Dolar $
32.4
%-0.24 -0.07
Euro €
34.82
%0.24 0.08
Sterlin £
40.61
%-0.02 -0
Çeyrek Altın
3967.3
%-0.45 -17.88
SON DAKİKA

Kızıldeniz dünya ekonomisini etkiler mi?

Geçen hafta, Yemen'deki İran destekli Husi isyancılar, ABD ve müttefik savaş gemilerine saldırmanın yanı sıra Kızıldeniz'deki konteyner gemilerine de füzeler ateşledi. Şimdi durduk yerde nereden çıkıyor bu huzursuzluk dünya ekonomisi yeni bir krize girer mi diye düşündüm. Bugün kü yazımı da bu konuda yazmak istedim.

Biliyorsunuz Husi temsilcileri, Hamas'ı desteklemek ve İsrail'in Gazze'deki savaşını protesto etmek amacıyla İsrail'le bağlantılı gemilere yönelik saldırılar yapmıştı. Ayrıca bu saldırıların da devam edeceğini söylediler. Saldırılar bölgedeki jeopolitik ve askeri gerilimi artırdı ve ticaret akışlarını aksattı; kırılgan küresel ekonomiye ters rüzgarlar ekledi ve Hamas'ın 7 Ekim'deki acımasız terörist saldırılarına yanıt olarak başlatılan sivil kayıpların artmasıyla zaten kapsamlı olan savaşı genişletme tehdidinde bulundu. Bu konuda dünyada birçok analiz yazarı yazılar yazıyor. Şimdi gelin de ülkemize çok yakın bu olaylara şöyle bir bakalım. Çin’in yapmak istediği modern “İpek Yolu” projesi olan “Bir yol Projesi” ve ABD’nin buna karşı olarak koymak istediği Hindistan’ın önderliğinde Türkiye’yi yolun dışına itip İran Irak ve Suriye kullanılarak İsrail’in ele geçirdiği toprakları kullanan Kıbrıs’ın güneyini de ele geçirip Yunanistan üzerinden Avrupa’ya ulaşma projesi de var. Bu nedenle ülkemizin güneyinde terör güçlerini kullanan savaş koşumuz olan Amerika Birleşik Devletleri askerlerimizi şehit ederek bizi karmaşaya da sürüklemek istiyorlar. İşin bu yanını araya sıkıştırdıktan sonra konuya tekrar dönersek, aslında, bu saldırılar gerçek bir hasar meydana getirmemiş olsa da, Maersk, Hapag Lloyd ve MSC gibi önde gelen denizcilik şirketleri, Süveyş kanalına giderken Bab-el-Mandab boğazını geçmeden önce gemilerini durdurarak Kızıldeniz'i kullanmamaya karar verdi. Bu olay hem lojistik maliyeti artırıcı hem de işin ciddiyetine tüm dünyanın inanmasını sağlıyor. Örneğin, bazı gemilerin yönü Afrika'nın Ümit Burnu'na yönlendirildi; bu da ciddi gecikmelere ve maliyetlere neden oldu. Örneğin, Avrupa'ya seferler iki haftaya kadar uzatılabilir, bu da yakıt ve işletme maliyetlerinin yanı sıra ihracatçılar, ithalatçılar ve son kullanıcılar için gecikme maliyetlerini de artırabilir. Küresel konteyner trafiğinin yüzde 30'u, küresel ticaretin yüzde 12'si Kızıldeniz'den geçtiğinden ve her yıl bir trilyon dolarlık ticarete tekabül ettiğinden, buradaki gecikme ve saptırma dünya ticaretinde önemli bir aksamaya neden olacaktır. Saldırı haberlerinin ardından petrol ve gaz fiyatları zaten yükseldi. Geçtiğimiz hafta bazı taşıyıcıların nakliye sigortası primleri neredeyse iki katına çıktı.

2020'den bu yana Kovid-19 salgını, Rusya'nın Ukrayna'yı işgali ve büyük merkez bankalarının ciddi parasal sıkılaştırması gibi çeşitli şokların ardından yetmezmiş gibi Kızıldeniz taşımacılığındaki aksama, hâlâ toparlanmaya çalışan küresel ekonomi için güçlü bir ters rüzgar yaratacak. Enerji ithal eden bölgeler yani bunlardan biri de biziz en çok zarar görecek ülkeler olacak. Özellikle düşük gelirli ülkeler ve durgunluğun eşiğinde olan Avrupa İsrail-Hamas savaşının enerji fiyatları üzerinde henüz bir etkisi olmasa da Kızıldeniz'deki aksamanın etkisi olabilir. Artan petrol ve gaz fiyatları manşet enflasyonunu yüksek tutacak ve merkez bankalarının genişlemeye yönelme çabalarını zorlaştıracaktır.

Daha da önemlisi, Husi saldırıları bölgedeki askeri gerilimi gözle görülür şekilde artırdı ve Gazze'deki savaşın yayılması tehdidini ortaya çıkardı. ABD, Kızıldeniz'deki gemi taşımacılığını korumak için Batı ve Arap ülkelerini de kapsayan "Refahın Koruyucusu Operasyonu" adlı bir deniz koruma gücünü devreye sokmak üzere. Zaten nerede karışıklık var orada hemen o ülke konumlanıyor. Ama artık eskisi gibi destekçisi yok. Biliyorsunuz o ülke derenin taşıyla derenin kuşunu vurduğu için elini hiç ateşe sokmamıştır. Ateşin olduğu yerinde yangın alanı olarak bırakıp gitmiştir. Bu nedenle hemen atladı orada refahın koruyucusu gibi bir ekip kurmaya ama artık milletin de gözü açıldı. Kimse askeri destek vermiyor. Zaten bunun ticari gemileri füze saldırılarından veya bunların tehditlerinden nasıl tamamen koruyabileceğini görmek zor. Yemen topraklarındaki füze sahalarının bombalanması, çatışmanın kapsamını genişletecek ve muhtemelen sivil kayıplara neden olacak, uluslararası kamuoyunu daha da kızıştıracak ve bölecektir.

Kısacası, Kızıldeniz'e yapılan füze saldırılarının yol açtığı nakliye aksamaları da o kadar uzun sürecek. Risk, genişleyen çatışmanın bölgesel ekonomiyi daha da istikrarsızlaştırması ve bunun küresel ekonomiye yayılmasıdır.