Dolar $
32.38
%-0.29 -0.09
Euro €
34.66
%-0.19 -0.06
Sterlin £
40.67
%0.11 0.04
Çeyrek Altın
3943.36
%-1.05 -41.53
SON DAKİKA

Yolculuk nereye?

Dünya ekonomisinin geleceği zorluklar ve fırsatlar oluşturarak gidiyor. Tabi bu kime fayda kime zarar veriyor görüyoruz. Bizim gibi ülkeler tam kafalarını kaldıracaklar mutlaka bölgede bir şey oluyor. 

Jeopolitik gerilimler, enflasyonist baskılar ve çevresel sorunlar küresel düzeni bozma ve büyüme beklentilerini baltalama tehdidi oluşturuyor. Dünya ekonomisi önümüzdeki yıllarda benzeri görülmemiş zorluklarla karşı karşıya kalacak. Ancak herkes için daha sürdürülebilir ve kapsayıcı bir geleceği şekillendirebilecek inovasyon, iş birliği ve dayanıklılık fırsatları da mevcut.

Jeopolitik riskler

Dünya ekonomisi için en acil zorluklardan biri, küresel bir enerji krizine yol açan ve daha geniş bir savaş riskini artıran Rusya ile Ukrayna arasında tırmanan çatışmadır. IMF, savaşın küresel büyümeyi 2023'te 0,5 puan, bir yıl sürmesi halinde ise 2024'te 1,5 puan azaltacağını tahmin ediyor. Etki, gaz fiyatlarının hızla yükseldiği ve arz kesintilerinin elektrik kesintilerine ve fabrikaların kapanmasına neden olduğu Avrupa'da en şiddetli olacak diye bekleniyor. Bu arada İstanbul’da benzin ve mazot neredeyse 50 Türk Lirasına yaklaşıyor. Bu her alanda zamların kapımızda olduğunun da habercisi. Neyse ben yine döneyim küresel boyuta. AB, Rusya'ya yaptırımlar uyguladı ancak aynı zamanda enerji güvenliğini ve transatlantik ittifaka bağlılığını sürdürme ikilemiyle de karşı karşıya kaldı.

Jeopolitik belirsizliğin bir diğer kaynağı da Çin'deki emlak sektörünün zayıflaması ve COVID-19 salgını nedeniyle devam eden karantinalar nedeniyle daha da kötüleşen yavaşlamadır. IMF2'ye göre Çin'in büyümesinin 2022'deki yüzde 8,1'den 2023'te yüzde 4,4'e düşmesi bekleniyor. Bunun dünyanın geri kalanı üzerinde, özellikle de ihracat ve yatırım konusunda Çin'in talebine bağımlı olan gelişmekte olan piyasalar ve gelişmekte olan ülkeler üzerinde yayılma etkileri olacaktır. Çıkarlarını ve nüfuzunu korumaya çalışan Çin'in ekonomik yavaşlaması bölgedeki iddiasını da artırabilir.

Bir de olmazsa olmaz enflasyonist baskılar bizimle geliyor.

Dünya ekonomisinin önündeki bir diğer büyük zorluk ise milyonlarca insanın satın alma gücünü ve yaşam standartlarını aşındıran, sürekli ve genişleyen enflasyondur. IMF'ye göre küresel enflasyonun, 2024'te yüzde 4,1'e gerilemesi bekleniyor. 

Enflasyon, toparlanmayı desteklemek ile fiyat baskılarını kontrol altına almak arasında denge kurmak zorunda olan politika yapıcılar için bir ikilem teşkil ediyor. ABD Merkez Bankası ve İngiltere Merkez Bankası gibi bazı merkez bankaları faiz oranlarını yükseltmeye ve varlık alımlarını azaltmaya başlarken, Avrupa Merkez Bankası ve Japonya Merkez Bankası gibi diğerleri ise destekleyici duruşlarını sürdürdü. Para politikasındaki farklılık, finansal piyasalarda ve döviz kurlarında daha fazla dalgalanmaya neden olabileceği gibi, bazı ülkeler için sermaye akışı ve borç sürdürülebilirliği sorunlarına da yol açabilir.

Çevre sorunları da bizi endişelendiren konulardan. 

Dünya ekonomisinin önündeki üçüncü zorluk, gezegeni ve üzerinde yaşayanların refahını tehdit eden çevre sorunlarının acilen ele alınması ihtiyacıdır. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) yakın tarihli raporu, sera gazı emisyonlarını azaltmak için ciddi ve acil önlemler alınmadığı sürece dünyanın bu on yılın sonunda 1,5°C küresel ısınma sınırını aşma yolunda olduğu konusunda uyardı. İklim değişikliğinin sonuçları, sel, kuraklık, orman yangınları ve kasırgalar gibi daha sık ve yoğun doğal afetlerin yanı sıra yükselen deniz seviyeleri, eriyen buzullar ve biyolojik çeşitlilik kaybı şeklinde halihazırda belirgin özelliklerdendir.

Paris Anlaşması ve 2030 Sürdürülebilir Kalkınma Gündemi hedeflerine ulaşmak için dünya ekonomisinin hızlı ve derin bir dönüşümden geçmesi gerekiyor. Bu, fosil yakıtlardan yenilenebilir enerji kaynaklarına büyük bir geçişin yanı sıra kaynakların daha verimli ve döngüsel kullanımını, daha dayanıklı ve uyarlanabilir bir altyapıyı ve gelir ve fırsatların daha adil ve kapsayıcı bir dağılımını gerektiriyor. Yeşil ve dijital ekonomiye geçiş aynı zamanda inovasyon, istihdam yaratma ve büyümenin yanı sıra küresel iş birliği ve dayanışmayı artırma fırsatları da sunuyor.

Dünya ekonomisi jeopolitiğin, enflasyonun ve enflasyonun çeşitli zorluklarıyla yüzleştiği için kritik bir dönemeçle karşı karşıya bakalım gelecek nasıl gelecek.

Bu arada geçtiğimiz 13 Şubat günü Radyocular günüydü. Neredeyse 40 yılını bu mesleğe adamış biri olarak dostlarımdan, öğrencilerimden ve hoca arkadaşlarımdan gelen tebrikler için çok teşekkür ederim. Yine aynı gün çok sevdiğim bir aile dostum Erkan Özerman’ı kaybettik. Mekanı cennet olsun. Ailesine, sevenlerine sabır diliyorum.