2025'te turizm sektörü
Tüm dünyada yaşanan Orman yangınları ve iklim krizi turizm sektöründe tüketici davranışlarında ciddi bir değişim oluşturuyor.
Tam pandemi sonrası küresel turizm toparlanma eşiğine ulaştı diye seviniyorduk savaşlar ve bu milli felaketler turistleri korkutuyor. UNWTO verilerine göre, 2024’te uluslararası seyahat sayıları 2019’un %95’ine yaklaştı; 2025’te ise tam geri dönüş bekleniyordu. Aslında, 2025’in ilk yarısında Avrupa ve Asya merkezli destinasyonlarda %10–15 büyüme görüldü.
Tüketici davranışlarında ciddi bir değişim görüldüğünü belirtmiştik. Bundan böyle turistlerin %70’inden fazlası sürdürülebilir uygulamaları tercih ediyor. Otellerde karbon nötr hizmetler, yerel kaynak kullanımı, yenilenebilir enerji sistemleri yatırım önceliğini oluşturuyor. Avrupa şehirlerinde aşırı turizmi önlemek için giriş kısıtlamaları ve vergi düzenlemeleri artıyor. Örneğin ünlü bir düğüne istemeden ev sahipliği yapan Venedik artık “günübirlik turist vergisi” almaya başladı. Tabi yeni teknolojiler de Turizm Sektöründe trendler oluşturmaya başladı. Yapay zeka (AI) Otel rezervasyonlarında, seyahat planlamasında, kişiselleştirme ve chatbot hizmetlerinde standart hale geldi. Hatırlar mısınız bilmiyorum ama, bir tatile gidileceği zaman turizm acentelerine giderdik bir görevlinin karşısına otururduk. O bize tatil yerlerini anlatırdı biz sorardık o cevaplardı. Şimdi cebinizdeki telefondan hallediyorsunuz işlerinizi. Yoğunluğu analiz eden sistemlerle “akıllı şehirler” turist akışını yönetiyor. Bu konuda en iyi çalışan şehirler Seul ve Barcelona. Teknoloji geliştikçe seyahat etmeden oturduğunuz yerden AR/VR teknolojileri ile sanal müze gezileri, sanal seyahat deneyimleri yaygınlaştı. Ama bu beni ziyadesiyle korkutan bir konu. Çünkü bizim seyahat özgürlüğümüzü engellemeye çalışan güçler var. Kovid 19 günlerini hatırlayın.
Peki 2025 yılında hangi seyahat türleri daha ön planda derseniz Wellness ve sağlık turizmi başı çekiyor. Yoga, meditasyon, detoks programları içeren tatil türleri revaçta. Bu segment 2025’te 2,1 trilyon Amerikan dolarına ulaşma yolunda. Yerel halkla etkileşim, kültürel etkinliklere katılım, gastronomi deneyimi gibi içeriklere talep de artıyor.
Slow tourism & agro-turizm denilen özellikle Avrupa’da çiftlik tatilleri, yürüyüş rotaları, doğa merkezli tatiller ilgi görüyor.
Suudi Arabistan NEOM, AlUla ve Kızıldeniz projeleriyle turizm gelirini 2030’a kadar 150 milyar dolara çıkarma hedefinde. Hindistan Odisha, Andra Pradesh gibi bölgeler altyapı ve kültür odaklı yeni destinasyonlara dönüştürülüyor. Türkiye Kapadokya, Karadeniz sahilleri ve Güneydoğu bölgesi tanıtım ve yatırım odağında. 2025’te yeni havaalanları ve yollar açılıyor. Ama pislik içindeki yerler, üç kağıtçı kültürsüz çalışanlarla bizim başarılı olmamız çok zor.
Yabancıların “Value-for-money” seyahat dedikleri daha kısa ama anlamlı tatiller de 2025 sonrası müşteri arıyor.
Pandemi ile yok olan işverenlerin de işine gelen Kurumsal seyahatler geri dönüyor, ancak hibrit formatta. “Bizcation” modeli denilen Konferanslar ile tatil birleştiriliyor.
Kısaca Artan döviz kuru ve jeopolitik risklere rağmen, Türkiye gibi ülkeler için rekabet avantajı hala sürüyor. Klasik "turist" profilinden ziyade; bilinçli, sorumlu ve katılımcı bir gezgin tipine hizmet etmeye başlayabilirsek sektörde çalışanları da eğitebilirsek bu işi başarıyla yaparız.
Genel olarak 2025’in ikinci yarısında turizm sektörü; teknoloji, sürdürülebilirlik, deneyim ve yerel fayda ekseninde dönüşümüne yoğunlaşıyor. Bu stratejiler, “turizmden sadece gelir değil, kaliteli, dengeli ve uzun vadeli bir değer” yaratmayı hedeflemeliyiz.