Dünyadaki küresel dengelerin yeniden yapılanması
Nasrettin Hoca'nın düşündürücü hem komik hem de ders mahiyetindeki hicivsel sözleri, tarih önünde geçmişten geleceğe ışık olmuş, yaşanmış hikayelerle bizlere nasihat derecesinde dersler vermiştir.
Dünyamızın son dönemlerinde yaşanan tarihi olaylar, geçmişin izdüşümünü yansıtarak, Soğuk Savaş dönemlerine mi geri dönüyoruz derken, büyük devletlerin karşılıklı menfaatleri doğrultusunda, dünün kapışmaları, küçük devletleri zor durumlara, içinden çıkılamayacak sorunların dert yumağı haline getirdiği yeni bir döneme geçiş sürecine giriyoruz.
ABD'nin Ukrayna'ya verdiği destek, özellikle NATO ile olan ilişkileri, Avrupa güvenliği ve küresel jeopolitik dengeler açısından çok kritik bir önem taşıyor. Ancak, Ukrayna'ya olan desteğin ne kadar süreyle devam edeceği, diğer uluslararası sorunlarla nasıl başa çıkıldığı ve iç politik faktörler de belirleyici olabilir. Eğer ABD, Ukrayna'yı yalnız bırakırsa, bu sadece Ukrayna için değil, aynı zamanda dünya genelinde demokratik değerler, uluslararası hukuk ve güvenlik açısından da büyük bir dönüm noktası olabilir.
Amerika Birleşik Devletleri'nin Ukrayna'ya verdiği destek, özellikle 2022'deki Rusya'nın saldırganlığıyla birlikte büyük bir uluslararası tartışma konusu oldu. ABD, Ukrayna'ya hem askeri hem de ekonomik anlamda önemli bir destek sağladı. Ancak zaman zaman, bazı gözlemciler ve analistler, ABD'nin Ukrayna'yı "yalnız bırakabileceği" endişesini dile getirdiler. Bu endişe, genellikle uzun vadeli stratejik çıkarlar, iç siyasi dinamikler veya küresel dengelerle ilgili kaygılardan kaynaklanıyor.
"Filler tepişir, çimenler ezilir." sözüne istinaden, Amerika Birleşik Devletleri ve Rusya'nın son dönemlerde Soğuk Savaş'tan kalma günleri sonlandırarak şaşırtıcı bir şekilde yakınlaşması, Avrupa Topluluğu ülkelerine son dakika golü gibi, Amerika’nın Ukrayna’yı yalnızlaştırma ve Oval Ofis'teki tüm dünyanın gözleri önündeki Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski’nin fırçalanma ve küçük görülme politikasının altında Ukrayna’nın değerli madenlerine çökme pazarlığı hayretler içinde, şaşırarak izledik.
Çıkarların ön planda olduğu, insan canının öneminin ikinci planda kaldığı, dünyamızın karakter kaybı yaşadığı, medeniyetimizin can çekiştiği yüzyılımızda, çıkarlar söz konusu olduğunda maalesef dünya devletleri bir anda farklı kutuplarda olsalar dahi bir anda sarmaş dolaş olabiliyorlar. Avrupa Topluluğu ülkeleri, Rusya’ya karşı Ukrayna’nın yanında olacaklarını beyan ettiler.
Dünyada hızla değişim sürecine girdiğimiz son dönemlerde, Ortadoğu'daki karışıklıkların, Suriye cephesindeki olayların tekrar Esad taraftarı militan güçlerle, Suriye rejimindeki askerlerle çatışmaların birileri tarafından ortamın gerginliği tırmandırılarak sivil halkın can kaybına sebep olmakta. İsrail ve İran, Suriye’de demokratik bir yönetimin hakim olmasını hazmedemeyip, üzülerek belirtmek gerekirse İran İslam Cumhuriyeti’nin de İsrail’in ekmeğine yağ sürmesi içimizi yaralayan en büyük problemdir.
Birleşmiş Milletler’in maalesef görevini yapamadığı, adil idareciliğinin sınıfta kaldığı, yetki karmaşasının içinde mazlum milletlerin eşit ve adil olmayan zalim diktatörlerin zulmü altında ezilmeleri tarihe soykırımın izdüşümünü düşürecektir.
Habil ile Kabil arasındaki yaşanmış olan hikaye, insanoğlunun kaderindeki ince çizgiyi göstermektedir. Hak ve batılın yaşam süreci içinde kıyamete kadar süreceği, insanlığın ve varoluşun, doğru ve yanlışın hayat çizgimizdeki yolumuzu belirleyen, adil ve dürüst yaşamanın önemini göstermektedir.