Dolar $
32.45
%-0.18 -0.06
Euro €
34.72
%-0.77 -0.27
Sterlin £
40.54
%-0.66 -0.26
Çeyrek Altın
3978.12
%-0.35 -13.92
SON DAKİKA

Sorun Avrupa'nın atığı

Marmara Denizi'ni yaklaşık bir aydır kaplayan müsilaj günden güne daha da kötü bir hal alıyor. Uzmanlar bunun nedenini üç faktöre bağlıyor: küresel ısınma nedeniyle artan deniz sıcaklığı, yanlış uygulanan atık politikası ve buna bağlı olarak artan azot fosforik yükü. Yeni bir atık politikası uygulanmaya başlanmazsa denizde azalan oksijen nedeniyle canlıların toplu ölümlerinin devam edeceğini de belirtiyorlar.

Resmî Gazetede 12 Temmuz 2019 tarihinde yayınlanan Sıfır Atık Yönetmeliğine ve bu Yönetmeliğe bağlı olarak Sayın Emine Erdoğan’ın yürüttüğü Sıfır Atık Projesine rağmen Greenpeace tarafından geçtiğimiz haftalarda yayınlanan rapora göre Türkiye büyük bir atık sorunuyla karşı karşıya. 

Üstelik sorunun tek kaynağı kendi atıklarımız değil, Avrupa’nın atığı. 

Greenpeace raporuna göre Türkiye, 2020 yılında Avrupa Birliği ülkeleri ve İngiltere’den 659,960 ton atık ithal etti. 2019 yılına göre Avrupa’dan gelen plastik atık ithalatı yüzde 13 arttı. Son 16 yılda ise 196 kat arttı. Bu raporun ardından Ticaret Bakanlığı polietilen atık yani ithal edilen atıkların yüzde yetmişini oluşturan atık türünün ithalatını yasakladı. 

Bu karar yerinde ve çevre kirliliğini önlemede büyük katkı sağlayacak bir karar olsa da 2019 yılında başlatılan Sıfır Atık Projesi kapsamında daha önce alınabilecek bir karardı. 

Ayrıca atıkların büyük bir kısmı polietilen atığı olsa da diğer atıkların ithalatı konusunda da acilen yeni bir politika belirlenmesi, gerekirse yeni bir kanun çıkarılması ve bunun denetiminin sıkı bir şekilde yapılması lazım ki, ülkemizde yaşanan çevresel sorunlar azalmaya başlasın ve yenileri eklenmesin. 

Özellikle Kanal İstanbul projesinin yol açacağı deniz kirliliği hakkında uzmanlar uyarılarda bulunsa da bu uyarılar da göz ardı ediliyor.

Denizlerin durumu sadece ülkemizde böyle değil. 

Okyanuslarda şu anda bu kapsamda bir müsilaj sorunu yaşanmıyor olsa da balıkçılar tarafından balıkların kontrolsüz bir şekilde avlanıyor olması, balıkçıların avlanma şekilleri ve avlanırken kullandıkları plastikler de dünya çapında kirliliğe yol açıyor ve konuyla ilgili kanunlar olmasına rağmen denetim yetersizliği nedeniyle çok da uzak olmayan bir gelecekte deniz canlılarının yok olma tehlikesiyle karşı karşıya olduğu öngörülüyor. 

Özellikle balıkçıların avlanma şekilleri dolayısıyla deniz mercanlarına yüksek oranda zarar veriliyor ve dünyanın önemli bir oksijen kaynağı olan mercanların azalmasına yol açılıyor. 

Bir yanda atıklardan kaynaklanan müsilaj sorunu diğer yanda kontrolsüz ve yanlış avlanma nedeniyle azalan mercanlar ve deniz canlıları dünyayı büyük bir felakete doğru sürüklüyor. 

İklim krizi, atıklar, avlanma gibi konularda tüm ülkeler birleşip ortak ve işe yarar bir anlaşma sağlamadığı ve sıkı bir denetim yapmadığı sürece bu kirlilik önlenemeyecek gibi duruyor. 

Umuyorum ki bu konuyla ilgili daha etkili kararlara imza atılır ve çevre ön plana alınır aksi takdirde bundan belki de otuz yıl sonra doğa tamamen mahvolmuş olacak.