Teknoloji ilerledikçe tüm sektörlerde farklı gelişmeler oluyor. Ekonomi alanında da Yenilikler hızlanıyor. Bu hızlanan teknoloji ödemeleri ve finansmanı şekillendiriyor. Tabii bu yenileşme ve gelişme bize hem fayda hem de risk oluşturuyor. Sadece risklere odaklanmamalı, her ikisine de konsantre olmalıyız.

Bununla birlikte, Fon olarak bizler için meşru bir öncelik taşıyan şey, makro finansal istikrara yönelik risklerdir. Ancak aynı zamanda iki şeyi de inceliyoruz. Finansal yeniliklerin finansal katılıma ve bu sayede büyümeye nasıl katkıda bulunabileceği de devletlerin üzerinde çalışması gereken bir konu. Bu system için geç kalan ülkelerin başına neler gelebilir. Ya da bu yazılımları başka ülkeler ele geçirirse ne olur? Bunun gibi daha bir çok soru aklınıza geliyordur. 

İlk olarak şunu hatırlatmak isterim ki CBDC'ler. Erişilebilirliği iyileştirme potansiyeline sahiptirler. Ayrıca, hem ülke içinde hem de sınır ötesi ödemelerin istikrarını ve verimliliğini artırma potansiyeline de sahiptirler. Biliyorsunuz bu potansiyel halihazırda hayata geçiriliyor. Ancak, düşman ülkelere dikkat ederek birlikte çalışabilirliği önceden sağlamalıyız. Sonradan yetişmeye çalışmak yüz yıllardır söylenen matbaanın geç kalışı hikayesine döner. Ayrıca yurt içinde bankaların aracılık yapmaması ve uluslararası alanda sermaye çıkışı risklerinin farkında olması da gerekiyor. Deneyimlerin bir araya getirilmesidir.  Bu da dünya için çalışan Para Fonunun görevleri arasında Kabul ediliyor. Yani İMF. Biz ülke olarak bu tip örgütlere biraz uzak durmaktayız. 

Kripto varlıkların büyümesi çok elzemdir. Bu iş için kapsamlı bir politika ve düzenleyici tepki gerektirir. Ayrıca suç teşkil eden kötüye kullanımın risklerini de unutmamak lazım. G20'nin onayladığı yol haritasının uygulanması konusunda ülkelere destek olmayı İMF üstlenmiş. Ayrıca, FSB ve standart belirleme kurumları bu konunun üzerinde çalışıyor. (FSB Financial Stability Board demek) 

Varlıkların tokenleştirilmesi de dahil olmak üzere sınır ötesi ödemeler ve finansal piyasa yeniliklerinde nasıl ilerleyeceğimiz aslında en önemli konulardan biri. Mevcut ödeme sistemlerinin mümkün olduğu kadar iyi çalışmasını gerçekleştirmek nakitsiz toplum olmamızı sağlayacak etkenlerden. Bu konuda da Dünya Bankası ile IMF yakın iş birliği içerisinde. Ancak buna paralel olarak, ödemeler ve finansal varlıkların token biçiminde değişimi için yeni sınır ötesi platform sınıflarının oluşturulması pek değerli olacaktır. Ödeme altyapısının tüm bu yeni varlıklarla uyumlu olması gerektiğinin farkındayız, böylece bundan en iyi şekilde faydalanabiliriz. 

Artık zaten yanımızda pek para taşımıyoruz. Her alışverişte kartlar kullanılıyor. 

Nakitsiz bir ekonominin ilk fikirleri Edward Bellamy tarafından Geriye Bakmak adlı romanında dile getirildi. Günlük hayatta nakit olmayan işlemlerin ve mutabakatın kullanılmasına yönelik eğilim, elektronik bankacılığın yaygınlaştığı 1990'lı yıllarda başlamıştı. 2010'lu yıllara gelindiğinde dijital ödeme yöntemleri birçok ülkede yaygınlaşmıştır; PayPal gibi aracılar, Apple Pay gibi dijital cüzdan sistemleri, elektronik kart veya akıllı telefonla temassız ve NFC ödemeleri ve elektronik faturalar ve bankacılık gibi örnekler yaygın kullanımdaydı.  

Büyük miktarda nakit ile ödeme yapılması bazı tedarikçiler ve perakendeciler tarafından " nakit paraya karşı mücadele" ifadesini ortaya çıkaracak kadar aktif bir şekilde engellenmişti zamanında. 2023 yılında Amerika Birleşik Devletleri Kullanıcı Tüketici Anketi Çalışması, katılımcıların % 85'inin ödeme yöntemi olarak kredi veya banka kartını tercih ederken, katılımcıların sadece % 11'inin nakit parayı tercih ettiğini iddia etmekteydi. %4 ne oldu derseniz o da orada burada eridi gitti. Şaka bir yana diğer harcamalar denmiş ona da.

Son olarak, borç konusunda, pek çok kişiden duyduğumuz gibi, yüksek borç servisi, bazı son derece kırılgan ülkeler için bir sorundur ve kalkınmaya gidebilecek kaynakları kısıtlamaktadır. G20 üyelerinin Ortak Çerçeve'nin gerçekleşmesini sağlamak için şimdiye kadar gösterdiği çabaları takdir ediyoruz. Şu anda her biri bir öncekinden daha hızlı bir şekilde borç yeniden yapılandırmasını üstlenen dört ülkemiz var. 

Tedavinin zamanlılığı, öngörülebilirliği ve karşılaştırılabilirliği gibi konuları daha iyi ele alabilmesi için Küresel Devlet Borçları Yuvarlak Masası aracılığıyla borç kırılganlıklarını gidermeye yönelik çalışmaların ilerlemesine yardımcı olmaya çalışılması lazım. Ama bana göre nakit bence vatan olmanın bir tuğlası. Yavaş yavaş sınır, dil, din, lokal para yok oluyor. Dikkat edilmesi gereken konulardan biri bence bu.