Dolar $
32.47
%-0.14 -0.04
Euro €
34.7
%-0.79 -0.27
Sterlin £
40.49
%-0.76 -0.31
Çeyrek Altın
3983.79
%-0.21 -8.32
SON DAKİKA

Bertrand Russell ile felsefenin problemlerini konuşmak

Bertrand Russell, 1872'de Galler'de nüfuslu ve liberal bir Britanyalı aristokrat ailenin mensubu olarak dünyaya geldi.

Britanyalı, filozof, matematikçi, tarihçi ve toplum eleştirmeni olarak kabul edildi.

Gençlik yıllarında çok yalnızdı ve sıklıkla intihar eğilimindeydi. Otobiyografisinde ilgisini en çok çeken şeyin din ve matematik olduğunu belirtir. 

Kendisini intihardan alıkoyan şeyin matematik hakkında daha fazla bilgi edinmek istemesi olduğunu söyler.

Cambridge’de matematik okurken felsefe ile de ilgilenir. Frege ile matematik konusunda çalışırken, Whitehead ile de felsefe konusunda çalışır.

Wittgeinstein ile birlikte yaptığı çalışmalarla analitik felsefenin kurucusu olarak kabul edilir. 

Ayrıca, önde gelen savaş karşıtları arasında yerini almıştır.

İnsan hakları ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazılarıyla 1950’de Nobel Edebiyat ödülüne layık görülmüştür.

‘Felsefenin Problemleri’, kitabını 1912 yılında yayımlamış olmasına rağmen 1980’lerin başına kadar bu kitap üniversitede felsefe okumayı düşünen öğrencilere en çok önerilen kitap olmuştur.

Kitapta esas olarak bilebildiklerimzin sınırlarına ve felsefenin epistemoloji olarak bilinen alanına odaklanır. Etik, estetik, siyaset felsefesi ve din felsefesinden sadece kısmen söz edilir.

Daha fazla vakit kaybetmeden zaman makinamı çalıştırarak 1912 yılına gitmek istiyorum. Zira, Russel ile felsefenin problemlerini konuşmak için daha fazla beklemek istemiyorum.

-Üstadım kitabınızı okudum ve felsefenin problemleri üzerine sizinle konuşmak için geldim. Vaktiniz varsa 5 çayında size eşlik etmek isterim.

-Memnun olurum, yabancı…

-Filozoflar derin sorular soranların izini takip ederler ancak bu sorulara kesin yanıtlar vermek oldukça zordur. Ancak yine de çoğu kez cevabı olmayan bu soruların peşinden koşmayı bir zaman israfı olarak göremeyiz.

Felsefe bize kesinlikler veremese bile, temel inançlarımız konusunda yanılmamızı daha az olası yapabilir…

Kendi başına felsefeyi incelemeyenler için felsefenin doğrudan hiçbir yararı yoktur.

Ancak, ‘felsefenin gerçek değeri, belirsizliğinde yatar…’

-‘İnançlarınızı hiç sorgulamazsanız, eleştirel değerlendirmeye tabi tutulmaya hiç ihtiyacı olmayan önyargılara yapışıp kalabilirsiniz. Ne var ki daha önce tartışılmaz gibi görünen inançlarınızı felsefi bir yaklaşım yardımıyla sorgulamaya başlarsanız geleneğin tiranlığından kurtulur, dünyanın ve onun içindeki konumunuzun garipliğine daha az dogmatik bir merak duygusu uyandırırsınız. Bu olanakların açılması imgelemi zenginleştirir. Felsefi tefekkür yaşamlarınızı salt bireysel kaygılardan uzaklaştırır ve bizi evrenin yurttaşları olmaya doğru harekete geçirir.

Bu tarafsız ruhla büyüklüğü tefekkür ederken, zihinlerimizde büyür. 

Felsefenin insanlık için değeri, bu faktörlerin birleşmesinde yatar…

Son olarak sana şunu söyleyebilirim yabancı;

‘Tatlı bir yalan söylersen 10 kişi seni alkışlar, acı bir gerçek söylersen sana 8 kişi saldırır ama 2 kişi sorgulamaya başlar.’

O iki kişiye selam olsun!