Dolar $
32.38
%-0.39 -0.12
Euro €
34.73
%-0.6 -0.21
Sterlin £
40.6
%-0.6 -0.24
Çeyrek Altın
3921.16
%-0.45 -17.34
SON DAKİKA

Avrupa'da üçlü şok

2024'te Avrupa'da ekonomik durum şoklar içinde geçiyor. 2024 yılı büyüme görünümü AB'de %0,9'a, Euro Bölgesi'nde ise %0,8'e revize edildi . 2025 yılında ekonomik aktivitenin hâlâ AB'de %1,7, Avro Bölgesi'nde ise %1,5 oranında büyümesi bekleniyor. AB HICP enflasyonunun 2023'teki %6,3'ten 2024'te %3,0'a ve 2025'te %2,5'e düşeceği tahmin ediliyor.

Ama The Economist dergisinin geçen gün yaptığı kapak haberine göre Avrupa ekonomisi uzun bir yeniden yapılanma dönemine yol açabilecek üçlü bir şokla karşı karşıya. Başlıkta sözünü ettiğim bu üç şokun yani 1-Enerji, 2- Çin ve 3- Potansiyel Trump tarifeleri birleşimi Avrupa ekonomisini önemli ölçüde bozabilir. 

Bu konuya sadece kafa yoran dergi haberleri değil, Politika yapıcılar da yanıt vermek için çabalıyor. Bu durumu hatasız hasarsız atlatmak hem Avrupa hem de dünya için çok önemli. Yaşadığımız bu yılı eğer mutlu atlatabilirsek bir daha yıkılmak zor. Çünkü yaşanan olaylar hiç de beklenilen senaryolar gibi görülmüyor. Ama sanki şu an yaşananları Simpsonlar’ın senaryosunu yazan ana senarist Matt Groening yazmış gibi. Biliyorsunuz Simpson ailesi Amerikan yapımı bir animasyon televizyon dizisi. Ama, 1989 yılından bu yana yayınlanmakta olup, Springfield adlı kurgusal bir kasabada yaşayan Simpson ailesinin günlük yaşamını konu almaktadır. Dizi, toplumsal ve politik meselelere mizahi bir dille yaklaşmasıyla ve çeşitli pop kültürü referanslarıyla dikkat çekiyor. Birçok konuda da bizi önceden haberdar etmesi ile ünlüdür. Hani şu Amerika’da köprüye çarpan gemi var ya onu bile yıllar öncesinden bilmişler. Yine yıllar öncesi Kahraman Maraş’ta deprem olacağını ve oraya yardım eşyaları taşınacağını göstermişler. Bir de Donald Trump’ın yürüyen merdivenden inme sahnesi var ki... Neyse demem o ki şu an Dünyanın karşılaştığı olaylar hiç de normal gibi gözükmüyor. Sanki bir senarist var uyguluyor. Kim derdi ki Ukrayna Rusyaya kafa tutacak. Ya da Hamas İsrail’e bomba atacak. Ya da Bir gemi Süveyş kanalında sıkışacak ve dünya lojistiğini derinden etkileyecek. Tüm bu konular dünya ekonomisini etkiliyor. Ama biz dönelim 3 şokumuza.

1. Enerji şoku: Avrupa hâlâ, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden kaynaklanan ve gaz fiyatlarının 2022'de megawatt saat başına 300 Euro'nun üzerine çıkmasına neden olan bir enerji kriziyle uğraşmaktadır. Bu enerji şoku enflasyonu artırdı ve Avrupa Merkez Bankası'nı faiz artırmaya zorladı. Oranlar ekonomiyi zayıflatıyor.

2. Çin şoku: Avrupa, özellikle elektrikli araçlar gibi yeşil endüstrilerde Çin'den yapılan ucuz ithalat artışıyla karşı karşıya. Bu, Avrupalı üreticilere zarar verebilir ve toplumsal ve endüstriyel gerilimleri artırabilir. Bir de bu araçlara yüklenen bir gizli çip sayesinde uzaktan kontrol edilerek kaos da oluşturulabilir. 

3. Potansiyel Trump tarifeleri: Eğer Donald Trump bir sonraki ABD başkanlık seçimini kazanırsa, Avrupa'nın en kazançlı pazarlarından biri olan ABD'ye yapılan Avrupa ihracatına gümrük vergileri uygulayabilir.

Avrupa'nın savunma harcamalarını ve yeşil enerji hedeflerini finanse etmek için güçlü bir büyümeye ihtiyacı var, ancak ekonomisi ABD'deki %8'e kıyasla bu on yılda yalnızca %4 büyüdü.  Yaşlanan nüfus ve zorlayıcı düzenlemeler gibi uzun süredir devam eden sorunlar da büyümeyi olumsuz etkilemeye devam ediyor.

The Economist, bu zorlukların üstesinden gelmek için Avrupa'nın, Çin'in müdahaleci yaklaşımını taklit etmek yerine, hizmet piyasasını entegre etmeye, külfetli düzenlemelerde reform yapmaya, sermaye piyasalarını birleştirmeye ve yeni ticaret anlaşmaları imzalamaya odaklanması gerektiğini savunuyor. Avrupa çevresinde dünya değişirken, açık pazarlara bağlı kalmak çok önemli. Ama bazı çevreler bu dergiyi pek yanlı görüp inanmıyorlar ama kapakları olay oluyor. 

Bu uzun yeniden yapılanma dönemine hazırlanmak için Avrupa'nın birkaç temel alana odaklanması gerekiyor. Başta Hizmet pazarının entegrasyonu gerekiyor. Avrupa'nın parçalanmış hizmet pazarının entegre edilmesi, firmaların büyümesine, yeniliği ödüllendirmesine ve üretimde kaybedilen bazı işlerin yerine yenilerinin getirilmesi de çözümün bir parçasıdır.  

Ayrıca reformlara da ihtiyaç büyüktür. Avrupa'nın hizmet endüstrilerini engelleyen baskıcı ve parçalanmış düzenlemelerinin reforme edilmesi gerekmektedir. Londra da dahil olmak üzere Avrupa genelinde sermaye piyasalarının birleştirilmesi, benzer bir büyüme artırıcı etkiye sahip olabilir. 

Avrupa'nın elektrik şebekelerinin birbirine bağlanması, ekonomiyi enerji şoklarına karşı daha dirençli hale getirecek ve yeşil geçişi kolaylaştıracaktır.