Dolar $
32.26
%-0.05 -0.01
Euro €
34.82
%-0.06 -0.02
Sterlin £
40.47
%-0.27 -0.11
Çeyrek Altın
3963.4
%0.12 4.66
SON DAKİKA

İşsizlik sorunu nasıl daha hızlı çözülebilir?

Bu haftaki yazımda işsizlik sorununa değineceğim. İşsizliği tam anlamıyla büyük oranda düşürmek istiyorsak bunun için ciddi atılımlar gerekiyor.

Son yıllarda "iş beğenmiyorlar oysa iş çok." söylemleri daha fazla trend olmaya başladı. Evet iş beğenmiyor olabilirler ama sebebi ne diye hiç düşündük mü?

İnsanlarımız iş beğenmemezlikten ziyade çalışma olanaklarının şeklinden mutsuz. Birçok işveren çalışanlarına çok otoriter ve baskıcı davranıyor bu da doğal olarak insanların nezdinde 'şu sektörde çok baskı var, çok yorucu, çalışma saatleri düzgün değil, şu şeylerle uğraşmak zorundasın' gibisinden algı geliştiriyor. Haliyle insanların zihninde önyargı oluşabiliyor ve bu da o sektöre olan bakış açısını değiştiriyor.

İşsizliğe çözüm için birkaç önerim var.

- Yurt dışına açılmak insanlara devletin olanaklarının olduğunu biliyorum ama bunu tüm firmalara açık olacak şekilde yapmalı. Ticaret Bakanlığına bu konuda büyük işler düşüyor. Kapsamlı çalışma ile tüm şirketlere tüm imkân ve olanaklar anlatılarak yol gösterilmeli bu da işlerinin büyümesini sağladığından daha fazla personel ihtiyacı olmasını sağlar.

- Çalışma saatleri düşürülmeli. Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü (OECD) raporuna göre, Türkiye, haftada 45.6 saat çalışma ile OECD ülkeleri arasında Kolombiya'dan sonra ikinci sırada yer alıyor. Bir diğer dikkat çeken ise, 60 saat üstü çalışmada oran 4,4 olarak verilirken Türkiye %15 ile OECD ülkeleri arasında birinci sırada. Çalışma saatleri düşürülmeli hatta mümkünse biz de haftada 4 gün çalışmaya geçmeliyiz zira bu hem motivasyonu hem de çalışma verimliliğini arttırır dolayısıyla insanların işi bırakması önemli oranda ortadan kalkarken zaman dağılımı dolayısıyla yeni personel alımlarına da olanak sağlar. Personeli mutlu ettikten sonra işlerin daha iyi olması konusunda birçoğumuz hemfikirizdir.

- Vergi silinmesi olayında bence vergilerin silinmesinden ziyade kamu iştirak şirketi kurularak iflasa sürüklenen şirketlerle karşılıklı anlaşılarak o şirketlerde pay sahibi olunmalı ve pazarlama sürecinde aracı olmalı böylece hem devlet kazanır hem de o şirketler. Vergi silinme olayı bence şirketler açısından biraz kolaya kaçma gibi geliyor ve ardı genelde gelmiyor diye biliyorum. Dolasıyla devlet iştirak şirketi kurularak ortak olmaları şirketlerin büyümesini sağlarken işsizliğin ve işten atılmaların da önünün kesilmesini sağlar.

- Mesleki eğitimler daha görünür şekilde duyurulmalı ve insanların bu eğitimlere rağbet göstermesi sağlanmalı. Gerekirse örneklerle anlatılmalı. Bu da doğal olarak iş çalışma olanaklarını arttırır. 

- Eğitim sistemi herkesin ilgi duyduğu mesleğe göre olmalı. Her yıl sınav sistemlerinden odak sorunu oluşabiliyor bunun yerine herkes okumak istediği bölümü okuyarak o bölümün sınavına girerse daha mantıklı olur. Öğrenciler bu şekilde gönülsüz bölüm seçiyor ve yılları heba oluyor. Oysa hayallerindeki bölümü okurlarsa motivasyon düzeyleri daha farklı olabilir. Aynı zamanda bu süreçte hem teorik hem de pratik eğitim almalılar. Şimdi bazıları staj yaptıklarını söyleyebilirler. Staj yeterli olmuyor hatta bence stajlarda denetimler yetersiz, öğrencilerin birçoğu ayak işine bakıyor ya da alanı olmayan şeylerle meşgul oluyorlar. Bunun yerine tam da hayallerindeki bölümü teorik ve pratik şekilde okuyarak hayallerindeki mesleği idame edip eğitim süreci tamamlanınca sınavı da geçip mesleğini yapabilmeli. Öğrenci pratikte gelecekteki işine çekirdekten yetişerek ve sigortası yatıp maaşını alarak yani kendi ayaklarının üstünde durarak genç yaşta mutlu kalmayı başarabiliyor. Dediğim şekilde adım izlenirse mutsuz, işsiz nesil yerine görev insanları tanımı oluşacağına inanıyorum. Örnek vermek gerekirse günümüzde bakıyoruz özellikle öğretmenler birçok sektörde çalışıyor. Onların alanı sınıf olmalı. Herkes kendi mesleğini yaparsa eminim her şey daha farklı olur.

İnsanları mutlu ederek daha hızlı kalkınmak, daha hızlı büyümek, işsizliği daha hızlı bitirmek mümkünken daha farklı stratejilerle adım atmak bizlere bir yerden sonra ne kazandırabilir ki?