Yazın gelmesiyle birlikte dönem dönem iyice bastıran sıcaklar, aşırı terlemeye ve bunun doğal bir sonucu olarak da vücutta su ve tuz kaybına neden olabiliyor. Eğer vücut bu aşamada uzun bir süre susuz kalırsa yorgunluk ve halsizlik hissi baş gösterebiliyor ve bu bazen de baş ağrısı ve konsantrasyon bozukluğu gibi sorunları da ortaya çıkarıyor.

Peki, genel anlamda yorgunluğu tetikleyen sebepler nelerdir?

Uzmanların verdiği bilgilere göre, sık sık kendini yorgun hissedenlerin mutlaka bir ‘Tiroid’ kontrolü yaptırmalarında fayda var. Bazı hastalıklar da yorgunluk yapar, kalp yetmezliği ve tansiyon düşüklüğü gibi. Kansızlık, karaciğer hastalığı ve böbrek rahatsızlığı gibi bir hastalığı olanlarda da yorgunluk ve halsizlik hissi olabilir. Stres ve kaygı bozuklukları gibi nedenlerden dolayı da insan kendini yorgun ve bitkin hissedebilir.

Ancak bana göre özellikle yaz yorgunluğu genel anlamdaki bu yorgunluktan biraz farklıdır ve bunu etkileyen unsurların başında da mevsim değişikliği geliyor.

Yaz aylarında yaşanan bu yorgunluğun ve halsizliğin sebeplerinden biri uzun süre güneş altında kalmak ya da yaz aylarında uyku düzeninin değişmesi, sıcak ve neme bağlı olarak uyku bölünmeleri bu yorgunluğun nedenleri arasında sayılabilir.

Uzmanlara göre bu yorgunluğu ve halsizliği arttıran nedenlerden biri de yazın sık görülen ishallerdir.

Son olarak kronik olmayan ve belirli bir hastalığa bağlı olmayan yaz yorgunluğunun bana göre en baştaki nedeni susuzluk ve sağlıksız beslenmedir. Yazın susuz kalan ve sağlıksız beslenen bünye kendini toparlayamıyor ve halsiz kalıyor.

Bu nedenden dolayıdır ki su içemeyen bireyler yazın sıcaklarından çok etkilenmekte ve çoğu zamanda kendilerini halsiz ve yorgun hissetmekteler. Bir de buna yetersiz beslenme eklendiyse işte sana vücut kırıklığı, yorgunluk ve halsizlik.

Peki, su içme alışkanlığı olmayan kişiler ne yapmalı?

Hiç su içmeden olmaz elbette ancak su içmeyi ihmal edenler, tam olarak su yerine geçmese de meyve, sebze ile kısmen bünyelerini toparlayabilir ve susuzluğu gideren bazı besinleri rahatlıkla tüketebilirler.

Yaz meyve ve sebzeleri, özellikle tarla domatesi ve salatalık, yeşillikler, karpuz, kavun, şeftali gibi yiyecekler bence her gün yenilebilir. Yapılan bazı araştırmalara göre bu tür yiyeceklerin vücudun sıvı ihtiyacını kısmen de olsa karşılayabildiği ve sağlıklı beslenme açısından çok yararlı olduğu söyleniyor.

Ancak bunları yerken de aşırıya kaçılmamalı. Özellikle şeker hastası olanlar meyve porsiyonlarını olabildiğinde küçük tutmalı ve yemeklerden en az 2 saat sonrasına kendilerini ayarlamalılar.

Acıbadem Kozyatağı Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ayşe Sena Binöz, yaşamsal fonksiyonların devam edebilmesi için sıvı ihtiyacının, susamayı beklemeden yerine konulmasının şart olduğunu belirterek “Günlük 2-2,5L (10-12 bardak) su tüketimine özen gösterilmelidir. Yaz aylarında artan soğuk kahve, çay ve gazlı içecek tüketimi vücudun sıvı ihtiyacını karşılıyor gibi düşünülse de aksine kafein içeren bu içecekler diüretik (idrar söktürücü) olduklarından vücutta sıvı kaybına yol açıyorlar.” diyor.

Yaz yorgunluğunu önleme de birkaç önemli husus

•             Çok sert ve fazla kafein içeren içecekler yerine daha yumuşak kahveler ve şekersiz içecekler tüketilmeli.

•             Sodyum oranı düşük sodalar ve soğuk bitki çayları gibi sağlıklı içeceklerle sıvı tüketimi arttırılmalı.

•             Yaz aylarında mutlaka yoğurt yenmeli bunda zorlanılıyorsa da soğuk sodalı ayran içilmeli.

•             Alkol, sigara gibi kötü alışkanlıklardan uzak durulmalı.

•             Sabah veya akşam serin saatlerde egzersiz veya hafif yürüyüşler yapılmalı.

•             Yeterince uyku alınmalı.

•             Güneş ışığından yararlanmak isteyenler olursa sabahın erken saatlerini veya akşamüzeri vakitlerini tercih etmeli.

•             Bunaltacak sıkı ve dar giysiler yerine açık renkli ve hafif elbiseler tercih edilmeli.

Sonuç olarak iyi ve doğru bir şekilde beslenen ve yeterince su içerek yaşayan biri yorgunluk yerine büyük bir enerji ile dolu olduğunu görür kanaatindeyim.