Dolar $
32.44
%-0.2 -0.06
Euro €
34.81
%-0.48 -0.16
Sterlin £
40.76
%-0.3 -0.12
Çeyrek Altın
3933.39
%-0.14 -5.26
SON DAKİKA

Sokrates savunmasını bu gün yapsaydı sonuç değişir miydi?

Sokrates'in savunmasını hepimiz duymuşuzdur. Bir filozof haklı olduğunu bildiği halde nasıl bu kadar ciddi bir soğuk kanlılıkla ölümü kabul etmiştir… Yoksa hayatının sonuna doğru Atina halkına son dersini mi vermiştir?

Bunu asla öğrenemeyeceğiz ancak öğrencisi Platon’un kaleminden savunmasına bakmak ve bu savunmayı şimdiki zamana uyarlamak istedim bugün. 

Bakınız, bu vaka MÖ-399’da meydana gelir ve merak edenler için biraz konuyu açmak istiyorum.

Sokrates'in bir grup Atinalı tarafından kentin ilahlarına inanmaması ve gençlerin ahlakını bozması iddialarıyla suçlanışı, Atina demokrasisi tarafından yargılanma ve cezalandırılma sürecini konu alan bir Sokratik diyalogdur.

Öğrencisi, Yunan filozof Platon (Eflatun) tarafından yazılan eserde, Sokrates bazı kişiler tarafından suçlanmaktadır. Ancak suçlayanların kim olduğu tam olarak bilinmemekte; ama suçlayanların başında Meletos’un olduğu düşünülmektedir. Ünlü komedi yazarı Aristophanes de Sokrates’i Sofistlerle (Şüphecilerle) aynı kabul etmiştir. Sokrates’in kötü, yalancı bir insan olduğu, her şeye karıştığı, eğriyi doğru diye gösterdiği gibi suçlamalar ortaya çıkmıştır.

Aristophenes, eserine Sokrates’in öğrencilere para karşılığında ders verdiğini, öğrencilerin aklını karıştırdığını yazmaktadır.  

Bir gün, Sokrates’in bir arkadaşı halka Sokrates’ten daha bilgili kimsenin olup olmadığını sormuştur. Oysa o sürekli kendinden daha bilgili birisini ararken. Sonunda görür ki hiç kimse bilgili değildir. 

Yalnız kendisinin ayrıcalığı, bilgili olmadığını bilmesidir…

Sokrates, bilgiliyi arama sürecinde çok düşman kazanmıştır. Çünkü pek çok kişinin gerçekte bilgisiz olduklarını ortaya çıkarmıştır.  

Sokrates aslında asıl bilgiye sahip olanın Tanrı olduğunu düşünmektedir. Bu süreçte, Sokrates kafasını meşgul eden soruların cevabını ararken çevresinde olan bitenlerin farkına varamamıştır. Etrafındaki pek çok kişi, onun gençleri doğru yoldan ayırdığını, tanrıların yerine yeni tanrılar koyduğunu söylemektedir. Bu söylentiler onu mahkemeye sürükler.  Sokrates, ideallerinden dönmemekte kararlıdır. O, asla Tanrı dışında kimseye boyun eğmez. Hakkında atılan iftiralar hep asılsızdır. Sokrates’in sürekli öğrencileri olmadığı gibi malı mülkü de yoktur. O dünya hayatına önem vermeyen bilge birisidir. Yargıçları yumuşatmak amacıyla asla mahkemeye ailesini ve çocuklarını getirmez. Kararı, tamamıyla yargıçların iradeleri elinde olan Tanrı’ya bırakır.

Sokrates, mahkemece suçlu görülür. O bunu beklemektedir ve hiç tepki göstermez. 

Sokrates’e göre ölüm bir ceza değildir. Sadece bir yolculuktur. Ayrıca öteki dünyada soru sormak yüzünden mahkûm edilme tehlikesi de yoktur.

Sokrates, Atinalılardan son bir şey diler: Çocukları erdemden, doğruluktan ayrılırsa kendisinin Atinalılara gösterdiği gibi onlara yol göstersinler. 

Çocukları kendilerine fazla değer verir ve bu dünyada bir hiç olduklarını unuturlarsa onları azarlamalarını ister Atinalılardan.

Gelelim şu ana. Sokrates yaşıyor olsaydı ve mahkemeler onu aynı konuyla suçlasalardı ne mi olurdu?

Muhtemelen savcılar onu içerde tutacak farklı deliller bulurlardı ve hapisten çıkarmazlardı, mesela ilk duruşması iki yıl sonra olurdu ve bu esnada onu içeride tutabilmek için farklı kişiler ifade verir ve tüm bunlar organize suça sokulur, vatanı ve milleti bölmeye teşebbüsten tutuklu olarak yargılanmasına devam edilirdi. 

Sonrasında ise savunmasını yazmaya devam ederken, uğradığı haksızlığa karşı elinden bir şey gelmediği için kanser olur ve muhtemelen ölüp giederken. 

2422 yıl sonra Dünyada , demokrasinin daha iyiye gittiğini, insanların özgür olduğunu kim iddia ediyorsa, pinokyo gibi burnu uzamaya başlar çünkü ne doğuda nede batıda devletler, insanlara daha fazla özgürlük, daha fazla refah ve imkan vermek için yarışmazlar. Tam tersi bu imkanları veriyormuş gibi yapıp vermeme sanatıdır kapitalizm. İnsanları daha fazla çalıştırıp daha az para ile kontrol etme üzerine kurulmuştur sistem.

Tüm bunlara rağmen Sokrates, MÖ-399 yılında, baldıran zehrini içerek hayatına son verirken kullandığı  son sözleri manidardır:

Artık ayrılmak zamanı geldi, yolumuza gidelim,  ben ölmeye, siz yaşamaya… 

Hangisi daha iyi? 

Bunu Tanrı’dan başka kimse bilemez…