Artık Korona ya da Corona demiyor Covid-19 diye adlandırıp bizden uzak durması için dualar ediyoruz. Bu karantina sayesinde aileler tekrar beraber yemek yemeye, birbirlerinin derdini dinlemeye başladılar. Bence bu işin olumlu yanı. Ama öte yandan, Salgın Avrupa ve Amerika'da yaygınlaştıkça, Afrika ve Latin Amerika'da da hakim olmaya başlıyor. hafta sonuna kadar 155 ülke ve bölgede Çin dışında 134.000 kayıtlı enfeksiyon vardı. Bu, sadece yedi günde yaklaşık 90.000 vaka ile 43 ülke ve bölgede bir artış.
Bana "hocam şimdi neredesin?" sorusu hep soruyor. Ben babam ya da eşim gibi bir iş yerinde neredeyse bir ömür geçirenlerden değilim. Ruhum ve genlerimde göçebelik var galiba. Eğitim hayatımda dahi hep başka okullara transfer olarak okudum. Bu yüzden çok insan tanıyorum.
Ülkemizde döviz girdisi sağlayan sektörlerden ilk akla geleni tekstil olsa gerek. Koronavirüs salgınının Çin'de üretimi önemli ölçüde düşürmesi, Türk konfeksiyon ve hazır giyim sektörü açısından karmaşık bir tablo ortaya çıkardı.
Kaos artınca hele ekonomide kaos artınca "savaş çıkar" derler. Günümüzde derler mi bilmiyorum ama yüz yıllarca bu durum böyle süre gelmiş. Arap baharının da bence çıkma nedenlerinden biri bu tip kaos ortamlarıydı. Sıcak para bir yerlerde saklanınca pazar sıkışınca canlı paraya al sana kaos. Çin gibi güçlü bir ülke dalgadan etkilenmeyen transatlantik gibiyken, virüs sayesinde büyük yara aldı. Aslında karbon salımından dolayı dünyayı zehirleyen fabrikaların bir aydır kapalı olması biraz insanlığın yararına oldu. Ama binlerce ölen insana yazık günah değil mi? Eğer bu bir savaşsa çok acımazsız. Yok bu bir savaş nedeni olacaksa o da hiç adil değil.
Ocak ayında ekonomi alanında yaşadıklarımızı düşünürsek eğer bizi en çok merak ettiren konu doların durumuydu. İhracattaki gelişmeler ve Borsa daha az konuşuldu. Yapılan birçok araştırmayı okudum. Bunlardan biri de Medya Takip Merkezi'ydi. Ekonomi dünyasının nabzını açıkladığı bir raporla duyurdu. Açıklanan rapora göre Dolar kuru, 2020 yılının ilk ayında en çok konuşulanlar arasında öne çıktı demiştim. Yeni yıla 5,31 civarında başlayan dolar, ayın son işlem gününü 5,97 seviyelerinde kapatırken, medyada 212 bin 288 habere yansıdı.
Geçen gün bir arkadaşım ev satacaktı. Benim de yanında olmamı istedi. Ben de refakat ettim. Tapu dairesinde ilgimi çok çeken konu yabancıların ev almasıydı. Türkler ev satıyor yabancılar ya da yabancı ülkelerde yaşayanlar ev alıyordu. İran ve Suriye'li dostlarımız pek rağbet ediyorlar evlere.
2020 yılında ekonomik olarak ön görülen beklentiler iki ayda alt üst oldu. Dünyanın bir çok yerinde o kadar fazla olay oldu ki, bu olaylar dünya ekonomisinin ön görülerini birbirine dayanan iskambil kâğıtları gibi birbiri ardına yıktı.
Bazen bir kaç konuda yazmak istiyorum. Bu hafta da böyle bir zaman. Çünkü hayat o kadar hızlı akıyor ki; Aborjin'lere üzülüyorduk Avustralya'daki yangında hem onlar hem binlerce hayvanın acıklı hikayesi dünya gündemini oluşturuyordu. Birden bir virüs tüm dünyayı gündem olarak etkisi altına aldı. Şimdi Çin'deki arkadaşlarımıza maske bulmak için Eczane eczane dolaşıyoruz. Gönderdiğim maske sayısı on bini buldu. Tüm bunlar olurken Avrupa Birliği İstatistik Ofisi'nin (Eurostat) aklına Asgari ücretle AB ve Türkiye'de kaç litre benzin alınabilir? sorusu gelmiş ve araştırma yapmışlar.