Dolar $
32.44
%-0.21 -0.07
Euro €
34.76
%-0.63 -0.22
Sterlin £
40.54
%-0.62 -0.25
Çeyrek Altın
3992.18
%0 -0.03
SON DAKİKA

Mario Puzo ve Baba

Bu efsane filmin üçlemesini kaç kez izlediğimi hatırlamıyorum ancak bu hafta kitabını, orijinal olarak İngilizce okudum ve aslında yazarın bu kitabı neden yazdığını analiz etmek istedim.

Amacım filmini çekerken, kitaba ne kadar bağlı kaldıklarını anlamaktı , ancak yine de  Mario Puzo’yu tanıyarak başlamak, kitabın felsefesini daha anlaşılır hale getirecektir diye düşünüyorum.

Mario Puzo (1920-1999):

Amerikalı romancı ve senarist. Özellikle Baba (The Godfather) adlı romanı ve filmiyle tanınmış, suç ve mafya sinema tarihine damgasını vurmuştur.

1969'a değin çeşitli riskler alarak kitaplar yazan Puzo, geniş kitlelere ulaşamadı. Bu dönem maddi bir sıkıntı da çeken yazar büyük bir kumar oynayarak Godfather'ı yazıp varını yoğunu bu projeye yatırdı. Şans kendisine güldü ve Godfather tüm Amerika ve dünyada bestseller oldu. 1972'de Paramount film stüdyosuyla anlaşan Puzo, yönetmen Francis Ford Coppola ile senaryoyu yeniden uyarlayarak Bölüm I'i oluşturdu. Tüm dünya üzerinde olay yaratan film Hollywood'un son yıllarda çizdiği kötü imajı sildi ve bir anlamda prestijini kurtardı. Puzo Bölüm II ve III'te de ustalık işi çıkararak dünya çapında bir üne kavuştu. Kitaplarında, özellikle Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşler romanından çeşitli alıntılar yaptı . The Godfather filmindeki Corleone ailesi , aslında Karamazov Kardeşler ve ailesine benzer . 

Puzo , 1999'da ölmeden önce Godfather Bölüm IV üzerinde çalışmalarını sürdürmekteydi ancak yazar ölünce proje iptal edildi.

Godfather serisi , 3 Oscar , 5 Altın Küre , 1 Grammy ödülü aldı.  

Marlon Brando, kendisine verilen en iyi erkek oyuncu Oscar Ödülü'nü ABD'nin, özellikle Hollywood'un kızılderililere karşı uyguladığı ayrımcılığı gerekçe göstererek reddetti. 

Daha fazla detaya girmeden,  zaman makinemi çalıştırıp 1998 yılına Sicilya’ya gidiyorum.

-Üstadım,  Napoli’den göç ederek New York’a giden fakir bir ailenin çocuğu olarak seni Baba kitabını yazmaya iten şey neydi?

-Yabancı o yıllar yokluk yıllarıydı 1929 ekonomik buhranını çocuk olmama rağmen çok iyi hatırlarım yokluk her yerdeydi ve çaresizlik insana neler yaptırabilir, bunları gördüm ve yaşadım. Adalet kavramı, devlet ve hukuk vasıtasıyla sağlanamıyorsa birileri bunun için mutlaka hayatlarını ortaya koyar ve gereğini yapar. O zamanlarda insanlar başları sıkıştığında polise gitmek istemezlerdi çünkü poliste sistemin bir parçasıydı. Hakimler, savcılar, polis hepsi zamanı geldiğinde payını alırdı. Eğer gerçekten adalet istiyorsan bunu bilirdin ve mafya böylelikle vazgeçilmez oldu.

Bunu en iyi, filmin başlangıç sahnesinde cenaze levazımatçısının Don Corleone’den ne istediğini dinlerken hissedebilirsin aslında.

-O zaman, ben sana sorayım yabancı, seni en çok etkileyen sahne hangisiydi?

-Sanırım Baba’nın Vatikan’da günah çıkarma sahnesiydi. Aslında her şeyi itiraf ederken yaptıklarının ne kadar kötü şeyler olduğunu dile getirdikten sonra dayanamayıp ağlaması ancak inancı olmadığı için kendisine söylenenlerin aslında hiçbir şeyi değiştirmeyeceğini ve ruhunun ölünceye kadar huzursuzluk içinde acı çekeceğini duyması kısmı beni çok etkiledi üstadım.

-Evet bu tarz insanlar maalesef değişmezler. Aslında Tıp’ta Tanrı sendromu dedikleri bir şey vardır bilirsin bazen doktorlar hastanın hayatını kurtardıklarında acaba onu Tanrı’mı kurtardı yoksa ben mi diye düşündüklerini ve bir nevi yaratıcı rolüne soyunduklarını okumuştum. Bence Baba tamda bunu yapıyor. Yaşaması ve ölmesi gerekenlere karar verirken tüm cezayı dünyada keserek aslında her şeye kadir olan ancak müdahale etmeyen, Tanrıya işi bırakmayarak, burada cezayı ben keserim demek istiyor.

-Dikkat edersen, kitap boyunca yanlış işlere bulaşmış herkes en sonunda mutlaka cezalandırılır ve aile bunları temizler. Gerektiğinde Baba abisinin bile ölüm emrini verir sebep çok nettir, ona ihanet etmiştir. Ancak ne kadar yükselirse ve paraya ulaşırsa ulaşsın Baba kendini bir türlü temizleyemez en son Papa’nın onun kutsaması da yetmez ve Vatikan’ın en büyük şirketine ortak olmak ister ancak yine de bunu başaramaz çünkü paranın ve gücün olduğu her yer pisliğe bulaşmıştır. Sonra yine herkesi cezalandırır ancak tüm parası ve gücüne rağmen kızının yanlışlıkla öldürülmesini engelleyemez ve ruhu acı çekmeye devam eder…

-Son tahlilde bana hayat ile ilgili ne  tavsiye edersin üstadım?

-Adaletin sağlanamadığı yerde mafyanın var olmasını kimse engelleyemez yabancı, ancak  yine de, insanların adalet arayışları yaşamları boyunca devam edecektir.  

Ve yabancı son tahlilde, Mafya içinde ; 

‘Yapılması gereken şeyler vardır. Bunlar yapılır ve bir daha da sözü edilmez…’