2025 yılı genelinde Türkiye turizminin nasıl bir seyir izleyeceğine dair beklentiler oldukça pozitif, ancak bazı potansiyel zorluklarda göz ardı edilmemeli. Şu günlerde her yerde tatil beldelerindeki sezon açılışının iç ve dış turizmde beklenen boyutta olmadığı yolunda.
Ekonomimize en çok gelir sağlayan sektörlerin başında gelen Turizm bu sene yatırımcısının yüzünü güldürmüyor. Ne iç turizm ne de dış turizm istenildiği gibi değil. Bence bu durum ülkemizin şu zor günlerinde hiç de iç açıcı bir durum değil.
Almanya'nın Berlin kentinde her yıl Mart ayında bir turizm fuarı olurdu. Tüm dünya orada kendini gösterir ve yaz turizmi ve o yılın beklentilerini o fuarda anlardı.
Turizmde toplam gelirlerin arttığını, fakat karlılıkların azaldığını "Turizm gelirleri artarken, turizm karlılığı düşmesi sektördeki en büyük endişelerden biri. Özellikle Bodrum'da lüks segmentte hizmet veren otellere baktığınızda üst gelir grubu turistlere de ulaştıklarını görüyoruz.
Bir çok aile için yaz tatili yaklaştı, sıcaklar yüzünü göstermeye başladı. Sosyal medya hesaplarımız deniz, kum ve güneş üçgeninde dönen hayallerle dolup taşıyor.
Deneyimlerin mülkiyetten daha önemli olduğu bir çağda, turizm yalnızca gelişen bir küresel endüstri olarak değil, aynı zamanda markalaşma, yenilik ve stratejik konumlandırmanın bir savaş alanı olarak da ortaya çıktı.
Türkiye'nin seyahat sektörü 2025 yılında 5,2 trilyon liraya ulaşacak, GSYİH'nın %12'sini oluşturacak, 3,3 milyon kişiye istihdam sağlayacak ve uzun vadeli turizm büyümesini sürdürecek.
Bu yazımda dünya Turizminin bir ekonomik analizini yapmak istedim. Çünkü son günlerde yaşadığımız savaşlar ve ekonomik sınırlamalara bir de Trump vergileri eklenince ortalık harman yerine döndü. Birçok insan artık tatil yapma süresini uzatmak için çeşitli yollar arıyor. Bazen dijital göçebe oluyor bazen de tatil için gittikleri yerde iş bulup kalıyor.