Demokratik bir beklentiyle, Hydrogen Europe (Avrupa Hidrojen Derneği – Bir AB yapısıdır) yeşil hidrojendeki kararlılığının, seçimle gelecek olası değişimden etkilenmemesi için haftalar önce bir manifesto yayımladı. Ardından, 21 AB üyesi ülkenin hidrojen dernekleri, Hollanda’da Rotterdam’daki hidrojen zirvesinde buluştu. Ortak bir hidrojen şartı oluşturuldu. Aralarında Türkiye’den H2DER (Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği)’nin de bulunduğu 21 dernek imzalarıyla kararlılıklarını dile getirdi. AB, RePowerEU kararı ile, Rus doğal gazının yerine yeşil hidrojen koyacağını açıklamıştı. 2030 yılına dek 10 milyon ton üretecek 10 milyon ton da ithal edecekler. Sürekli benzer bilgileri yinelermiş gibi görünsek de bunun ne kadar gerekli olduğu son hamleler ile ortaya çıkıyor.

Avrupa Hidrojen Bankası, önce 800 milyon Euro, sonra da 2.2 milyar Euro tutarında ki ihale yaptı. 

İlk ihale sonuçlarını açıkladı. Artık yeşil hidrojen pazarının en önemli soruları yanıt buluyor. Peki biz ne yapıyoruz? Sadece 2020’de hem de pandemi sürecindeki yenilenebilir yatırımlarının ürettiği elektrik, bizim 7 milyar dolar daha az ithalat yapmamızı sağladı. Yani, sadece 1 yılda, 7 milyar dolar katkı sağladı. Üstelik kurulu gücümüz sürekli artıyor. Gerek çevre hassasiyetleri gerekse sürdürülebilirlik çabaları, temiz enerji kullanımını zorunlu hale getirdi. Artık bir seçenek olmanın çok ötesinde. 

EPDK kurucu başkanı Yusuf Günay, Galatasaray Spor Kulübü’nde merhum Mustafa Cengiz döneminde stada kurulan güneş panelleri (GES) ve elektrik üretimi operasyonunun mimarıydı. Enerjisa Üretim, kulübe sıfır maliyet ile Guiness rekorlar kitabına giren yapıyı teslim etmişti. İşte bu küçük ölçekli görülen aksiyon bile (yaklaşık 4,5 MW kapasite) yılda ortalama 400 bin Euro tasarruf sağlamaya başladı. 4,5 MW elektrik, kabaca 2000 hanenin elektrik ihtiyacını karşılayan miktardır. Yeşil hidrojen önceliği ile her ay 1000 Mw GES kurulumu hedefleyen ve uygulamaya 4 ay önce geçen Almanya, AB’ye öncülük ediyor. AB bir yandan, Çin ve ABD öte yandan büyük hamleler üretiyor. Hızlı davranıyor, pozisyon alıyorlar. Biz de, spor alanındaki bu küçük ama değerli örnekleri, sanayimize taşıma hedefini konuşuyoruz. İşte, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi’nin birkaç gün önce açıkladığı santral kurulumu bu yüzden çok önemli. Mesajı doğru okumamız gerek. 

