Gastronomi alanında bu listeye Kayseri de dahil olunca birbirinden leziz Türk yemekleri dünyada daha bir itibarlı hale gelip adından söz ettirecek anlaşılan. Daha önce gastro-kent ilan edilen Gaziantep, Hatay, Afyonkarahisar ve şimdi de Kayseri’nin kendine özgü yöresel lezzetlerinden oluşan Türk mutfağı bu unvan sayesinde dünyada daha etkin bir şekilde temsil edilecek. 

Aslında, gastronomik anlamda ülkemizdeki tüm şehirlerimiz, tarihi, kültürel geçmişleri ve yeme içme alanında çeşitli etnik faktörleri bir arada bulunduran dinamik yapılarıyla gastronominin farklı boyutlarını üretmeye ve keşfetmeye çok kabiliyetliler. Ancak Unesco Programı, yerel aktörler tarafından yürütülen bu kültürel endüstrinin yenilikçi, ekonomik ve sosyal potansiyelini daha fazla geliştirmeyi amaçlıyor.  

Listeye girmek isteyen illerimiz, ulusal ve uluslararası alanda illerinin tanıtımı için epey bir emek ve para harcıyor. Ancak gastro-kent olan şehirlerimiz, kendilerine has yemek kültürü ve mutfak lezzetleri ile Dünya mutfağında yer edinmeyi başardıktan sonra karşılığını kat be kat alıyorlar.

Bir bölgeye ait yöresel tatlar o bölgeyi diğerlerinden ayıran en önemli belirgin bir nitelik olarak görülüyor. Bir yörenin ekonomik olarak kalkındırılması için öncelikle buranın doğal ve yerel lezzetlerine itibar edilmeli ve o yöresel lezzetler dış dünyaya tanıtmalı, çünkü dünya hızlı bir şekilde doğal olana, yerele ve yöresel lezzetlere yönünü çevirmiş durumda. 

Ülkemiz bu açıdan çok şanslı, çünkü nereye baksanız bir yöresel lezzet gözünüze çarpıyor.

2015 Yılında gastro-kent unvanını alan Gaziantep, yerel lezzetler konusunda yaptığı başarılı çalışmaların şimdi meyvesini yiyor. Kilometrelerce uzaklardan Antep’in bu lezzetlerini tatmaya gelen insanlar var. Bilhassa yabancı turistlerin ilgisi gastro-kent olduğundan sonra Gaziantep’e daha çok arttı.

Ardından yine kadim medeniyetler şehri Hatay, 2017 yılında gastro-kent unvanı almasından sonra yöresel lezzetleriyle ön plana çıkmaya başladı. En son İstanbul’da yapılan GastroShow etkinliğinde epey ağırlığı hissedildi. Zengin yemek kültürüyle çok sayıda geleneksel lezzetleri bünyesinde barındıran Hatay’ın Yaklaşık 600'ün üzerinde yemek reçetesi ve kendine has 200’ün üzerinde sahip olduğu yemeği var ve bunları dünyaya tanıtmak bu unvan sayesinde daha bir kolay olacaktır.

2019 yılında gastronomi listesine dahil olan Afyonkarahisar ise muhteşem lezzetleri ile inanılmaz bir fark oluşturuyor. Bu unvan ile Afyonkarahisar’a özgün yemek kültürü hem dünya tarafından takdir görüyor hem de şehrin tanıtımı ve turizmi adına büyük bir imkan verilmiş oluyor.

Son olarak Temmuz 2021 yılında Kayseri de bu kervana katılmış oldu. Tarihte pek çok uygarlığa ev sahipliği yapmış kadim kent Kayseri, gastronomi dalında da kendisini bu vesile ile ispatlamış olacak. Sucuk ve pastırmanın haricinde bu lezzetlerden yapılan yemekler, mantı, yağlama, pöç, fırın ağzı, kurşun aşı, Develi cıvıklısı, çemen, kete, katmer, aside, nevzine, gilaburu suyu gibi yüzlerce lezzete ve zenginliğe sahip olan Kayseri, şimdi tüm bu lezzetleri dünyaya tanıtmak için çalışmalarını aralıksız sürdürmeye kararlı görünüyor.

Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Memduh Büyükkılıç, Kayseri’nin Unesco ‘Yaratıcı Şehirler Ağı Ulusal Listesi’ne girmesiyle ilgili olarak, Kayseri’nin gastronomi şehri olarak ön plana çıktığını ve bu kapsamda, belediye bünyesinde oluşturdukları Komisyon komitesinin ‘Tarihten Kültürel Lezzetler Diyarı’ sloganı ile uzun ve özverili çalışmalar yaptığını anımsattı. Büyükkılıç, yapılan çalışmalar sonucu listeye girmeyi başardıklarını ve Kayseri’yi bir gastronomi ve turizm merkezi yapmak için de gayret ettiklerini belirtiyor.

Gastro-kent olma İllere ne kazandırıyor?

Gastro-kent olan il öncelikle kente gelen ziyaretçi sayısını 3-5 kat artırıyor.

Yabancı veya yerli turistlerin ilin gastronomik değerlerine ilgisi bu sayede artmış oluyor.

Gastro-kent olan ilin gastronomi ürünleri değer kazanıyor.

Bu unvanı alan ilin gastronomiye ait ‘Kültürel Mirası’ bu sayede koruma altına alınmış oluyor.

Unvan sahibi ilde yerel ürünler üreten kadınlarının emeği de ön plana çıkıyor ve evde oturan kadının üretime dâhil olmasıyla ev ve milli ekonomiye katkı sunuluyor.

Gastro-kent olan ilin lezzet mekânları olan Restoranlar bu sayede iş yapma fırsatı elde ediyor.

Bu ilin ürünlerinin satıldığı online satış mecraları bu bilinirlik sayesinde daha fazla cirolar elde ediyor.