Aslında pandemi döneminde evde sıkışıp kalmamış olsak tabii ki bu güzel günleri ailemizle geçirmeye, büyüklerin ellerinden, küçüklerin yanaklarından öpmeye gayret edecektik. Oysa şimdi, Kovid var yaşlılara yaklaşma, yok dokunma bir de öpme diye uyarılar içindeyiz. Düşünsenize, aile büyüklerimizle gittiğimiz Bayram Namazı ne büyük mutluluktu. Sonrasında kurban görevini yapıp evimize dönmek, hazırlanan masada kahvaltımızı kavurma ile taçlandırmak ailece hoş sohbet yapmak. Ama artık ne küçükler büyüklerin hikayelerine itibar ediyor, ne de büyükler çocukların yaramazlıklarına dayanabiliyor. Kültürümüzü, geleneklerimizi, göreneklerimizi bir köşeye kaldırıverdik. Uzun olmayan akraba ve komşularımıza gezmeleri yapardık, baklavalar kahveler daha neler neler hoş sohbetler de yanında ikram. Mezarlıklar ziyaret edilir, alım gücü fazla olmayan ailelere diğer el görmeden et ve harçlık vermek, küsleri barıştırmak hep bayramın geleneği idi. 

 Kalabalık şehirlerde, günlük yapılacaklar listesi zamanınızı ve dikkatinizi tükettiğinden, büyük resim rüyalar ve hedefler boş durur oldu, veya unutuldu. Yıllar sonra, yeni bir rutin oluşturmak, yeniden aileye öncelik vermek veya hayatınızı sıfırlamak için yeni kararlar almak çok korkutucu.  Bazen geri adım atabilmemiz, daha ileriye atlamak için gerekebilir.  Gerçekleri değerlendirin, ne istediğinizi belirleyin ve yeniden başlayın. Bir şeyleri sorgulamaya başlamak gelenekleri adabıyla yapmanın hayata başka boyutta bakmanın bir yolu.  

Öyle ya da böyle hayatımız ekonomi ile yönleniyor. Bu yıl da para bizi başka diyarlara taşıma yolunda. 

Hem pandemideki sıkıntı hem de özgür bünyemiz birbiriyle çelişiyor.  Hani bir tarafımız “kalk gidelim” diyor, diğer yanımız, “otur oturduğun yerde”  diye itiraz ediyor. 

Şöyle ki ülkemiz; GSYH 2021 yılının ilk çeyreğinde yüzde yedi oranında büyüme kat etmiş. Bu gelişim Tarım sektöründe yüzde yedi buçuk, sanayi sektörü de yüzde yaklaşık on iki ve hizmet sektörü de 5.3 değerinde büyümüş. 

Bu durum sokaktaki Ayşe teyzeye ya da Salih babaya nasıl yansıyor diyorsanız, şu bayram gününde, bütçe harcamalarının ve gelir beklentilerinin bu yıl nereye varacağı “Strateji ve Bütçe Başkanlığı” tarafından bir rapor ile meraklılara sunuldu. 

Tahmin ettiğiniz gibi bu yılın en önemli hareket noktası Kovid 19 un tüm dünya devletleriyle birlikte bizim de ekonomik olarak durumumuz yeniden şekillendi. 

Biz çabuk unutan bir milletiz ama unutmayın ki bir ay öncesine kadar, seyahat kısıtlaması hatta evden dışarı çıkmamız bile kısıtlıydı. Kasım ayı için de bu tip bir uygulama tahmin ediliyor. Bizim ülkemiz, doktorların “ ne yerse yesin ” demesi gibi bir durum. Bazı şehirler hasta kaynıyor. Ama herkes oraya akın ediyor. Anlamam imkansız. Neyse biz yine dönelim ekonomimize. Bu insanlar bu durumu yaşarken nereden para buluyorlar. Her yer dolu. Tatil yörelerindeki esnaf bu bayramı tam kutluyor. Ama gelin görün ki, harcamaların kazanma anı insafsız harcayanlar için pek de hayırlı olmayacak. Karınca ile Cırcır Böceği hikayesini bilmeyen yoktur. 

İnsanımız böyle de devletimiz farklı mı? Bu ekonominin sıkıntı içinde olduğu dönemde hem ülkemize gelen sığınmacıları hem yardıma muhtaç devletleri geri çevirmiyor. Evet güçlü bir ülkeyiz. Ama hani bir boksör hikayesi vardır ya. Finalinde “ çok iyisin çok iyi dövüşüyorsun”  diyen antrenörüne, “ben iyi isem beni kim dövüyor?” diye sorması gibi. Tüm kardeş ülkelere yardım eden ve onlara ne gerekiyorsa yardımdan kaçınmayan devletimizi görüp de, evine ekmek götüremediği için intihar eden vatandaşlarımıza ne demeli. Bir gün size “Strateji ve Bütçe Başkanlığı”nın hazırladığı raporu anlatmak isterim. Çok kapsamlı bir şekilde çalışıyorum. Bakalım ufak uyarılar bulabilir miyiz. En kısa zamanda hazırlayıp sizinle paylaşacağım. 

Gelelim bizim bayrama. Hepimiz için, sağlıklı, huzurlu, mutlu, bereketli, nice bayramlara gönlünüzce kavuşmamızı diliyorum. 

Memleket olarak önümüzdeki yıllar bize birçok şaşıracak olaylarla gelecek. Önlemini şimdiden alıp kendi yağımız ile kavrulmayı öğrenebilmek mutluluk verecek. 

Bayramınız Kutlu Olsun.