 TFF’den dünyaya örnek proje

“Sanayi devriminden bu yana fosil yakıtları kullanıyoruz. Atmosfere karbon salımı böyle başladı. 2015’te Paris İklim Anlaşması'nı imzalayan ülkeler arasında biz de varız. 2050 karbon nötr hedefi için yenilenebilir enerji öncelikli alanlardan biri. Hedef, yenilenebilir yani tükenmeyen; sonsuz, güneş gibi, rüzgar gibi, karbon salımı üretmeyen kaynaklardan enerji temin etmek. Türkiye bu alanda çok şanslı. Hem güneş, hem de rüzgar olarak Avrupa'da ikinci potansiyele sahibiz. Bu akılcı proje, dünya gerçekleri ve Türkiye potansiyelini buluşturuyor.” Bu sözlerin sahibi, TFF Başkan Vekili Yusuf Günay, aynı zamanda Yeşil Hidrojen Üreticileri Derneği (H2DER ) başkanıdır. EPDK ile başlayan deneyimini TFF’de de sergileyen Günay, projeyi 2022 Haziran ayında gündeme getirmişti. Başkan Mehmet Büyükekşi, eleştiri saldırıları altında çalışırken bu fikirden uzaklaşmamış. Büyükekşi diyor ki; TFF olarak, enerji ihtiyacını verimli ve yenilenebilir kaynaklardan elde etme düşüncesiyle hareket ettik. Enerji Performans Sözleşmesi (EPS) İş Modeli ile bir güneş enerjisi santrali kurulacak. 33 bin metrekare alanda yaklaşık 6 bin adet güneş panelinden oluşacak santral, yıllık ortalama 4.5 milyon kWh üretim sağlayacak. Karaman'daki arazi devlet tahsisi ile kazanıldı. Dileyen kulüpler de bu projeye başvurup yeşil dönüşümünü başlatabilecek. Bu proje, öncelikle TFF’in kendi tüketimini karşılayacak. Yarım milyon ağacın atmosferden çektiği karbona denk, yaklaşık 2 bin ton karbon salımı engellenecek. 1.5 konutun 1 yıllık elektrik tüketimine eş değer üretim gelecek. Her fırsatta eleştirilen birinin, yılmadan çalışmaya devam etmesi büyük bir özveri. Hakkaniyet, bu yaklaşıma tebrik ister. Çünkü, dünyaya örnek olabilecek bir projeye imza atılıyor. TFF’nin, yıllık 10-12 milyon TL civarındaki tüketimi hesaplanırsa, 25 yıllık sürede 400 milyon TL katkı sağlayacak. Federasyonumuz herhangi bir para harcamadan GES santralinin sahibi olacak. Hedef, Temmuz ayında temel atmak. Bir de Euro 2024 düşlediğimiz gibi giderse, en sıcak Temmuz, en ferah Temmuz’a dönecek…

Yenilenebilir enerjiyle geleceği aydınlatmak 

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA), Yenilenebilir Enerji ve İstihdam Raporu ile 2023’te 13 milyon 700 bin yeni istihdam sağlandığını duyurdu. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), bu değerli istihdamı, Kore Cumhuriyeti finans desteği ve Milli Eğitim Bakanlığı Hayat Boyu Öğrenme Genel Müdürlüğü iş birliğinde, bir projeyle buluşturdu. “Yenilenebilir Enerji Sektöründe İstihdam Edilebilirliğin Artırılması Projesi” ile, yenilenebilir enerjiye yönelik farkındalığın ve sektördeki iş imkanlarına erişimin artması hedeflendi. Konya, Bursa, Kocaeli, Mersin, Hatay, İstanbul, İzmir, Mardin, Şanlıurfa ve Gaziantep'te yenilenebilir enerji alanında mesleki eğitimler verildi. Eğitimlere 785’i kadın olmak üzere toplam 1.773 kişi katıldı. Eğitime katılan kursiyerler güneş ve rüzgar enerjisi sistemlerinin hesaplanması, kurulumu, bakımı ve onarımı konularında teorik bilgi edindiler. Hızla gelişen sektör, insan için var olduğunu böyle de gösteriyor.

Yine Ergin Ataman, yine alkışlar!

Basketbolda olağanüstü değerli bir koçumuz var; Ergin Ataman. Bu giriş, yaklaşık 15 ay önce Anadolu Efes’te sertçe eleştirilirken yazılan içeriğin ilk cümlesiydi… Adı basketbol tarihine çoktan geçti. 45 yıllık kariyerinde, 4 ayrı takımla Avrupa şampiyonlukları, lig ve kupa zaferleri vardı. Bunlara bir de Panathinaikos şampiyonluğunu ekledi. İki kez NBA’de en değerli oyunu (MVP) seçilen Giannis Antetokounmpo son Final Four şampiyonluğunu kutlarken, “sen dünyanın en büyük koçusun” diye haykırıyordu. Futbolda, Auxerre’i tam 44 yıl çalıştıran Guy Roux gibi bir isim yaratamadık. 27 yıl çalıştırdığı Manchester United’da, geldiği sezon, 11 sırada kalan Alex Ferguson misali, ona tahammül ve sabır gösterilmedi. Fenerbahçeliler onu hiç sevmedi, o da ezeli rakiple hep atıştı. Sonra, “sahada kazanan hep ben oldum” diye röportaj verdi. Kazandı, sevindirdi. Kısa süre önce kaybettiği babasının da izlediğine inanarak sevindi. Büyük figürler, günlük sonuçlardan bağımsız değerlendirilir. Ergin Ataman, bu bakışı en çok hak eden spor adamıdır… Yine zaferler, yine alkışlar, belki de tarihin en başarılı Türk antrenörüne!