıca, MethaneSAT adlı yeni bir gökyüzü-göz uydusu, metan izleme amacı ile Ekim ayında fırlatılacak. Fakat bir anda ne hikmetse KOVİD 19 Çin’de yeniden hortladı.

Artık dünya olarak Artan risklerle başa çıkmak için acil eylem planları yapmamız gerekli. 

Artan sıcak hava dalgaları, kuraklıklar ve seller bitkilerin ve hayvanların tolerans sınırlarını çoktan aşarak ağaçlar ve mercanlar gibi türlerde toplu ölümlere neden oluyor. Bu aşırı hava olayları eşzamanlı olarak meydana geliyor ve yönetilmesi giderek zorlaşan kademeli etkilere neden oluyor. Özellikle Afrika, Asya, Orta ve Güney Amerika'da, Küçük Adalarda ve Kuzey Kutbu'nda milyonlarca insanı akut gıda ve su güvensizliğine maruz kalıyor. 

Bu yazdıklarımdan ben bile korktum ama kulağa ne kadar kötü gelse de bu dertler ile şu an uğraşıyoruz. Bir dönem sadece uyarı yeterliydi. Artık önlem almak şart. Artan yaşam, biyoçeşitlilik ve altyapı kaybını önlemek için, iklim değişikliğine uyum sağlamak için iddialı, hızlandırılmış eylem ve aynı zamanda sera gazı emisyonlarında hızlı ve derin kesintiler yapmak gerekiyor. Yeni rapora göre, şimdiye kadar uyum konusunda ilerleme eşit değil ve alınan önlemler ile artan risklerle başa çıkmak için gerekenler arasında artan boşluklar var. Bu boşluklar, düşük gelirli nüfuslar arasında en büyük yeri tutuyor ne yazık ki. 

COP27, Kasım ayında Mısır'daki Şarm El-Şeyh'te gerçekleşecek. Bunun bir Afrika COP'si olacağı gerçeği hakkında şimdiden çok şey çalışılıyor, özellikle de normalde en yüksek sese sahip mikrofonlara sahip olmayan ülkelerin kendileri için en önemli konuları gündeme getirmelerine izin vereceği için. Bu durumda, nüfusların, ekonomilerin ve altyapıların iklim değişikliğinin sonuçlarına uyum sağlamasına yardımcı olmak için ne kadar çaba ve para harcandığı sıcak bir bilgi olacaktır.